Emanet ve Ehliyet

HARAM

266: Delâleti ve subutu kat'î nasslarla işlenilmesi yasaklanan fiilere "Haram" denir. Hanefi fûkahası: "Haramın sabit olması için kat'î ve şüphesiz bir delil şarttır" hükmünde müttefiktir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Dillerinizin yalan yere vasıflandırageldiği şeyler için: "Şu helâldır, bu haramdır" demeyin. Çünkü (bu sûretle) Allah'a karşı yalan düzmüş olursunuz. Allah'a yalan düzenler ise, şüphe yoktur ki asla felâh bulmazlar"(25) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefî fûkahası'nın kat'î delili şart koşması bu ayet-i kerime'ye dayanır. Haram; "Liaynihi" ve "Liğayrihi" olmak üzere ikiye ayrılır. Can, mal, akıl, din ve nesil emniyetini tahrip eden hususlar "Liaynihî haram" sınıfına girer. Adam öldürmek, hırsızlık ve eşkiyalık, şarab, domuz eti ve zina gibi!.. Liğayrihî haram ise; bizzat haram değildir. Ancak harama vesile olmaktadır. Meselâ: bakmak haram değildir. Ancak bir kadının avret mahaline bakmak harama (zina'ya) vesile olacağı için haramdır. Yine elma yemek haram değildir. Ancak bir başkasına ait olan bahçeden çalmak suretiyle yemek haramdır. Bir kimse helâl'in haram olduğuna veya haram'ın helâl olduğuna inanırsa kâfir olur.(26) Ancak burada "Haram li aynihî" esastır. Meselâ: Bir kimse şarabı besmele çekerek içer veya sonunda "Elhamdülillâh" derse, bu helâl kabul etmiş olur. Bu ise küfürdür.(27)

Günün Sözü

"“(Hakîkî) Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların selâmette olduğu kimsedir. (Hakîkî) Muhâcir, Allah’ın haram kıldığı şeyleri terk edendir.” (Hadîs-i Şerif—Buhârî)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.