Gönderen Konu: Yeme, İçme Ve Uykuda Ölçü  (Okunma sayısı 7168 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Yeme, İçme Ve Uykuda Ölçü
« : 08 Haziran 2007, 20:02:26 »

بسم الله الرحمن الرحيم : (…وكلوا واشربوا ولا تسرفوا . إنه لا يحب المسرفين).
وقال النبي صلي الله عليه وسلم : (كلوا واشربوا وتصدقوا و ألبثوا في غير إسراف ولا مخيلة)


Muhterem Mü’minler,
Hutbemiz, Yeme, İçme Ve Uykuda Ölçülü Olmak Hakkındadır.
Mensubu bulunduğumuz yüce İslam dini insanların, dünyada rahat ve huzur, ahirette saadet ve nimetler içersinde yaşamaları için en mükemmel ölçü ve prensipleri vaz etmiştir. Mü’minler, bu prensip ve ölçülere riayetleri nisbetinde madden ve ma’nen terakki edebilirler. Yeme, içme ve uykudaki ölçü ve edepler ise yine her mü’minin ve hususiyle de ilim ve maneviyat ehli olanların en çok dikkat ve riayet edeceği ölçülerdendir.
Yüce Mevlamız hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimesinde: “Yiyiniz ve içiniz”, buyuruyor. Bu müsaadenin akabinde de: “Fakat İsraf etmeyiniz. Muhakkak Allah (cc) israf edenleri sevmez.”, buyuruyor.
Bu ayet-i kerimede israf: Yemek, içmek, uyumak ve gezmek gibi hususlarda maruf olan dereceyi (sınırı) aşmaktır ki, bu haramdır. Fertlerin ve cemiyetlerin yıkılmalarına sebeptir. Ayet-i Kerime, ölçekle değil, ölçü ile yemeği ihtar ve ifade etmektedir. Su, her şeyin hayatına sebep iken fazlası insanın helakine sebep olmaktadır.
Diğer bir Ayet-i Celile’de Hazreti Allah (cc) Zatı Uluhiyyetine isyandan kendilerini muhafaza eden ve cennâtı âliyâta dahil ettiği kullarının vasıflarını sayarken de: “O muttekıler, geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.”, buyuruyor.
İnsan, hayatını devam ettirebilmek için yemek, içmek ve uyumak mecburiyetindedir. Vücudun kuvvetini sarsacak, ibadet ve hizmetlerini yapmaya mani olacak şekilde az yemek ve uyumak, sıhhati ihmal olacağından caiz değildir.
Hz. Üstazımız sıhhatin korunması hususunda buyuruyorlar ki:
“Bedeni korumak, onun sıhhatini temin ve hıfz etmek akdem-ı feraizdendir.”
Bütün bunlarla beraber aşırı derecede yemeğe düşkünlük oburluktur. Perhizkarlık, az yemek, az içmek ve az uyumak sıhhat ve rahatı, oburluk ise zahmet ve meşakkati davet eder. Bir Hadis-i Şerifte Fahri Alem Efendimiz: “İsraf etmemek ve böbürlenmemek şartıyla yiyiniz, içiniz ve giyininiz.”, buyuruyor.
İslam Büyüklerimiz de: “Maneviyyat serindir. Çok yemek hararet yapar. Hararet ise şeytandandır” buyuruyorlar.
Bazı hekimler; “Yemekte, içmekte ve uykuda azı karar, çoğu zarardır.”, derler.
Malik bin Dinar Hz.leri; “Üç şey kalbi öldürür.
1. Çok yemek
2. Çok uyumak
3. Çok konuşmak. buyuruyor.
Naklolunan diğer bir haberde de “Az ye, az uyu ve az konuş. (Eğer böyle hareket edersen) Hasta olmazsın.” buyuruluyor.
Hz. Ali ( ra) Efendimiz şöyle buyuruyor: “Bir kimsenin aklı tam olduğu zaman sözü az olur.” (yani az konuşur)
İbrahim Nehaî (ra): “Sizden önce helak olan ( matlubuna nail olamayanlar ) kimseler ancak üç hasletleri sebebiyle helak oldular. Bunlarda “ Çok konuşmak, çok yemek ve çok uyumak.”, buyuruyor.
Yeme ve içmede ölçüye gelince;
Bir insan için ölmeyecek kadar yiyip, içmek farzdır. Kuvvetini ziyadeleştirmek için doyuncaya kadar yiyip, içmek mubahtır. Bunun fevkinde (yani doyduktan sonra) yemek, içmek haramdır. Bunun mikyası ise mideyi ifsat edeceğine zannı galip olacak miktardır.
Bununla beraber, müsafirine riayet (onu yalnız bırakmamak ve mahcup etmemek için) ve ertesi gün tutacağı orucu rahatça tutabilmesi için biraz fazla yiyip, içmede bir beis yoktur.
Uyku: Yorulmuş bulunan insanın dinlenmesi için Allah tarafından lütufedilen bir istirahat halidir.
Uyku, insanın sıhhat ve afiyetine sebep olduğu için ve insanı bir çok günahlardan men ettiği için bir ibadettir.
Sünnet-i Seniyye’ ye mutabık uyumanın ölçüleri :
1) Misvak kullanmak. (dişleri temizlemek)
2) Abdestli olarak yatmak.
3) Günlük nefis muhasebesi yaparak, tevbe ve istiğfarda bulunarak yatmak.
4) Gece ibadete kalkmak niyetiyle yatmak.
5) Sünnet vechiyle ve yatmazdan evvel okunacak duayı okuyarak yatmak.
6) Yatağın üzerinde kıbleye dönerek, ellerini açıp ve birbirine bitiştirerek muavvizatı okumak.
Bu hususta Hz.Aişe (R.Anha)Validemizden rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte şöyle buyuruluyor: “Peygamber (sav), her gece döşeğine (yatmaya) geldiğinde iki avucunu bir araya toplardı. Sonra avuçları içine üfürerek “Kul hüvellâhü ehad”, “Kul eûzü bi Rabbi’l-Felak” ve “Kul eûzü bi Rabbinnâs”ı okur, daha sonra, iki eliyle vücudundan gücünün yetebileceği yerleri sıvazlardı. Elleriyle sıvazlamaya başı üzerinden başlar, yüzünü ve vücudunun ön kısmını (sonra arkasını) sıvazlamaya devam eder ve bunu üç defa tekrarlardı.
Hulasa olarak az yemek, az uyumak ve az konuşmak mü’minlerin, kamil insanların, hususen de ehl-i ilim ve ehl-i maneviyat olan kimselerin ayrılmaz lazımları ve vecibeleridir. İdrak ve şuur sahibi her mü’mine düşen vazife, bu hususlara azami derecede riayet etmeye gayret göstermektir.



(…وكلوا واشربوا ولا تسرفوا . إنه لا يحب المسرفين). *

* (كانوا قليلا من الليل ما يهجعون. وبالأسحار هم يستغفرون)

* (كلوا واشربوا وتصدقوا و ألبثوا في غير إسراف ولا مخيلة)

كل قليلا، نم قليلا،قل قليلا ولا تكن عليلا) *

(إذا أتم عقل المرأ قل كلامه) *

(إنما هلك من هلك قبلكم بثلاث خصال بفضول الكلام وفضول الطعام وفضول المنام ) *

* (إن النبي صل الله عليه و سلم كان إذا أوي إلى فراشه كل ليلة جمع كفيه ثم نفث فيهما فقرأ فيهما قل هو الله أحد وقل أعوذ برب الفلق وقل أعوذ برب الناس. ثم يمسح بهما مااستطاع من جسده يبدأ بهما علي رأسه ووجهه وما أقبل من جسده يفعل ذلك ثلاث
مرات)
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: Yeme, İçme Ve Uykuda Ölçü
« Yanıtla #1 : 21 Kasım 2007, 02:33:35 »
Muhterem Mü’minler!
   Hutbemiz, Yeme ve İçmenin Âdâbı hakkındadır.
   Edeb ve terbiye dîni olan Yüce İslâm Dîni’nde her şey’in usül ve erkânı vardır. Dînimiz, oturup kalkmaktan yiyip içmeye kadar her şey’i bir edebe bağlamıştır. Zîrâ; ibâdetler, âdâbına uygun olarak yapılırsa sevabı katmerleşir. Âdetler edebine muvâfık ve halis bir niyyetle olursa ibâdet hüviyyeti kazanır. Böylece hem bir iş yapılmış, hem de sevab kazanılmış olur.
   Cenâb-ı Hakk, yeryüzünü Rahmânî bir sofra haline getirmiş ve oradaki nimetlerden istifâdemize müsâade buyurmuş; Peygamber Efendimiz (sav) de yeme ve içmenin edeblerini bizzat kendi dünyevî hayatlarında yaşamışlar ve biz ümmetinede yaşamamız için tavsiyede bulunmuşlardır. Şimdi yeme ve içme ile alâkalı dikkat edilmesi îcâb eden bazı mühim hususları îzah etmeye çalışalım.
   Yemeğe başlamadan evvel besmele çekmelidir. Besmele, meşrû’ olan her işte sünnet ve mü’minin mânevi silahıdır. Yemeğe başlarken besmele çekilmesi, hem bereket inmesine sebeb olur, hem de şeytan sofraya sokulamaz ve avânesine şöyle seslenir: “Burada sizin için durak ve yiyecek yoktur”. Besmele çekilmezse sokulup atıştırmaya başlar. Onun yaklaştığı sofraya bereket inmez olur. Hz. Âişe Vâlidemiz şöyle naklediyor: “Rasûlüllah, ashâbından altı kişinin arasında yemek yiyordu. Derken bir bedevî geldi, iki lokmada ye(meği bitiriver)di. Bunun üzerine Resûl-ü Ekrem şöyle buyurdu: “Şâyet o, BİSMİLLÂH demiş olsaydı (yemek) hepinize yetecekti””(1). Bir mü’min yemeğin evvelinde besmele çekmeyi unutursa, hatırladığında hemen BİSMİLLÂHİ EVVELEHÛ VE ÂHİRAHÛ diye besmele çekmelidir.
   Yemeği sağ elle yemek sünnettir. Sağ el, hayırlı, temiz işlere; sol el de kirli işlere tahsis edilmelidir. Rasûlüllah Efendimiz(sav) Ömer b. Ebi Seleme’ye şöyle nasîhat etmişlerdir: “Ey oğul, besmele çek, sağ elinle ve önünden ye”(3) Yine Peygamber Efendimiz(sav) bu hususta: “Sizden biriniz yiyeceği zaman sağ (el) ile yesin. İçeceği zaman sağ (el) ile içsin. Zîrâ şeytan sol el ile yer, sol el ile içer.”(6) buyurmaktadırlar.
   İnsan, iştihâ duymadığı bir yemeği yiyip yememekte serbesttir. Fakat bir yemeği ayıplamak aslâ doğru değildir. Peygamber Efendimiz(sav) hiçbir yemeğe kusur bulmazdı. Bir def’asında hâne halkından katık istemiş, onlarda sirkeden başka bir şeyin bulunmadığını haber vermişlerdi. Sirkeyi getirmelerini emretti. Ekmeğini banıp yerken, “Sirke ne hoş katıktır.”(7) buyurdular.
   Sofraya oturanlar, kendi önünden ve kabın kenarından yemelidirler. Efendimiz: “Bereket, yemeğin ortasına iner. O halde onu etrafından yeyin(ki bereket yemeğin bitimine kadar devam etsin.)”(8) buyurmuşlardır.
   Yemeği yerde oturarak yiyenler diz çökmelidirler. Bu tarz oturma sofranın edebidir. Ashabtan Abdullah b. Büsr(ra) şöyle naklediyor: “...Büyük bir kab getirildi, içinde tirid vardı. Ashab kabın etrafına çepeçevre toplandı. Halk fazlalaşınca Resûlüllah Efendimiz diz çökerek oturdu. Bunun üzerine bir ârâbî, “Bu ne biçim oturuş” dedi. Resûlüllah Efendimiz: “Allah beni kerem sâhibi bir kul olarak yarattı, yoksa inadçı bir cebbâr kılmadı” buyurdu. Daha sonra şöyle devam etti: “Kabın kenarından yiyin, tepesini bırakın. (Zirâ oradan) yemeğin içine bereket dağılır””(11)
   Yemekte isrâfı önlemek ve nîmet-i ilâhiye hürmet göstermiş olmak için kaşık, çatal ve tabakta yemek artığı bırakmamalı; parmaklarımızla yemiş isek yemek kalıntılarını yalamalıdır. Cenâb-ı Hakk âyet-i kerîmesinde meâlen: “Yiyin, için fakat isrâf etmeyin. Çünkü O(Allah) isrâf edenleri sevmez”(12) buyurmaktadır. Hz. Câbir(ra) naklediyor:“Rasûlüllah Efendimiz parmakların ve yemek tabağının yalanmasını emretti de şöyle buyurdu: “Hakîkat siz, bereketin yemeğin neresinde olduğunu bilemezsiniz.””(13)
   Muhterem Mü’minler!
   Çok kısa olarakta içmekle âlâkalı hususlardan bahsedecek olursak; Herhangi bir meşrûbat içeceğimiz zaman ağır ağır yudumlamalı ve arada iki def’a nefes alarak içmelidir. Bu, sünnete ve sıhhate uygun bulunan bir usüldür. Peygamber Efendimiz(sav) bir hadîs-i şerîflerinde: “Meşrûbâtı, deve içişi gibi, bir def’ada içivermeyin. Lâkin ikişer ve(yâhut) üçer nefeste (içiniz). İçeceğiniz vakit besmele çekiniz.(Bardağı ağzınızdan) kaldırdıkça hamd ediniz.”(14)buyurmaktadırlar. Bu hadîs-i şerîfin aksine hareket etmenin zararıda diğer bir hadîs-i şerîfte şöyle beyan edilmektedir: “Biriniz (su ve benzerini) içtiği zaman, emercesine içsin. Soluk almadan içmesin. Zîrâ ciğer ağrısı, suyun birden bire içilmesinden gelir.”(15)
   Nefes alırken bardağı ağzından ayırmalı, suyun içine solumamalıdır. Desti ve kırba gibi içi görünmeyen şeylerden su içmek, tenzîhen mekruhtur. Suyu bardağa koyup sonra içmelidir.
   Ayakta su içmenin câiz olup olmadığı husûsunda muhtelif rivâyetler olmakla berâber, zemzem ve abdesten artan suyun ayakta, diğerlerinin oturarak içilmesi tavsiye olunmuştur.
----------------------------------------------------------------------
(1)   : Tirmizi               (11)   : Ebu Davud
(3)   : Buhari ve Müslim         (12)   : Sure-i A’raf-31
(6)   : Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud      (13)   : Müslim
(7)   : Müslim            (14)   : Rıyaz-üs Salihin Terc. s.516
(8)   : Tirmizi ve Hakim         (15)   : Feyz-ül Kadir  c.1, s.386

  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Yeme, İçme Ve Uykuda Ölçü
« Yanıtla #2 : 19 Temmuz 2010, 01:01:19 »
Allah razı olsun.
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim