STV de; dindar olanı, olmayanı 7den 70e herkesin ilgisini çeken bir program, büyük buluşma. Bir kaç kere izleme imkânım oldu. Program genel görünümü ile İslami açıdan ne kadar olumlu ya da olumsuz ayrı bir mevzu.
Yani özellikle bayan oyuncuların başlarının açık olması, tam olarak İslami tesettüre uymayan bir şekilde giyim kuşamları, giyimde İslami şartlar tam olsa bile erkek izleyicilerin olduğunu da göz önünde bulundurursak zaruret miktarı bakma bu programda ne kadar geçerli, yani zarurimi bakılması ki caiz olsun.
Bunlar ayrı bir mevzu.
Temas etmek istediğim şu. Görülen şekli ile program, ölüm kavramını, bu hayatın elbet beklenilmeyen bir anda sona ereceğini, her kesime yeniden hatırlatıyor.Ölümden sonra hesabın olduğu, oradaki pişmanlığın fayda vermediği, kul haklarının affının mümkün olup olmadığı gibi hususlar tesirli bir şekilde işlenmiş izlenimi veriyor.
Ama; keşke ahirette de hesap bu kadar basit olsa.Kuran-ı Kerimde müteaddit ayeti kerimelerde ahiret aleminden bahsederken insanı ne kadar titiz bir hesapla karşılaşacağını, zilzal suresinin son ayetlerinde özellikle kim zerre miktarı hayırda şer de işlemişse görecektir buyrulmakta.
Kişinin, içmiş olduğu bir bardak helal sudan bile hesap sorulacağı,Hz. Ömer r.aın.kabirde, eskimiş bir at semerini atıp yenisini aldığı için hesabını veremediği, büyük Allah dostlarından birinin Allah bana 1500 yıl cehennemde yandıktan sonra cennete gideceksindese razıyım dediği ahiret alemi bir iki sualle basitleştiriliyor bu programda.
Elbette ne kadar titiz bir şekilde uğraşılsa da katresi olamaz asıl imtihanın.Ama madem böyle bir konu işlenecek biraz sıkı bir sualden geçseler oyuncular.
Mesela; hayatta özellikle insanlar arası ilişkilerde gayet dikkatli yardımsever tipteki insanlara direk amel defteri sağ elinden verilip cennete gönderilmese de, kılmadığı namazlar, vermediği ya da eksik verdiği zekatlar ya da yaptığı gıybetler, geçirdiği malayani vakitler hatta kıldığı huşusuz namazların hesabını veremese ve bunun için önce cennette biraz silkelense hatta baya silkelense daha sonra yaptığı iyilikler göz önünde tutularak cennete gönderilse, ama yukarıdaki olumsuzluklar yüzünden cennetteki mertebesinin düşük olacağı söylense şu andakinden bin kat daha tesirli olur kanaatindeyim.
Çünkü şu andakinde Allah muhafaza yanlış bir zihniyet de aşılanıyor.Nasıl mı?Ben dinle fazla ilişkisi olmayan birisi olsam ve bu programları izlesem derim ki içimden, demek ki iyi bir insan olsam, fakirlere yardım etsem, haksızlıklarla mücadele etsem, insanlara sahtekarlık yapmasam, yalan söylemesem kısacası KALBİM TEMİZ OLSA Allah ın sonsuz merhameti benim imdadıma yetişir ve cennete bir şekilde giderim diye şu andaki halimden memnun bir şekilde hayatıma devam ederim.Klasik bir kavram artık kalbim temiz tabiri.Fetva hususuna gelince herkes eleştiriyor ama işte bu tür programlarda bilerek ya da bilmeyerek o imaj veriliyor.
Ayrıntılı Bilgi için tıklayınız:
www.sadakat.net/makale/85.htmlAma yukarıdaki ifadeye çalıştığım tarzda bir sual merceğinden geçsem ben, derim ki içimden iyi dürüst insan olmak iyi bir amel ama sadece bu kadarı kafi değilmiş namazların sair ibadetin ahirette çok büyük önemi varmış derim kılmada tembellik göstersem bile en azından vicdanım rahat olmaz ve namaza başla diğer ibadetlere önem ver diye içimden bir ses daima uyarır her dini bir sohbete, mekana ya da bu tür programlara rastladığım zaman.