Gönderen Konu: Aykırı İlahiyatçılar  (Okunma sayısı 18250 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Aykırı İlahiyatçılar
« : 09 Şubat 2009, 00:15:53 »

Besmele, hamdele ve salveleden sonra... Bu yazıma öncelikle Kur'ân'a, Sünnet'e, icmâ-i ümmete, fıkha, şeriata sâdık gerçek ilahiyatçılara teşekkür ederek başlıyorum. Onlar tenkitlerimin haricindedir. Kendilerine an samimi'l-kalb hürmet ediyorum. Hizmetleri feyizli olsun, ömürleri hüsn-i hâtime ile son bulsun.

Bundan sonra derim ki: İlahiyatçı postuna bürünmüş bazı kesan var ki, onlar din-i mübine hizmet perdesi altında İslâm'ı tahrife, tahribe, tağyire çalışıyorlar. Bunların bozuk ve zararlı taraflarından bazısını zikr ediyorum:

1. Dinde reform yapmak istiyorlar. İslâm dini ilahî ve münzel dindir. Onda kesinlikle reform, değişiklik, yenilik yapılamaz. Hâşâ Cenab-ı Hak yanıldı mı ki, O'nun dinini değiştirecekler? Dinde tecdid olur, Yüce Yaratan her hicrî asrın başında bid'atleri ayıklamak için bir müceddid gönderir. Tecdid başka reform başkadır. Tecdid asla dönmek, reform asıldan uzaklaşmaktır...

2. Bazı ilahiyatçılar, İslâm'a hak din olmakta ortaklar katıyor, üç İbrahimî din diyor, ehl-i kitabı ehl-i cennet ve ehl-i necat olarak gösteriyor. Böyle bir iddia ve inanç korkunç bir bid'attir. İslâm hak din olmakta müşareket (ortaklık) kabul etmez. Bu, Kur'ân'la, Sünnet'le, 14 asırlık icmâ-i ümmetle sâbit bir gerçektir. Aksine inanan dinden çıkmış olur.

3. Bazı ilahiyatçılar "Resûl bir postacı idi. Dini tebliğ etti, öldü gitti ve işi bitti..." diyorlar. Böylece Resûlü aradan çıkartıp O'nun yerine ya kendileri geçmek, yahut birini geçirmek istiyorlar. Böyle bir iddia büyük bir sapıklıktır. Resûl vefat etmiştir ama O'nun hatırası, O'nun ruhaniyeti Ümmeti ile beraberdir. O, kıyamet'e dek Müslümanların Seyyidi, Kaaidi, Önderi, Rehberi olarak kalacaktır.

4. Bazı ilahiyatçılar Kur'ân'ın birtakım emir ve yasakları tarihseldir, Pakistanlı matrud (kovulmuş) Fazlurrahman'ın dediği gibi bunlar zamanımızda geçerli değildir diyorlar. Böyle bir inanca ve görüşe sahip olanlar dall ve mudildir (sapıtmıştır ve saptırmaktadır.) Kur'ân'ın bütün muhkem emirleri, yasakları Kıyamet'e kadar yürürlüktedir.

5. Bazı İlahiyatçılar sinsice Sünnet'e cephe alıyor, hadîslerin çoğunun uydurma olduğunu iddia ediyor. Hattâ kimisi o kadar ileri gidiyor ki, kibar-ı Ashab'tan Ebu Hureyre radiyAllahu anh hazretlerini yalancılıkla suçluyor. Bu gibi bozuk fikir, görüş ve inançları merduttur.

6. Bazı ilahiyatçılar İslâm'da tesettür yoktur diyorlar. Tesettür Kur'ân, Sünnet ve icmâ ile sabit bir farzdır. Münkiri kâfir olur.

7. Bazı ilahiyatçılar, tesettür vardır ama kadınların başlarını örtmeleri gerekmez, boyunlarını ve göğüslerini örtmeleri yeterlidir diyor. Bu da batıldır. İslâm'da kadınların başlarını örtmeleri tesettüre dahildir.

8. Bazı ilahiyatçılar küfürle imanı, dinsizlikle dini bağdaştırmaya ve uyuşturmaya çalışıyorlar. Onların bu yaptığı akla, mantığa, dine, Kur'ân'a, sünnete, Şeriata aykırıdır.

9. Bazı ilahiyatçılar son derece bulaşık ve şaibeli bir kişi olan Egfanî'yi Müslümanlara rehber olarak gösteriyor, bu zatın Ümmet'i kurtaracak fikir ve metod önderi olduğunu iddia ediyor. Efganî İranlı olduğu halde kendisini Afgan, Şiî olduğu halde Sünnî gösteren bir taqiyyeci ve yalancıdır. Üstelik Farmasondur. Hiçbir lüzum ve zaruret olmadığı halde Müslümanları aldatmıştır. Böylece "Bizi aldatan bizden değildir" hadîsi dairesine girmiştir.

10. Bazı ilahiyatçılar fıkıh mezheplerini tenkit ediyor, mezhepsizlik propagandası yapıyor.

11. Bir ilahiyatçı aykırı fikirleriyle efsanevî bir servet edinmiştir.

12. Bazı bozuk ilahiyatçılar İslâm dininin en temel amelî ibadeti olan beş vakit namazı terk etmiştir. Bazıları alaca bulaca zaman zaman kılmaktadır.

13. Hayızlı kadınlar namaz kılabilir, oruç tutabilir, Kâbe'yi tavaf edebilir diyen bazı ilahiyatçılar vardır ki, onlar bu iddialarıyla 14 asırlık bir icmaa karşı çıkmaktadır.

14. Kur'ân, Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm'a ve imana çağırmıyor diyen ilahiyatçılar vardır.

15. İslâm'ın kesinlikle yasak kılmış olduğu birtakım günahları, haramları açıkça işleyen, bu suretle fasık-ı mütecahir durumuna düşen ilahiyatçılar vardır.

Bu gibi ilahiyatçılar dine hizmet etmiyor, maalesef dini temellerden sarsmaya çalışıyor.

İlahiyat fakültelerinde okuyan temiz gençlerimizi bu gibi menfi ilahiyatçıların şerlerinden ve tesirlerinden korumamız gerekir.

Doğru yolda olan, Kur'ân ve Sünnet çizgisinde yürüyen gerçek ilahiyatçıların bozuk meslekdaşlarını tenkit etmeleri ve uyarmaları onlar için vazifedir. Bu vazifeyi yerine getirmezlerse sorumlu olurlar.

Bozuk ilahiyatçıların şerlerinden, desiselerinden ve tahriplerinden korunmak için itikatta, fıkıhta, ahlâkta Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunmak gerekir.


M.Şevket Eygi

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #1 : 09 Şubat 2009, 05:08:31 »
Alıntı
Bozuk ilahiyatçıların şerlerinden, desiselerinden ve tahriplerinden korunmak için itikatta, fıkıhta, ahlâkta Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunmak gerekir.
اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #2 : 09 Şubat 2009, 09:53:14 »
mehmet şevket eygi bey sesimi buradan duymazsınınız belki  ama yine de sesleniyorum:
Güzel tespit  fakat sonuna da şöyle matematiksel bir işlem koymak lazım.

bazı ilahiyatçılar + bazı ilahiyatçılar +bazı ilahiyatçılar .........= ilahiyatçıların  % 98 'i

ben hep öyle gördüm.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #3 : 09 Şubat 2009, 10:08:15 »
"İnsan eninde sonunda özüne döner" sözüne çok inanırım. Evlatlarımıza aile içinde çok iyi bir dini terbiye verirsek, Allah'ın da izniyle bu tip sapkınlıklardan kendilerini ve çevrelerini korumuş olurlar.

Bir İlahiyatçı (!)nın tv.lerde çok konuştuğu dönemde ve tabii çok alkışlandığı bir dönemde ben de onu izliyor, takip ediyordum. Sık sık kafamda soru işaretleri oluşuyordu ama söylediği bazı şeyler de nefsimize hoş geliyordu sanırım.

Derken bir gün katıldığı sabah programında konuşurken: "Efendim, namaz kılmanın şartları vardır: İstikbal-i kıble, setr-i avret gibi... Fakat Kur'an okumanın hiçbir şartı yoktur, yani örtülü olmak veya abdestli olmak gerekmez." dediği yetmiyormuş gibi, bir de birilerini azarlıyor; "Yeter ki okuyun, bazıları millet okumasın diye, kafasına göre şartlar çıkarıyor" demişti...

Bir an düşündüm; iyi de bu Allah kelamı... Herhangi bir aşk romanı okur gibi, hatta plajda güneşlenirken falan okunamaz ki... İlla şart belirtilmesine gerek yok, aklı başında olan bir insan zaten onun ne olduğunu idrak eder ve gereken şartları kendisi de belirleyip uygulayabilir. Bizler ekmeği, sofrayı bile kutsal (nimet) bilip hürmet ederiz.

En önemlisi bunlar çocukluktan itibaren, hatta kendimi bildim bileli edinmiş olduğum bir islami terbiye. Bazı şeyler eksik olsa da, özümüzde bunların olması kurtuluşumuza vesile olur inşaAllah.

Allah İslam'ı ve inananları yıpratmak isteyenlere fırsat vermesin.
« Son Düzenleme: 09 Şubat 2009, 10:29:19 Gönderen: günbatımı »
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #4 : 09 Şubat 2009, 10:28:05 »
Alıntı
İslam'ı ve inananları yıpratmak isteyenlere fırsat vermesin.

Amin.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #5 : 22 Nisan 2009, 22:56:26 »
TABAKAT-I FUKAHANIN en alt derecesi ve rütbesi olan müftülük seviyesinde bulunmadığı halde kendi kafasından, hevasından mevrid-i nassa aykırı ictihadlar yapan aykırı bir İlâhiyatçı benim için "O ilâhiyatçı değildir..." demiş. Ona cevabım şudur:

1. O bir ilâhiyatçıdır ama icazetli bir din âlimi ve fakih değildir. Ona Müslüman oryantalist diyebiliriz.

2. Bendeniz ne ictihad yapıyorum, ne fetva veriyorum, ne de din hakkında kendi re'y ve hevamla konuşuyorum. Ehl-i Sünnet ve Cemaati savunmak her Müslümanın vazifesidir. Onu yapıyorum. Ey Müslümanlar hatâlı ilâhiyatçılara tâbi olmayınız, Ömer Nasuhi Bilmen, Ahmed Davudoğlu ve benzeri icazetli Ehl-i Sünnet hocalarına bağlı olunuz diyorum.

3. Afganî'nin azılı bir mason olduğunu, takiyye yaparak Müslüman kardeşlerini aldattığını ve kandırdığını, İngiliz ajanı Blunt ile birlikte Halife-i Müslimîn Abdülhamid-i Sanî hazretlerini tahtından indirmek için çalıştığını, gerçek din âlimi ve önderi olmadığını, aktivist olduğunu, menfi ve muzır olduğunu bilmeyenlere duyurmak için din âlimi olmak gerekmez. Bunu Sünnî bir Müslüman gazeteci ve yazar olarak yapıyorum.

4. Bendeniz ictihad yapmıyorum, fetva vermiyorum, din konusunda Ehl-i Sünnet ve Cemaat dışı aykırı ve şazz fikirler, görüşler serd etmiyorum. Aksine Müslümanların, cumhur-i ulemânın yolundan giden icazetli, ehliyetli ulemâ ve fukahaya tabi olmalarını tavsiye ediyorum. Bu yaptığım bir usûl/metod meselesidir. Buna hakkım vardır. Haddimi bilen bir kimseyim.

5. Bu İlâhiyatçı profesör 1970'li yılların başında "Hocaların Hocası" merhum ve mağfur büyük âlim, büyük fakih, ehliyeti ve icazeti olan, Sünnîlerin medar-ı iftiharı Ahmed Davudoğlu hocaefendi tarafından tenkit edilmiş ve uyarılmıştı. Onun yazmış olduğu "Dini Tâmir Dâvâsında Din Tahripçileri" (Bedir Yayınevi, Tel: 0212/519 36 18) adlı kitabı dikkatle ve insafla okuyanlar hayli önemli konularda aydınlanacaklar, İlâhiyatçının mı haklı, bendenizin mi haklı olduğu konusunda isabetli karar vereceklerdir.

"O ilâhiyatçı değil..." diyecek, aklınca beni saf dışı bırakacak ve meydan ona kalacak, o da bildiğini okuyacak... Yağma yok!..

Mehmet Şevket EYGİ

Çevrimdışı alıntı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 30
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #6 : 25 Aralık 2009, 11:52:42 »
Ah şu medya yok mu, özellikle bazı tv kanalları, bu ilahiyatçılar(!) vasıtası ile küfre hizmet ediyorlar...

Çevrimdışı gece54

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 2
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #7 : 25 Aralık 2009, 15:01:22 »
Geçen nette dolaşırken şunları gördüm..İslam hukukundan bahseden bi sitede , isim vermek kurallara ayrıkı olabileceğinden vermiyorum bir    Yrd. Doç. Dr. şunları söylüyor.

Dinimizde, imamın yada din görevlisinin kıyması gerekli olan bir nikah türü yoktur. İslam’da nikah dini değil medeni bir akittir.

Nikah’tan amaç, evlilik hayatı yaşayacak kişilerin, birlikteliklreinin meşruluğunun sağlanmasıdır. Bu sebeple de meşruluğu sağlamanın yolu olarak İLAN şartı konulmuştur. İlan demek, evlenecek şahısların bu birlikteliklerini topluma duyurmasıdır.

Gizli olan evlilik akitleri bu sebeple geçerli değildir. Resmi nikah dediğimiz nikah türünde ilan şartı gerçekleşmektedir. Bu sebeple resmi nikahtan sonra tekrar imam nikahı kıyılması zorunluluğu yoktur. Yani resmi nikah dinen de geçerli bir nikah türüdür.



Hangi akla hizmettir böyle bir söylem..

Çevrimdışı clausewitz

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #8 : 26 Aralık 2009, 00:45:09 »
Alıntı
5. Bazı İlahiyatçılar sinsice Sünnet'e cephe alıyor, hadîslerin çoğunun uydurma olduğunu iddia ediyor. Hattâ kimisi o kadar ileri gidiyor ki, kibar-ı Ashab'tan Ebu Hureyre radiyAllahu anh hazretlerini yalancılıkla suçluyor. Bu gibi bozuk fikir, görüş ve inançları merduttur.

burası dikkatimi çekti, Ebu Hureyre'nin yalancılıkla suçlanması ehli sünnet'in itibar ettiği kaynaklarda geçmekte midir? geçiyorsa bu durum nasıl izah ediliyor?

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #9 : 26 Aralık 2009, 02:58:29 »
Benim anladigim kadariyla günümüzdeki bir kisim ilahiyatcilar ebu hureyre hazretlerini yalancilikla itham ediyorlar. Günümüzdeki bir itham eski kaynaklarda nasil gecsin? :)
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı afka

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #10 : 26 Aralık 2009, 16:36:24 »
Bir ilahiyatçı olarak hassasiyetinizde haklısınız.Alt yapı eksikliği olan daha açık ifade ile cami papuşluğunu bile en büyük hizmetlerden gören anlayıştan uzak iseniz her yol ehli sünnete saldırıya çıka bilir.
Sünnet, "Asrı Saadeti" çağa taşımaktır

Çevrimdışı alıntı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 30
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #11 : 26 Aralık 2009, 17:35:36 »
Ünvanınız İlahiyatçı ise aşağılamak ve ilmini(!) kötüye kullanmak da bir nevi hizmet.Tabi tabi.

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #12 : 26 Aralık 2009, 22:01:46 »
genellememek lazım  ama geneli de öyle  dememek elde değil.


Ayrıca ilahiyat camiası ciddi anlamda çalışmalar  yaparak her alanda derin bilgileri gün yüzüne çıkartıyorlar. Bu konuda takdir etmek lazım.

ancak her ağızlarını açınca kimisi mezhebi kimisi ictihadı , kimisi kıyası , kimisi hadisi şerifleri reddetmesi  o deruni bilgiye sahip insanların genelinde bir takıntı haline gelmiş.

bir bakıyorsun mezhebleri şiddetle reddediyor fakat kendisi de ibni teymiyenin mukallidi olmuş. Mezhebe tabii olmak yanlıştır diyor . fakat kendiside mezhebe tabii olmayanların toplandığı bir merkez etrafında dönüyor. otomatikmen mezhepsizler mezhebine dahil oluyor.

bazısı öğrendiği deruni ilimlerle değil. İçinde bulunduğu sistemin istediği şekilde fetva vermeye çalışıyor.

Allah tüm ilim sahiplerine ve tüm ümmeti muhammede feraset versin. Dünya şehvetlerine (mal, mülk , makam, mevki ,şan , şöhret) esir olmaktan muhafaza buyursun.

Bizim ilahiyatlarda at izi it izine karışmış. ilahiyat kitaplarını açın okuyun kitabın bir bölümünde mezheplerin ortaya çıkışı çok net ve çok güzel bir şekilde , olabileceği en güzel şekilde anlatılmış. Aynı kitabın başka bir bölümünde mezhebe veya aynı okulun başka bir kitabında (bu aynı ilim ile alakalı bir kitapta olabiliyor başka başka ilimlerle alakalı kitaplarda olabiliyor) mezhebe  tabii olmak körü körüne bir taassup olarak algılanıyor.

bir kitapta kıyası fukaha çok güzel bir şekilde ifade edilirken.  bir bakıyorsun kıyası reddeden grubun bu fikri övülüyor.

Bir tarafta ictihadın şartlarının ağır olduğu yazılıyoar. diğer taraftan müslümanların hepsi herhangi bir konuda kendi kendilerine ictihat yapabileceği söyleniyor.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı clausewitz

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #13 : 26 Aralık 2009, 23:43:01 »
Benim anladigim kadariyla günümüzdeki bir kisim ilahiyatcilar ebu hureyre hazretlerini yalancilikla itham ediyorlar. Günümüzdeki bir itham eski kaynaklarda nasil gecsin? :)

günümüzdeki ithamdan bahsetmiyorum, meselâ Kütüb-i Sitte'de, Buhari, Müslim gibi bir çok muteber ehli sünnet kaynakta Ebu Hureyre'ye söylenmiş kötü söz var mı?

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Ynt: Aykırı İlahiyatçılar
« Yanıtla #14 : 27 Aralık 2009, 02:45:53 »
bildigim kadariyla yok..
en cok hadis rivayet eden bir zati
kitablarindaki hadislerin cogunu rivayet eden bir zati,

kütübi sitte sahipleri nicin itham etsin???

...
ebu hureyre hazretlerini itham etmeye kalkanlar bugünün allameleri..
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident