Aile toplumların aynasıdır.Birbirine kenetlenmiş, yardımsever ,duyarlı bir toplumun oluşturulması için öncelikle sevgi, şefkat ve merhamet gibi değerlerin yoğun yaşandığı doğal aile ortamının korunması gerekiyor.
1-Halkın köylerden şehirlere akın etmesi ile ,üç kuşağın bir arada yaşadığı geniş aileler bölündü.Şehir ve kasabalarda çekirdek aileler oluştu.Bu ailelerde daha çok kazanmak, daha gösterişli yaşamak arzusu bir başka ifadeyle yapay ihtiyaçların oluşması kadınları çalışma hayatına itti.Çünkü ailenin refah seviyesi kişi başına düşen gelirle ölçülüyordu.Çünkü neye malolursa olsun maddi güç sahibi olmak en büyük değer olmuştu.
2-Annenin ev dışında çalışması, ona büyük yükler yüklemekte ve strese altında bulundurmakta, dolayısıyla çalışan kadın ailedeki yükümlülüğünü yerine getirememektedir.Eşine ve çocuklarına ayıracak zaman bulamamaktadaır.Ailesiyle birlikte olduğu vakitlerde de kadının ruhsal ve fiziksel enerjisi tükenmiş olmaktadır.Bu durum ailede tartışmalara ve geçimsizliklere sebep olmaktadır.Eşler çareyi boşanmada aradıklarından her geçen gün boşanma oranlarında artış gözlenmektedir.
3-Hanımlar, beylerle anne ve babalarından ayrı yaşama şartı ile evlenmektedirler.Bu şartlarla kurulan ailelerde büyükanne ve babaya yer bulunmadığından yaşlı anne ve babalar sosyal kurumlara sığınmaktadırlar.Her geçen gün sosyal kurumlara sığınan yaşlıların sayısı artmaktadır.
4-Çalışan kadın gerek zaman yetersizliğinden gerekse ruhen ve bedenen yorgunluğundan dolayı çocuğun en büyük ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi gösterememektedir. Kreşe verilen çocuklar uyandıklarında annelerini değil yabancı yüzler görmektedirler.Bu durum çocuklarda güvensizlik duygusuna ve ruhsal sorunlara yol açmaktadır.Ruhsal sorunlar yaşayan çocuklarda küçümsenemeyecek artış söz konusudur.Ailelerin parçalanması ve meşru olmayan ilişkiler neticesinde doğan çocuklar ülkemizde de sorun olmaya başlamıştır.Sosyal kurumlardaki çocuklara ne kadar iyi bakılırsa bakılsın doğal aile yapısındaki sevgi ve şefkatten mahrum büyüdüklerinden çocuklar problemli olmaktadır.
5-Aile reisi olan erkeğin işi sebebiyle başka il ve ülkelere gitmesi de aileyi masum bir nedenle parçalamaktadır.Çocukların evde tek ebeveynle yaşaması olumsuz etkilenmelerine neden olmaktadır.
6-Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında yaşayan ülkemiz insanlarının da aile problemleri vardır.Parçalanan aileler ve terk edilen kadınlar söz konusudur.Yabancı erkek veya kadınla evlenen insanlarımızın çoğu milli ve manevi kimliğini kaybetmektedir.
7-Bir ailede huzur ve mutluluğun sağlanmasının en önemli koşulu eşler arası iletişimin sağlanmasıdır.Televizyonun evlere girmesi, eşler arası iletişimin kopması ve akrabalık ilişkilerinin zayıflamasının sebeplerinden biridir.
8-Televizyonda yayınlanan çeşitli film ve dizilerle evlilik dışı ilişkiler, nikahsız yaşama gibi toplumumuza aykırı yaşam biçimleri doğallaştırılmış hatta özendirilmiştir.Bu durum özellikle gençlerin evlilikten uzaklaşmasına sebep olmuştur.
9-Ailelerin tatil anlayışında değişimler yaşanmaktadır..Akraba ziyareti yerine çeşitli tatil beldelerinde eğlenmek tercih edilir hale geldi.Sadece çekirdek aile üyelerinin yer aldığı yaşam tarzı geliştirildi. Bunun en önemli sonucu akrabalık ilişkilerinin ve akrabalar arası dayanışmanın zayıflaması olmuştur.
kadinhaberleri.com
