Ç
çah:
kuyu, çukur.
çâk:
çatlak, yarık.
çal:
alnında ve ayaklarının üstünde beyazlık bulunan hareketli at.
çalab:
ilâh, Rab.
çalâk:
atik, çabuk.
Çamular:
Himalaya dağlarına bağlı bir dağ silsilesi.
çâr:
dört.
çar:
Rus imparatoru.
çâre:
çıkar yol, kurtuluş yolu.
çarh:
çark, felek, talih.
çarıyâr:
dört büyük halife.
çariçe:
Rus imparatoriçesi.
çark:
dönen, felek, talih.
çarmıh:
suçluyu bağlamak için kurulmuş haç şeklinde ağaç.
çarnâçar:
ister istemez.
çehre:
yüz.
çelebi:
efendi.
çeleçepe:
sağa sola.
çemen:
çimen, yeşillik.
çemenzâr:
çimenlik.
çendan:
gerçi.
çerağ:
çıra, lamba.
çeşm:
göz.
çeşme:
pınar.
çeşmidîl:
gönül gözü.
çeşmigiryân:
ağlayan göz.
çevik:
çabuk davranan.
çevikçalâk:
çevik ve hızlı.
çığır:
patika, ince yol.
çî:
ne?
çiçekdanlık:
çiçeklik.
çiçekdâr:
çiçekli.
çile:
nefsi ıslah için bir yere kapanıp ibadet etmek.
çilehane:
çile evi.
çimengâh:
çimenli yer.
çîn:
buruşukluk.
çînicebîn:
alın buruşuğu.
Çinimaçin:
Çin ve Çinin güney kısmı.
çirkef:
pis su.
çîz:
şey.
çiznök:
dane.
çorak:
verimsiz toprak.
çuha:
sık dokunmuş yün kumaş.