Gönderen Konu: Hiç Kimseye Mektuplar  (Okunma sayısı 7700 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Hiç Kimseye Mektuplar
« : 29 Ağustos 2008, 23:06:42 »


Selam sana dostum, bu mektubu çok uzaklardan yazıyorum. Sen gideli kaç zaman oldu bilmiyorum. Tek bildiğim senden sonra çok çay içtiğim ve  bir de bir türlü alışamadığım sigara dumanıyla çok öksürdüğümdür...

Zaman çabuk geçiyor be dostum! Köprünün altından çok sular geçti belli, ama o ırmakların üstünden de çok köprüler kurulup yıkıldı. Zaman geçti velhasıl ve hasretler sancılı bir bekleyişe döndü... Sonsuz bir dinginlikte öylece oturup kaldım, içimin görüntüsü çöl yalnızlığında kaybolan karıncanın duygularına öykündü. Zordu beklemek,acıydı,sancılıydı,ağlamaklıydı velhasıl berbat bir görüntüydü.

Sen gittin gideli çok şey değişti. Bir değişmeyen yazgımdı. Kederlere bulanık hayatımın tortuları kapladı yüreğimi. İmla hatası bol bir cümlede özne olmak gibi bir şey benim hayatımın girift,ve acılı yanı. Sensizlikse diyarıma uğrayan apayrı bir sancılı hasret türküsü. Ne hüzün iyi duruyor tenimde ne de neşe uyuyor "tin"ime. Olmadık romanlarda hep bir figüran rolü biçtim kendime, seni de başkahramanı yaptım rollerimin: Uymadı rolleri değiştik bazen, ama bildiğim tek şey bana hep hüzün kalıyordu, sana da gitmek durmadan.

Karalandı tüm kelimeler, silik bir hayatın sahipleri olan modern şahların kalelerini devirmek fikri hiç geçmedi senden, ben de ise isyankâr şiirler, hep mat ediyordu şahları. Zaman geçiyordu, acıydı, sancılıydı, ağlamaklıydı.

Farklı kulvarlara ayrılmış, varışı aynı olan bir yarışın koşucularıydık seninle. Sen koşardın ben koşma fikrinin felsefi ritimlerine inerdim: Hayat bizim dışımızda dalgalanan bir uçurtmaya benzerdi gökyüzünde, ama uçurtmanın ipini sen tutardın bense yön belirlerdim rüzgara karşı pervasız uçurmak için uçurtmayı. Tüm bozuklukların bir düzen adına var olduğunu biliyorduk ikimiz de..

Ben hâlâ hayatın etek uçlarında sorguluyorum hayatı. Ne düşebildim hayattan ne de tutunabildim hayata İç yaşantıların bulantılarla boğulduğu, kirli gülüşlerin hükümran olduğu zamanlara geldim. Sense çekip gittin. Şimdi nerdesin, ne hallerdesin, ses versem gelir mi sesim? Her kelimenin bittiği yerde korkuya kapılıyor musun eskisi gibi?

Duyduğum yılgınlık,monoton ve kurak bu hayatın neresinden kalma bir miras? Kalbim ne de çok uğulduyor bu dilsiz alfabenin elifbasında. Şehrin ıslak ışıklarıyla oynuyorum dostum. Sen yoksun diye hep ansızın okuyorum mektuplarımı ve hep ansızın tutuluyorum yağmura: İntiharı yorgan edinip örtünmek niyetindeyim. Köprüsü yıkılmış bir dünyanın ortasındayım her an boğulabilirim. Yağmuru yapış yapış olan bu sinir bozucu kentte, saatler temkinli, tehlikeli ve dur durak bilmiyor.

Zaman hâlâ acı, sancılı, ağlamaklı. Oynadıkça uzuyor bu oyun ve uzadıkça oynamak zorunda kalıyorum. Hiç bir yerde barınmayan yüreğim yıldızları üstüne örtme telaşesiyle hüzün çekiyor içine, keder mayalıyor hayatın bozuk ritmiyle.

Sen susuyorsun, ne çok sustun sen! Kokuşmuş hayatın kadranına koydun da beni gittin, ne çok gidiyorsun sen bu kentten. Biliyor musun dostum, ben de yoruldum artık, biliyor musun kaç gece koşarak gelmek istedim yanına? Kelimeler yörüngesiz yıldızlar gibi dolaştı beynimin kuytuluklarında, uzun çöl gündüzlerinde suya kanmışçasına sana kandım, sana susadım. Yoruldum be dost, yoruldum...

Biliyorum öldüğümde kavuşacağım sana, ümitlerin getirecek beni mezara, dilimde şiirden sancılı bir nara, hırpalanmış sözcükler içimde yara... Üşüyen ellerimi yüreğinle ısıtmaya geleceğim. Zaman şimdi acı, sancılı, ağlamaklı. Sen ise uzaklardasın, gülüşlerinin sıcaklığı duyulmuyor buradan, çok uzağım senden, ama duyuyorum kalbinin kokusunu, bilesin dostum, artık oyunlardan sadece hayat kaldı...

HİKMET KIZIL
« Son Düzenleme: 30 Ağustos 2008, 01:26:54 Gönderen: Tuğra »
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Himmet

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 849
Ynt: Hiç Kimseye Mektuplar
« Yanıtla #1 : 01 Eylül 2008, 22:37:12 »
Alıntı
Zaman hâlâ acı, sancılı, ağlamaklı. Oynadıkça uzuyor bu oyun ve uzadıkça oynamak zorunda kalıyorum. Hiç bir yerde barınmayan yüreğim yıldızları üstüne örtme telaşesiyle hüzün çekiyor içine, keder mayalıyor hayatın bozuk ritmiyle.

Sen susuyorsun, ne çok sustun sen! Kokuşmuş hayatın kadranına koydun da beni gittin, ne çok gidiyorsun sen bu kentten. Biliyor musun dostum, ben de yoruldum artık, biliyor musun kaç gece koşarak gelmek istedim yanına? Kelimeler yörüngesiz yıldızlar gibi dolaştı beynimin kuytuluklarında, uzun çöl gündüzlerinde suya kanmışçasına sana kandım, sana susadım. Yoruldum be dost, yoruldum...

Biliyorum öldüğümde kavuşacağım sana, ümitlerin getirecek beni mezara, dilimde şiirden sancılı bir nara, hırpalanmış sözcükler içimde yara... Üşüyen ellerimi yüreğinle ısıtmaya geleceğim. Zaman şimdi acı, sancılı, ağlamaklı. Sen ise uzaklardasın, gülüşlerinin sıcaklığı duyulmuyor buradan, çok uzağım senden, ama duyuyorum kalbinin kokusunu, bilesin dostum, artık oyunlardan sadece hayat kaldı...

Harikulade..  &))
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

Çevrimdışı t_evladi

  • okur
  • *
  • İleti: 60
  • "Lâ tahzen! İnnellâhe meana"
Ynt: Hiç Kimseye Mektuplar
« Yanıtla #2 : 02 Eylül 2008, 17:54:36 »
harikaaa
"Ya Rabia: Olur mu bir gönülde iki Leyla?
                 Olur bir gönülde bir Leyla.
                    O da Hazreti Mevla."

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Hiç Kimseye Mektuplar
« Yanıtla #3 : 04 Eylül 2008, 01:00:05 »

Çok güzel ve duygu yüklü bir yazı..

Teşekkürler Tuğra

Çevrimdışı efsunkar

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 12
Ynt: Hiç Kimseye Mektuplar
« Yanıtla #4 : 14 Eylül 2008, 14:03:07 »
çok güzel.. vuslatlarımız yakın ve baki olur inşAllah.. teşekkürler..
Kalmasın alemde hiçbir şey nihan..

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Hiç Kimseye Mektuplar
« Yanıtla #5 : 18 Şubat 2010, 20:02:39 »
Bir şey değil.
〰〰〰〰🐠