Gönderen Konu: Şeytan'ın Hileleri  (Okunma sayısı 16152 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Şeytan'ın Hileleri
« : 12 Haziran 2007, 12:46:25 »

imam Gazâli (İhyâyı ulûmid-din)
        Şeytan Allah-u Teâlâ'nın yarattığı öyle bir yaratıkdır ki, şerri, kötülüğü vaad eder. Çirkin (münker) şeyleri emr eder. Nefsi bu gibi işleri yapmağa davet eder.
        Peygamber (S.A.V.) bir mübarek sözünde "...Vesvese de şeytandan gelir ve şerri davet eder, hakkı tekzib eder ve hayırdan men'eder. Kalbinde bunu bulan, şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın" buyurdu ve sonra "Şeytan fâkirlik ile korkutur ve fuhşiyat (kötü işler ve ameller) ile emr eder" meâlindeki âyet-i celileyi okumuştur. İbn-i Mes'ud
(Tirmizi ve Nesei)
        İnsan şehvet ve gazaba uyarsa, istekleri vasıtasıyla şeytanın istilâsına uğrar. Kalb şeytana yataklık yapar. Zira hevâ (istek) şeytanın barınağıdır. Allah (c.c.) nıuhafaza buyursun.
        Resul-i Ekrem (S.A.V.) "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat Allah-u Teâlâ bana yardım etti ve şeytanını müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder" buyurdu. İbn-i Mes'ud (Müslim)
        Nefsâni arzulara uyularak dünya sevgisi kalbe galebe çalarsa, şeytan vesvese için çare bulmuş olur.
        Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Şeytan, insan oğlunun çeşitli yollarında oturur. Önce İslâm yolu üzerinde durur ve (Ananın, babanın dinini terk edip müslüman mı olmak istersin?" der. [ kandıramaz ise] ...hicret yolu üzerine oturur... sonra cihad yolu üzerine oturur... İnsan bunu da dinlemez ve mücahedesini yapar. Kim bu şekilde hareket ederek ölürse, Allah-u Teâlâ'nın Cerınetini hak etmiş olur." buyururdu.
Sübre b. Ebi Fâkih (Nesei)
        Şeytanın hilelerinden biri de şerri-hayır gibi. kötülüğü-iyilikmiş gibi göstermeye çalışmaktır.
        Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'in bir çak Yerinde Şeytan'ın düşmanlığından bizlere haber vermiştir.
        "Şüphesiz, şeytan, sizin için büyük bir düşmandır. Siz de onu düşman tanıyın..."
 Fatır Sûresi: A. 6      
 "Ey Âdem oğulları, şeytana tapmayın. O size apaçık bir düşmandır diye size bildirmedim mi?"
    Yâsin Sûesi; A. 60
        "Allah'tan korkanlar kendilerine şeytan'dan bir vesvese iliştiği zaman, düşünürler de derhal basiretlerine sahip olurlar."
  (A'raf S. A. 201)        

"Eğer şeytandan bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın..."
A'raf S. A. 200      

 "Şeytanların kardeşlerine (insanlardan) gelince: Onları şeytan sapıklığa sürükler ve yakalarını bırakmazlar."
  (A'raf S. A. 202)      

 İblis, İsa (a.s.) a gözükerek onu şehâdete davet etti. İsa (a.s.) cevaben "Bu söz hak sözdür. Fakat senin emrinle ben bunu süylemem." Onun böyle bir hayır tavsiyesi altında bir mel'âneti olduğunu bilirdi.
        Şeytan'dan asla kurtuluş yoktur. Ancak onu uzaklaştırmak ve zayıflatmak mümkündür.
        Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Yolculukta insan, devesini zayıflattığı gibi, mü'minde şeytanını zayıflatabilir." buyurdu. Ebû Hüreyre
        İbn Mes'ud "Mü'minin şeytanı zayıftır"
       
Kays B. Haccac "Şeytanım bana
        - senin yanına geldiğim zaman besili hayvanlar gibi idim. Şimdi kuş kadar kalmadım. - dedi. Neden? sualime:
        - Zikrullah ile beni erittin - dedi."
        Bilmiş ol ki, kalb bir kal'a, şeytan da kal'aya girmek isteyen bir düşman gibidir.
        Kalbi şeytanın vesveselerinden korumak borç ve herkese "farz-ı ayn"dır. Şehvet ve gazap şeytanın giriş yollarıdır.
        Câhil sofu, şeytanın maskarasıdır. İşsize (boş gezene) şeytan iş bulur. İnsan şeytan gibidir, fakat insana benzer şeytan yoktur.
        Boş karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi onun hîlesine, düzenine manidir.
  MEVLÂNA


Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları

1) Şerri - hayır gibi göstermek,
2) Kötülüğü - iyilik gibi göstermek,
3) Haramı - helâl gibi göstermek,
4) Mekruh'u - mübah gibi göstermek,
5) Şehvet ve Gazaplı anlarında insanları aldatmak,
6) Hased ve hırs: Kul bir şeye haris oldumu artık hakkı görmekten kör ve hakikatı duymaktan sağır olur.
7) Helâl bile olsa - doyasıya fazla yemektir. Zira insan fazla yeyince şehveti artan. Şehvet ise şeytan'ın silahıdır.
8) Dünya süsüne tama' etmek, arzu duymak. Öyle ki âdeta tama' ettiği şey onun ma'budu olur,
9) Âdem oğluna işlerinde acelecilik ettiği zamanlarda ona vesvese vermek.
Resûl-i Ekrem "Acele şeytandan teenni ise Allah'tandır." buyurdu. Sehl b. Sa'd (Tirmizi)
10) Cimrilik ve yoksulluk korkusu vermek,
11) Mezhep taassubu ile hasımlara kin tutmak, onları küçümsemek ve hakaretle bakmaktır.
Bir imâmın mezhebinden olduğunu iddia edip onun ahlâkı ile ahlâklanmayanın kıyamet gününde hasmı o imamdır.
12) Allah (c.c.) ın zat ve sıfatları hakkında akıllarının almadığı meselelerde düşünceye sevk edip, şüpheye düşürmek. Dinini zayıflatmak,
13) Şeytanın kalbe giriş kapılarından biride sû'i zan (kötü zan) dır.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #1 : 12 Haziran 2007, 13:56:02 »
Allah razı olsun Enfa.

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #2 : 12 Haziran 2007, 17:09:17 »
Alıntı yapılan: "fatihan"
Allah razı olsun Enfa.kardes

Çevrimdışı Ahi

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 923
  • Bugün Allah (c.c) için ne yaptın?
Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #3 : 13 Haziran 2007, 12:18:47 »
Alıntı yapılan: "kenz"
Teşekkürler enfa Allah razı olsun


Mevlam şeytanın şerrinden cümlemizi korusun.Amin
Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #4 : 30 Ekim 2007, 13:14:27 »
Şeytanın Çengelleri

Rivayete göre, İblis, Zekeriyya (a.s.)'a gözüktü. Zekeriyya (a.s.), İblis'in elinde çeşitli çengeller gördü ve:
- Bu cengeller nedir? diye sordu.

İblis:
- Bunlar şehvetlerdir, Ademoğlu'nu bunlarla yakalar ve bunlarla aldatirim, dedi.

Zekeriyya (a.s.):
- bana da bir çengel vurabilirmisin? diye sordu.

Seytan:
- Evet, karnini iyice doyurduğunda... O zaman namaz ile zikirden sana ağırlık veririm, dedi.

Bunun üzerine Zekeriyya (a.s.):
- O halde, ben de asla karnimi tam doldurmayacagim, dedi.

İblis:
- Ben de daha hiç kimseye ipucu vermeyecegim, diye cevap verdi.


Çevrimdışı Emir-ül Bahr

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 231
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #5 : 18 Aralık 2008, 15:59:51 »
Muhyiddîn-i İbn-i Arabî (ks) Şeytanın Hileleri adlı kitabından...

 
İbn-i Abbas (r.a) Hz.' inden naklen Muaz, Cebel rivayet ediyor :

—Bir gün Resullullah (s.a) ile beraberdik. Ansardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık.

Bu arada, dışarıdan bir ses geldi :

—Ev sahibi..... içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var.

Bunun üzerine , herkes Resullullah (s.a)efendimizin yüzüne bakmaya başladı. Orda ve her zaman büyük oydu... İzin ondan çıkacaktı.

Resullullah (s.a) Efendimiz, duruma vakıf oldu ve :

— << Bu seslenen kimdir bilir misiniz?>>

Buyurdu.... Biz hep birden şöyle dedik :

— En iyi bilen Allah ve Resuludur.

Bunun üzerine Resullullah (s.a) Efendimiz :

— << O, lain iblistir. –Şeytandır– Allah'ın laneti onun üzerine olsun....>>

Buyurunca; hemen Hz. Ömer :

Ya Resullullah , bana izin veriniz onu öldüreyim.

Dedi.... Resullullah (s.a) Efendimiz bu izni vermedi; şöyle buyurdu:

<< Dur ya Ömer , biliyomusun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir... Öldürmeyi bırak.>>

Sonra şöyle buyurdu:

<<Kapıyı ona açın gelsin... O buraya gelmek için emir almıştır. Diyeceklerini anlamaya çalışınız. Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz.>>

* * *

Bundan sonrasını ondan dinleyelim ; yani Ravi' den. Şöyle anlattı :

Kapıyı ona açtılar. İçeri girdi ve bize göründü. Birde baktık ki, şekli şu :

Bir ihtiyar. Şaşı. Aynı zamanda köse. Çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor. At kılı gibi. Gözleri yukarı doğru açılmış. Kafası, büyük bir fil kafası gibi. Dudakları da, bir manda dudağına benziyordu.

Sonra, şöyle bir selam verdi ;

 

Selam ya Muhammed ; selam size ey cemaat-i müslimin.
Onun bu selamına Resullullah (s.a) Efendimiz şu mukabelede bulundu ;

<< Selam Allah'ındır ya lain >>
Sonra şöyle buyurdu :

<< Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş? >>
Şeytan şöyle anlattı ;

Benim buraya gelişim kendi arzumla olmadı. Mecburen geldim.
Resullullah (s.a) Efendimiz sordu ;

<< Nedir o mecburiyetin ? >>

Şeytan anlattı ;

İzzet sahibi Rabbın katından bana bir melek geldi. Ve dedi ki ;Allah-ü Taâlâ sana emir veriyor : Muhammed 'e gideceksin. Ama düşük ve zelil bir halde. Tevazu ile. Ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın. Onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona. Sonra o sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin. Sonra ... Allah-ü Taâlâ buyurdu ki :
Söylediklerine bir yalan katarsan , doğruyu sölemezsen .... seni kül eder ; rüzgara savurur ... Düşmanlarının önünde , seni rüsva eder.
 
İşte ... böyle ; ya Muhammed , o emir üzerine sana geldim.

Arzu ettiğini bana sor . Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem ;düşmanlarım benimle eğlenecek. Şu muhakkak ki , düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur.

* * *

Bundan sona Resullullah (s.a.) Efendimiz şöyle sordu :

— << Madem ki , sözlerinde doğru olacaksın. O halde bana anlat : Halk arasında en çok sevmediğin kimdir ? >>

 

Şeytan şu cevabı verdi :

Sensin ya Muhammed. Allah' ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur. Sonra senin gibi kim olabilir ki ?

Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu :

<< Benden sonra , en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?...>>

Şeytan anlattı :

Müttaki bir gence ki ... varlığını Allah yoluna vermiştir.

Bundan sonra , sual cevap aşağıdaki şekilde devam etti. Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu ; şeytan anlattı :

<< Sonra kimi sevmezsin ? >>
Kendisini sabırlı bildiğim , şüpheli işlerden sakınan âlimi ...
<< Sonra ? >>
Temizlik işinde ... yıkadığı yerleri üç defa yıkamayı adet eden kimseyi.
<< Sonra ? >>
Sabırlı olan bir fakiri ki ; ihtiyacını kimseye anlatmaz... Halinden şikayet etmez.
<< Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nerden bilirsin ? >>
— Ya Muhammed , ihtiyacını kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz. Sabırlı kimselerin işi buna benzemez. Hasılı , onun sabrını ; halinden , tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım.

<< Sonra kim ? >>
Şükreden zengin.
<< Peki, ama zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın ? ...>>
— Onu görürsem ki , aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor. Bilirim ki : şükreden bir zengindir.

* * *

Resullullah (s.a.) Efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu :

<< Peki, ümmetim namaza kalkınca , senin halin nice olur? ..>>

Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar . Titrerim.

<< Neden böyle olursun ; ya lain ? .. >>

Çünkü bir kul , Allah için secde edince bir derece yükselir.

<< Peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun ?...>>

O zaman da bağlanırım. Taa, onlar iftar edinceye kadar.

< Peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun ? >>

O zaman da çıldırırım.

<< Peki, ya Kur'an okudukları zaman nasıl olursun ? ..>>

O zaman da, eririm. Tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.

<< Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır ? .. >>

— Ha, işte.. o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren , bir testere alır eline ve beni ikiye böler.

Resullullah (s.a.) Efendimiz sebebini sordu :

<< Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Ebamürre ? >>

Bunun üzerine iblis :

Onu da anlatayım ..
Dedikten sonra anlatmaya başladı :

Çünkü sadakada dört güzellik vardır. Şöyle ki ;
1 - Allah-ü Teala, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler.

2 - O , sadaka veren kimseyi halkına sevdirir.

3 - Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı , cehennemle arasında bir perde yapar.

4 - Allah-ü Teala, belayı sıkıntıyı ve ahları ondan defeder.

* * *

Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz ashabı hakkında bazı sorular sordu :

<< Ebubekir için ne dersin ?>>
İblis ise şu cevabı verdi :

O bana cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... İslam'a girdikten sonra nasıl bana itaat eder ?
 

<< Peki, Ömer b. Hattab için ne dersin ? .. >>
İblis ona da şu cevabı verdi :

Allah'a yemin ederim ki ; her gördüğüm yerde ondan kaçarım.
 

<< Peki , Osman b. Affan için ne dersin ? >>
Ondan utanırım ... hem de çok ... Nasıl ki , Rahman' ın melekleri de ondan utanırlar...
 

<< Peki, Ali b. Ebutalib için ne dersin ? >>
İblis onun için de şöyle dedi :

— Ah onun elinden bir kurtulsam... O, kendi başına kalsa ; ben kendi başıma kalsam... O beni bıraksa....ben de onu bıraksam .. Ben onu bırakırım ama o beni bırakmaz.

 

Resullullah (s.a.) Efendimiz , yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar kısmen bittikten sonra , şöyle buyurdu :

<< Ümmetime saadet ihsan eden ; seni taa, belli bir vakte kadar şeki kılan Allah'a hamd olsun. >>
Resullullah (s.a.) Efendimiz ' in o cümlesini duyan lain iblis şöyle dedi :

— Heyhat, heyhat... Ümmetin saadeti nerede ? Ben , o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın ?..

Ben , onların kan mecralarına girerim. Etlerine karışırım. Ama onalar , benim bu halimi göremez ve bilemezler. Beni yaradan ve baaş gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki: Onların tümünü azdırırım. Cahillerini ve alimlerini ... Ümmilerini ve okumuşlarını ... Facirlerini ve abidlerini ... Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz. Fakat , Allah'ın halis kullarını ... Evet, bunları azdıramam.

Bunun üzerine Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu :

  

<< Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir ? ... >>
Bu suale İblis şu cevabı verdi :

—Bilmez misin ? ya Muhammed , bir kimse ki , dirhemini ve dinarını sever ... O Allah için bir ihlasa sahip değildir. Bir kimseyi görürsem ki ; dirhemini dinarını sevmez ; övülmekten, medhedilmekten hoşlanmaz.. bilirim ki o : ihlâs sahibidir... Hemen onu bırakır kaçarım.

 

Bir kul malı ve övülmeyi sevdiği süre , kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet , o size vasfını yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki : mal sevgisi , büyük günahların en büyüğüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed , baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır.

İblis anlatmaya devam etti :

—Ya Muhammed , bilmez misin ? ... Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. Sonra ... o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır.

Onların bir kısmını ulemaya gönderdim.

Bir kısmını gençlere yolladım.

Bir kısmını da meşayihe saldım.

Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim.

Gençlere gelince , aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz.

Çocuklara gelince ... Onlarla da , bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.

Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim. Bir kısmını da zahidlerin.

Onlar bunların yanına girer.; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne ... hep dolaştırıp dururlar. Öyle bir hal alırlar ki ; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye...

 

İşte ... böylece , onlardan ihlası alırım. Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı .. Ama , bu hallerin farkında olmazlar.

 

İblis, bundan sonra , aldattığı bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. Ve şöyle dedi :

Bilmez misin ; ya Muhammed, Rahip Borsisa, tam yetmiş yıl ihlas ile Allah 'a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki ; Her dua ettiği hasta , duası ve bereketi ile şifâyap oluyordu. Onun peşine takıldım. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küfre girdi.

Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabında , ona şöyle anlatır :

<< .... Şeytan hali gibidir ki ; o insana :
– Kafir ol ..

Dedi. Vakta ki o kafir oldu. : Bu defa ona şöyle dedi :

Ben senden uzağım . . Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım .>> (59/16)
* * *

İblis bundan sonra bazı kötü huylar üzerinde durdu. Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı..

 

YALAN

— Bilmez misin ya Muhammed , yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse ... o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse ... o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adına and içtim.

<<Muhakkak ben size nasihat ediyorum.>> (7/16)
Dedim... Bunu yaparım çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.

 

GIYBET - KOĞUCULUK

— Gıybet ve koğuculuğa gelince .... Onlarda benim meyvelerimdir ve şenliğimdir.

 

NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK

— Her kim talak üzerine yemin ederse ... günahkar olacağından endişe edilir. İsterse bir defa olsun .. İsterse doğru şey üzerine olsun. Her kim talakı ağzına alırsa .. taaa..  hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur.Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.

 

NAMAZ

— Ya Muhammed , namazı an be an tehir edilince ... onu da anlatayım. O her ne zaman ki , namaza kalkamak ister; tutarım . ona vesvese veririm. Derim ki : "Henüz vakti var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın." Böylece o, vaktinin dışında namazını kılar... Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır.

Şayet o kimse beni mağlup ederse .. ona insan kılığındaki şeytanlarımdan birini yollarım... Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyar. O, bunda da beni mağlup ederse .. bu sefer onun hesabını namazında görmeye bakarım. O namazın içinde iken ;

sağa bak .. sola bak...
Derim... O da bakar ... O ki böyle yaptı... Yüzünü okşar alnından öperim. Bundan sonra ona :

Sen ebedi yaramaz bi iş yaptın derim ve böylece onun huzurunu bozarım. Sende bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda , sağa ve sola çokça bakarsa, başka şeyler düşünürse, namazından gafil olursa Allah onun namazını kabul etmez. Bunda da ona mağlup olursam yalnız başına namaz kıldığında yanına giderim. Ve ona ; çabuk çabuk kılmasını emrederim. O da , başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı horozun , gagası ile yerden birşeyler topladığı gibi.

Bu işi yaptırmakla da ona başarı kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım. Orada başına bir gem takarım. Başını imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım. İmamdan evvel de secde ve rüku yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için , kıyamet günü , Allah onun başını eşek başına çevirir.

O kimse bunda da beni yener ise, bu defa ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam.

Bunda da mağlup olursam , bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince , o esnemeye başlar. Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer , dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. İşte bundan sonra o kimse , hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar.

* * *

Şeytan bundan sonra konuşmasına devam etti :

— Sen ümmetin hangisi için ferah duyarsın ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarım... ne tuzaklar. Miskinlerine , çaresizlerine ve zavallılarına giderim. Namazı bırakmalarını emrederim. Ve onlara derim ki :

Namaz size göre değil.. O, Allah'ın afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir.
Sonra hastalara giderim :

"Namaz kılmayı bırak " derim çünkü Allah-ü Teala : << hastalara zorluk yok.....>> (24/61) buyurdu. İyi olduğun zaman kılarsın. Ve böylece o, namazını bırakır. Hatta küfre de gidebilir. Şayet o, hastalığında namazı terkederek ölüp giderse, Allah'ın huzuruna çıkarken, Allah-ü Teala'yı öfkeli bulur.

Sonra şöyle dedi :

— Ya Muhammed , eğer bu sözlerime yalan kattımsa , beni akrep soksun. Sonra.... Eğer yalan varsa .. Allah 'tan dile beni kül eylesin.

* * *

İblis bundan sonra konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi :

— Ya Muhammed , sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun ? Halbuki ben onların altıda birini dininden çıkardım.

* * *

Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz ona , yani İblis'e aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu. O da bunlara cevap verdi :

<< Ya lain , senin oturma arkadaşın kim ? >>
Faiz yiyen.
<< Dostun kim ?>>
Zina eden.
<< Yatak arkadaşın kim ?>>
Sarhoş
<< Misafirin kim ? >>
Hırsız.
<< Elçim kim ?>>
Sihirbazlar.
<< Gözün nuru nedir?>>
Karı boşamak.
<< Sevgilin kim ?>>
Cuma namazını bırakanlar.
* * *

Resullullah (s.a.v) Efendimiz bu defa başka bi mevzuya geçti ve şöyle sordu :
<< Ya lain , senin kalbini ne yıkar ?>>
Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi.
<< Peki, senin cismini ne eritir ?>>
Tevbe edenlerin tevbesi.
<< Peki , ciğerini ne parçalar, ne çürütür ? >>
Gece ve gündüz, Allah'a yapılan bol bol istiğfar.
<< Peki yüzünü ne buruşturur ? >>
Gizli sadaka.
<< Peki gözlerini kör eden nedir ?>>
Gece namazı.
<< Peki, başını eğdiren nedir ? >>
Çokça kılınan cemaatle namaz.
* * *

Resullullah (s.a.) Efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu :

<< Sana göre insanların en saadetlisi (!) kimdir? >>
Namazını bilerek kasden bırakanlar.
<< Peki , insanların en şakisi kimdir ? >>
Cimriler
<< Peki, seni işinden ne alıkoyar ? >>
Ulema meclisleri
<< Peki , yemeğini nasıl yersin ? >>
Sol elimle parmaklarımın ucu ile.
— << Peki , sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin ? >>

İnsanların tırnaklarının arasında.
Resullullah (s.a.) Efendimiz bundan sonra , bir başka bir mevzuu sordu. İblis de cevap verdi .

<< Rabbinden neler talep ettin ? >>
On şey talep ettim.
<< Nedir onlar ya lain ?>>
Şunlardır :
Allah'tan diledim ki, beni Ademoğullarının malına ve evladına ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu :
<< Onlara ortak ol... Mallarına ve çocuklarına . Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara gurur vaad eder...>> (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.

Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Şeytandan Allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım.

Cinsi münasebet anında ; Allah'a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Ve o her birleşmeden hasıl olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler.

Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi değil de , aksini isteyerek binerse , ben de onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir. << Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle yaygara çıkart..>> (17/64)

 

Allah-ü Teala'dan diledim ki : Bana bir ev vere .. Bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi.
 

Diledim ki bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana mescid yaptı.
 

Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı olarak verdi.
 

İstedim ki ; bir ezan vere , Mezmurları verdi.
 

Diledim ki ; bana bir yatak arkadaşı vere.. Sarhoşları verdi.
 

Diledim ki ; bana yardımcılar vere ... Bunun için de Kaderiyye mensuplarını verdi.
 

İstedim ki ; bana kardeşler vere ..Mallarını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları. Bunlar da şu Ayet-i Kerime ile sabittir :
<< O kimseler ki ; mallarını boş yere harcarlar... Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır. >> (17/27)

Bir ara Resullullah (s.a.) Efendimiz şöyle buyurdu :

<< Eğer söylediklerini, Allah'ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin. Seni tastik etmezdim.>>

Bundan sonra İblis devam etti :

Ya Muhammed , Allah'tan diledim ki ; Ademoğullarını ben göreyim ama onlar beni göremeyeler. Bu dileğimi de yerine getirdi.
 

Diledim ki ; Ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa ; Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasında akıp giderim. Gezerim. Hem nasıl istersem. Bütün bu isteklerimi verdi .

Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte .. Böylece kıyamete kadar , Ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar. Bundan sonrasını İblis şöyle anlattı :

Benim bir oğlum vardır. Adı : ATEME 'dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider ; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı ; imkan yok , insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.

Benim bir oğlum daha vardır ki ; onun adı da MÜTEKAZİ 'dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.

Sonra, benim bir oğlum daha vardır . Onun adı da KÜHAYL dir. Bunun işi de , insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar.

 

Bundan sonra İblis şöyle anlattı :

— Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur. Ve onu , bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. Mesela :

Elini kolunu dışarı çıkar ; göster. Der .. o da , bu emri tutar. Elini , kolunu açar, gösterir. Buından sonra , o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar.

İblis bundan sonra ; Resullullah (s.a.) Efendimiz ' e kendi durumunu anlatmaya başladı :

—Ya Muhammed bir insanı delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir şeyi güzel gösteririm. O kadar. Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı , yeryüzünde ;

<< Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah'ın resülüdür. >>

diyen herkesi , oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım. Hepsini delalete düşürürdüm. Nasıl ki senin elinde de , hidayet nevinden bir şey yoktur. Sen ancak Allah'ın Resulusun. Ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı, yeryüzünde tek kafir bırakmazdın. Sen Allah'ın halkı üzerinde bir hüccetsin. Ben de kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere sebebim. Said olan kimse , taa , ana karnında iken saiddir. Şaki olan da , yine ana karnında iken şakidir. Saadet ehli kılan da Allah , Şekavet ehli kılan da Allah .

 

Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu.

<< Bunlar, taa sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek... Ancak Rabbın esirgedikleri hariç..>> (11/118-119)
<< Allah'ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir.>> (33/38)

Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz , İblise şöyle buyurdu :

<< Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah' a dönmen mümkün değil mi ? Cennete girmene kefil olurum.>>

Bunun üzerine İblis şöyle dedi :

Ya Resullullah , iş verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalem de kurudu. Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni peygamberlerin efendisi kılan , cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah'tır. Ve O, bütün eksik sıfatlardan münezzehtir.

 

Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı :

İşte bu söylediklerim sana son sözümdür. Ve bütün söylediklerimi de doğru dedim.
 

Evvel , ahir , zahir, batın , alemlerin Rabbı olan Allah' a hamd olsun.

Efendimiz Muhammet Nebiye Allah salat eylesin. Keza onun âline de ashabına da ...Amin !
« Son Düzenleme: 22 Kasım 2010, 18:43:46 Gönderen: Tuğra »
Gönlünün idrakını duyacaksın
Gönlünü şiirlere, sazlara söyleteceksin
Bütün bunlara söyletemeyecek sırların varsa
Susacaksın...

Hz. Mevlana

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #6 : 18 Aralık 2008, 18:24:52 »

Allah razı olsun Emir-ül Bahr. Emeğine sağlık.

Şeytanın hilelerinden, vesveselerinden, tüm kötülüklerinden cümle Ümmet-i Muhammed adına Allah (c.c.) sığınıyorum.

Rabb'im bizleri Şeytanın karşısında aciz etmesin.
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #7 : 10 Kasım 2010, 12:55:41 »
Seytanin Kaçtigi Kisi

Adamin biri Sahrada dolasirken, seytan ona arkadas oldu. Adam ögle, ikindi, aksam ve yatsi namazini kilmadi. Uyuma vakti gelince yatip uyumak istedi. O zaman seytan adamdan uzaklasmaya basladi.
Adam, "Benden niye kaçiyorsun?" diye sordu.
Seytan cevap olarak: "Ben ömrümde bir kere Allah'a âsi oldum ve ondan dolayi da Allah'in huzurundan kovuldum. Sen ise bir günde defalarca isyan ettin. Ben Allahín sana gazap edip, senin arkadasin olmam hasebiyle beni de kahretmesinden korkarim" dedi ve arkadasligi kabul etmeyip uzaklasti.

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #8 : 10 Kasım 2010, 17:22:57 »
... "Ben ömrümde bir kere Allah'a âsi oldum ve ondan dolayi da Allah'in huzurundan kovuldum. Sen ise bir günde defalarca isyan ettin. Ben Allahín sana gazap edip, senin arkadasin olmam hasebiyle beni de kahretmesinden korkarim" dedi ve arkadasligi kabul etmeyip uzaklasti.

 :dgnk
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #9 : 10 Kasım 2010, 18:01:02 »
... "Ben ömrümde bir kere Allah'a âsi oldum ve ondan dolayi da Allah'in huzurundan kovuldum. Sen ise bir günde defalarca isyan ettin. Ben Allahín sana gazap edip, senin arkadasin olmam hasebiyle beni de kahretmesinden korkarim" dedi ve arkadasligi kabul etmeyip uzaklasti.


ve bu ibret verici olayda incelikler okadar cokki . Mevlamız Şeytanın bir kibrinden enaniyetinden dolayı , Huzurdan kovdu ama magfiret kapısınıda kapadı Şeytana Taki
Musa a.s Tur Dagına cıkarken şeytan Musa a.s karşısına cıkar ve ya Musa Mevlaya benım pişmanlıgımı ıletsen benim tövbe etmek ıstedigimi bildirsen , benim icin biraz meylaya yakarı versen dedi . Musa a.s olur dedi ve şeytanın bu dilegini. H.z Allaha bildirdi . Allah c.c tamam ya Musa onu af edecegim ama bir şartım var .
zamanında yapmadıgı Secdeyi şimdi yapsın buyurdu , yani Ademe Secde etsin dedi .
Bunu ona söyle yaparsa af olunacak bildir ona dedi .

Musa a.s dönüşünde şeytanla yeninden karşlaştı , Musa a.s şeytandan daha heycanlı ve sevinç liydi , bu hali gören şeytan ne oldu ya Musa dedi ?Musa a.s dilegin kabul oldu H.z Allah seni af edecek , insanlıkta sende rahat edeceksiniz dedi , fakat senin zamanında yapmadıgın bir şeyi H.z Allah şimdi yapmanı istiyor af ola bilmen için deyince ,
şeytan neymiş o ya Musa dedi ? Ademin kabrine Secde etmeni istiyor H.z Allah deyince . şeytan ya Musa ben onun dirisine Secde etmedimki Ölüsüne Secde edeyim deyip , yine kibirleniyor ve birdahada ona tövbe ve Af kapısı acılmamak üzere kapanıyor ,
Ya Bize ? Bu kapı hala acık hemde sonuna kadar !!!!!

Bu yukarda anlattıgımız olay aklımızda kalmış hali , ufak defek belki yanlışımız olabilir affınıza sıgınırız. tam dedaylı olarak eklemek isteyen bu mevzuyu bilen bir kardeşimiz yazarsa , kitaplarda gectigi haliyle , menmun oluruz .
« Son Düzenleme: 10 Kasım 2010, 18:04:36 Gönderen: Rahmani »
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #10 : 10 Kasım 2010, 18:44:35 »
Teşekkürler Rahmani. En azından bize tevbe kapısı hâlâ açık, çok şükür ki ümit var!..
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı cennet_nuru

  • Cennet ucuz değil Cehennem dahi lüzumsuz değil...
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 485
  • Her nefesimi SANA yönelmiş dualar eyle ...
    • sadakat.net
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #11 : 10 Kasım 2010, 21:21:20 »

Allah razı olsun Emir-ül Bahr. Emeğine sağlık.

Şeytanın hilelerinden, vesveselerinden, tüm kötülüklerinden cümle Ümmet-i Muhammed adına Allah (c.c.) sığınıyorum.

Rabb'im bizleri Şeytanın karşısında aciz etmesin.
O göremediğin koskoca derya gönlümdür...Gördüğün sahil ise dilim...Kıyılarıma vuran dalgalara şaşırma...!!Onlar aşktan gel-git'im...Beni kendinde,kendimde arama...Ben hem bende hem sende bir gizim...!!Beni Mecnun'dan Leyla'dan sorma...!!Ben sadece MEVLA'dan bir izim ... !!!

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #12 : 14 Kasım 2010, 00:33:39 »
Bersisa isminde bir zat, inzivaya çekilmiş, gece-gündüz vakti Allah'a (c.c.) ibadetle geçer ve hiçbir kötülükte bulunmazdı. Bu zatı şeytan aleyhilla'ne kandırmak için türlü hilelere başvurdu. Fakat bir türlü kandıramadı. En sonunda şeytan işin kolayını bulmuşt'u. Çünkü Şeyh Bersisa, âmil, mütteld, züht ü takva sahibi bir zattı ama, alim değildi. Yani ilm-i zahiri yoktu. Ondan dolayı onu kandırmak kolay olacaktı.

Plânını şöyle tatbik etti:

Şeytan, sırtında cübbesi, elinde asası, başında sarığı, elinde tesbihi olduğu halde bembeyaz sakalıyla Şeyh Bersisa'nın ibadet ettiği yere varıp kapısını çaldı. Şeyh Bersisa kapıyı açtıktan sonra, kim olup, nereden geldiğini ve niçin geldiğini sordu.

Şeytan Alleyhilla'ne ona şu, cevabı verdi:

- Ben dünya nimetlerinden uzak, ömrünü Allah'a ibadetle geçirmek isteyen bir kimseyim. Bir Allah dostu bulup kendime arkadaş edinmek için çok yer dolaştım, fakat sizden başka bir kimseye rastlamadım. Memleketine yaklaştığımda, sizin isminizi duydum. Sizin de bütün gayretiniz Allah'ın rızasını kazanmak olduğuna göre, beni de kabul buyur da, beraber ibadete devam edelim.» dedi.

Şeyh Bersisa, onun şeytan olduğunu ve kendisinin ayağını kaydırmak için geldiğini nereden bilecekti. Arkadaşlığı kabul etti... Beraber ibadete başladılar. Aradan zaman geçiyor, Şeyh Bersisa ibadet ediyor, yiyor içiyor ve diğer insanlar gibi yaşıyor, lâkin Şeytan Allah'a öyle ibadet eder gözüküyor ki yemiyor - içmiyor, yatıp uyumuyor ve bütün zamanını ibadet ederek geçiriyordu.

Şeyh Bersisa, yeni dostuna hayran kalmıştı. Aradan- çok zaman geçmeden dayanamayarak:

- Ey Allah'ın salih kulu, sen bu mertebeye nasıl yetiştin. Ben senelerden beri ibadet ederim, yeyip içmekten kurtulamadım. Sense bütün zamanını ibadete ayırabiliyorsun. Ne olur, bunun sırrını bana da öğret de, ben de senin gibi olayım, dedi.

Şeytanın istediği doğmuştu...

- Bunun kolayı var! Evvela bir büyük günah işleyecek, sonra da -ona samimiyetle tövbe edeceksin. Büyük bir günah işlemiş olduğundan Allah'tan daha fazla korkmaya başlayacak ve böylece de benim gibi, sen de her türlü insanî kötü hasletlerden kurtulmuş olacaksın, dedi.

Şeyh, meselâ ne gibi bir günah işlemesi lazım geldiğini sordu. Şeytan, artık bayram ediyordu. Çünkü avını kandırmıştı.

- Zina edebilirsin, dedi. Şeyh:

- Yapamam, dedi.

Bu sefer şeytan:

- Adam öldür! dedi.

Bersisa, yine:

- Onu da yapamam, dedi.

Şeytan:

- İçki içersin, dedi...

Bersisa, düşündü taşındı, onu biraz hafif görmüştü:

- O olur, yapabilirim, dedi.

Şeytan artık sevincinden havalarda uçuyordu. Bersisa doğru kasabadaki meyhanelerden birine gidip bir miktar içki istedi, içkiyi sunan saki kadındı, içtikçe içti ve sonunda sarhoş olup kadına zina etmeyi düşünmeye başladı. Şeytan tabiî ki boş durmuyor, adamın gözüne gözükmeden nefs yoluyla durma, böyle fırsat elegeçmez, hemen bu kadınla münâsebet kur, diyordu.

Bersisa, tamamen sarhoş olduktan sonra, meyhaneci kadına orada zina etti. Bu onun için çok kötü bir şeydi... Duyulursa ne derlerdi. En iyisi o kadını öldürüp gömmekti, ve öyle yaptı. Kadını öldürüp meyhanenin arkasında bir yere gömdü. Fakat hadise duyulmakta ve yayılmakta gecikmedi. Bersisa'yı yakalayıp mahkemeye çıkardılar. Katil oldüğü için kısasa kısas Ölümüne hükmolundu.

Bersisa idam sehpasına çıkmış, artık ip boğazına geçirildikten sonra onu kurtaracak hiçbir kimse yoktu. Şeytan karşıda görüldü.

- Bu hal nedir ey dostum, dedi. Bersisa:

- Görüyorsun ey Allah'ın sevgili kulu beni kurtar, diye yalvarmaya başladı. Şeytan:

- Bir şartla seni kurtarırım. O da bana secde edeceksin, dedi. Bersisa:

- Görüyorsun ip boğazıma geçirilmiş nasıl secde edebilirim, deyince de:

- İşaretle secde edebilirsin, dedi.

Bersisa başıyla işaret ederek secde etti ve sandalye ayağının altından çekilince imansız olarak göçüp gitti. Allah muhafaza buyursun.

İlimsiz amelin, insanı nereye kadar götüreceğine güzel bir misâl böylece vuku bulmuş oldu. Eğer onda şeriata müteallik ilim olsaydı içki içmek, zina etmekle, adam öldürmekle evliya olunamayacağını bilir ve şeytana uymazdı.


Kaynak:
Büyük Dini Hikayeler, Osmanlı Yayınevi
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #13 : 14 Kasım 2010, 01:46:12 »
Alıntı
Ya Muhammed , namazı an be an tehir edilince ... onu da anlatayım. O her ne zaman ki , namaza kalkamak ister; tutarım . ona vesvese veririm. Derim ki : "Henüz vakti var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın." Böylece o, vaktinin dışında namazını kılar... Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır.

Bu işi yaptırmakla da ona başarı kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım. Orada başına bir gem takarım. Başını imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım. İmamdan evvel de secde ve rüku yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için , kıyamet günü , Allah onun başını eşek başına çevirir.

O kimse bunda da beni yener ise, bu defa ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam.

Bunda da mağlup olursam , bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince , o esnemeye başlar. Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer , dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. İşte bundan sonra o kimse , hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar
.

Alıntı
Benim bir oğlum vardır. Adı : ATEME 'dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider ; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı ; imkan yok , insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.

Benim bir oğlum daha vardır ki ; onun adı da MÜTEKAZİ 'dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.

Sonra, benim bir oğlum daha vardır . Onun adı da KÜHAYL dir. Bunun işi de , insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar
[/b].

Teşekkkürler çok değerli bilgiler, Rabbim muhafaza buyursun
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı müjde_ci

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 149
Ynt: Şeytan'ın Hileleri
« Yanıtla #14 : 14 Kasım 2010, 11:17:59 »
çok güzel paylaşımlar olmuş Allah razı olsun mevlam tüm ümmeti muhammmed i şeytanın şerrinden korusun amin
pırlantanın kıymetini hamal yükün kıymetini sarraf takdir edecekse pintiler zengin, arsızlar muteber,ciğersizler kahraman, başlar ayak,ayaklarda baş olmuş demektir