Gönderen Konu: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları  (Okunma sayısı 1018779 defa)

0 Üye ve 8 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Zilhicce Ayı ve On Gece / Zilhiccenin İlk On Gününde Ne Yapılır?
« Yanıtla #675 : 15 Ekim 2012, 01:10:13 »


"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Hiçbir günde yapılan sâlih amel Allâhü Teâlâ’ya Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan sâlih amelden daha sevimli olamaz.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)



15
Ekim Pazartesi 2012

Hicrî: 29 Zilkâde 1433 - Rûmî: 02 Teşrin-i Evvel 1428

Zilhicce Ayı ve On Gece

Bu akşam idrâk edeceğimiz kamerî ayların 12’ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esâsından biri olan hac farîzasının îfâ edildiği umûmî af ayıdır. Arafât’a çıkıldığı, Allâh için milyonlarca kurbanın kesildiği ve bir senelik hesapların görülüp amel defterlerinin kapandığı mukaddes bir aydır.

Zilhiccenin birinci on gecesi “leyâli-i aşere” yâni 10 mübârek gecedir. Bu ayda, noksanların tamamlanması için istiğfâr, salevât-ı şerîfe, diğer duâlar ve tesbîh namazına devamda hayır vardır.

Hacca gidemeyen mü’minlerin bu günlerde oruç tutmaları çok büyük fazîlettir. O bakımdan Kurban bayramından evvel dokuz gün oruç tutmalı, 10. günü kurban kesilinceye kadar bir şey yememelidir. Hiç olmazsa 8’inci gün ile berâber, 9’uncu günü (Arefe günü) oruçlu olmak lâzımdır.

Arefe günü sabah namazından bayramın 4’üncü günü ikindi namazına kadar, bütün farz namazların arkasından Teşrîk tekbîri (Allâhü Ekber Allâhü Ekber, Lâ ilâhe ilallâhü vallâhü ekber, Allâhü Ekber ve lillâhil-hamd) okumak kadın-erkek her mükellef Müslümana vâciptir.

Zilhiccenin İlk On Gününde Ne Yapılır?

Zilhicce ayının birinden onuna (yâni Kurban Bayramının ilk gününe) kadar, her gün sabah namazlarından sonra:

10 salevât-ı şerîfe:
“Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.”

10 istiğfâr:
“Estağfirullâhe’l-Azîm el-Kerîm ellezî lâilâhe illâHüve’l-Hayye’l-Kayyûme ve etûbü ileyk ve nes’elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ innehû hüve’t-Tevvâbü’r-Rahîm.”

10 tevhid:
“Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunur.
(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hangi Hayvanlar Kurban Edilir? / Kurban Etinin Taksîmî
« Yanıtla #676 : 16 Ekim 2012, 10:37:06 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Kurbanların en faziletlisi, en pahalı ve en semîz olanıdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



16
Ekim Salı 2012

Hicrî: 1 Zilhicce 1433 - Rûmî: 03 Teşrin-i Evvel 1428

Hangi Hayvanlar Kurban Edilir?

Kurban olan hayvanlar koyun, keçi, sığır, câmûs (manda) ve devedir. Bir yaşını bitirip iki yaşına girmiş koyun ve keçi, iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş sığır ve manda, beş yaşını tamamlayıp altı yaşına girmiş olan deve kurban olur. Lâkin kuzu büyük olup bir senelik koyundan fark olunamazsa ve altı ayı tamam etmişse kurban olur.

Kurban vahşî (yabânî) olmamalıdır.

Bir koyun, bir keçi bir kimse için kurban olur.

Bir sığır, bir câmûs (manda) ve bir deve yedi kişi için kurban olur. Yâni yedi kişi müşterek olarak bir sığırı veya deveyi kurban edebilirler. Ortaklar tek, çift veya yediden az olabilir.

Bir kimse iki koyun kurban edebilir.

Resûl-i Ekrem sallâllahu aleyhi ve sellem Efendimiz her sene iki koyun kurban ederdi. Vedâ Haccı'nda yüz deve kurban ettiler.

Müşterek olarak inek, öküz, deve veya câmûs kurban etmekte müstehab olan, ortakların kurbanı hep birlikte alması veyâhut içlerinden birine vekâlet verip aldırmalarıdır.

Bütün ortakların kurbanda ibâdete, sevâb ve fedâ-yı nefse niyet etmeleri ve hisselerinin müsâvî (denk) ve hepsinin Müslüman olmaları şarttır.

Ortakların bazısı vâcib kurbana, diğerleri sünnet, nâfile, nezir (adak) veya akîka kurbana niyet etse yâhut ortakların bazısı ölü yâhut sabî veya bunamış olsa kurban câiz olur.

Kurban Etinin Taksîmî

Kurban etinin üçe taksîmi müstehabdır:

Üçte biri sadaka olarak verilir. Üçte biri akrabâ ve dostlara hediye veya ziyâfet verilir. Üçte biri de nafakaları üzerine olan âile ve evlâda yedirilir.

Kurbanın etini zenginlere, fakîrlere, Müslüman veya gayr-i müslimlere hediye etmek veya tamamını bağışlamak câizdir.

Kurban kesen ihtiyaç sâhibi isekurbanın tamamını ev halkına yedirmesi daha faziletli ve müstehabdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: "Duvardan Dökülen İnciler" Takvim Yaprakları
« Yanıtla #677 : 17 Ekim 2012, 11:09:46 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Kim mal genişliği (imkân) bulur da kurban kesmezse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



17
Ekim Çarşamba 2012

Hicrî: 2 Zilhicce 1433 - Rûmî: 04 Teşrin-i Evvel 1428

Cennete Girmek İstemeyenler

Resûlullah (s.a.v) buyurdular:
“Girmek istemeyen müstesna bütün ümmetim cennete girer."
“Yâ ResûlAllah, kim cennete girmek istemez.” dediler.
“Kim bana itaat ederse cennete girer, kim bana isyan eder; emrettiklerimi yapmazsa cennete girmeyi istememiş olur.” buyurdular.

Kurbanda Temizlik ve Etin Muhafazası

Sağlık kontrolleri yapılmış, hastalıksız hayvanlar alınmalıdır.

Kesme, yüzme ve parçalama işleri serin yerlerde (14 °C altında) yapılmalı; kan, bağırsak vs. atıklar gelişi güzel etrafa atılmamalı ve akarsulara dökülmemelidir.

Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, parçalanması, etin nakli, muhafazası ve pişirilmesinde temizliğe son derece dikkat edilmelidir.

Sakatat ile etler aynı yerde bulundurulmamalıdır.

Etler, yeni kesildiğinde -kesim sıcaklığında- buzdolabına, poşet içine veya hava almayacak şekilde büyük parçalar halinde üst üste konulmamalı; kesim sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına konulup 12 saat dinlendirilmelidir. Hemen yenilmeyecek etler bu dinlenmeden sonra, ihtiyaca uygun miktarlarda derin dondurucuya konulmalı veya kavurma yapılarak muhafaza edilmelidir.

Et, buzdolabında yaklaşık 2-3 gün, kıyma ise 1-2 gün dayanır. Eğer daha uzun müddet muhafaza edilecekse küçük parçalar halinde buzdolabının buzluğunda veya derin dondurucuda saklanması gerekir.

Donmuş etler, çözülmesi için buzdolabının alt raflarında bekletilmelidir. Çabuk çözülmesi için kalorifer ve soba üzerinde veya oda sıcaklığında bekletilmemelidir.

Pişmiş etler sıcak iken derin dondurucuya konulmamalı, oda sıcaklığında 2 saatten fazla da kalmamalıdır. Zehirlenme tehlikesine karşı dikkatli olunmalıdır.

Çiğ eti hazırlamadan önce ve sonra eller iyice yıkanıp kurulanmalıdır. Çiğ etler için kullanılan kesme tahtası, meyve ve sebzeler için kullanılmamalıdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban / Kurbanın Hikmeti
« Yanıtla #678 : 18 Ekim 2012, 10:33:49 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Kurbanınızı gönül hoşluğu ile kesiniz. Bir Müslüman kesmek üzere kurbanını kıbleye yatırırsa, kurbanının kanı, boynuzu ve yünü kıyâmet günü mizanında bulacağı sevaplar olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü'l-Ummâl)



18
Ekim Perşembe 2012

Hicrî: 3 Zilhicce 1433 - Rûmî: 05 Teşrin-i Evvel 1428

Kurban

Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci günleri ile on birinci, on ikinci gecelerinde ibâdet ve Allâh’a yakınlık niyeti ile kesilen beş nevi hayvana; (koyun, keçi, sığır, deve ve manda) kurban denir.

Zarûrî ve aslî ihtiyaçları ve borçlarından sonra nisâb miktârı mala mâlik olan her Müslümana senede bir kere Kurban Bayramı günlerinde, yani Zilhicce-i Şerîfe’nin onuncu, on birinci, on ikinci günlerinden birinde kurban kesmek vâcibdir.

Kurbanın Hikmeti

Eti yenilen hayvanları boğazından kesmek sûretiyle hayvanın eti, necis (pis) olan kanından temizlenmiş olur, “Bismillâhi Allâhü Ekber.” diyerek kesilince de etinin yenilmesi helâl olur.

Kurban kesmekte Allâh’ın kullarına ziyâfet vardır. Etin üçte birini dostlara, üçte birini fakirlere vermek, kalanını da evde çoluk çocuğa yedirmek müstehabdır.
Kurban kesmek Allah yolunda bir fedâkârlıktır. Allâhü Teâlâ’nın verdiği nimetlere bir şükürdür. Ayrıca sevâb kazanmağa ve Allâh’a yakınlığa vesîledir, belâlara karşı da bir siperdir.

İnsanlar her gün dünyânın her tarafında yüz binlerce hayvan kesiyorlar. Fakat bunlardan yalnız maddî imkânı olanlar istifâde edebiliyor. Kurban Bayramı’ndaki etlerden ve derilerden fakirler de istifâde etmektedir. Şahsın menfaati yerine de cemiyet menfaati konuluyor. Kurban kesmek İslâm’ın pek insanî ve ictimâî büyük bir fedâkârlığıdır.

Kurban kesmekle kesilen hayvan sayısı çok artmış olmaz. Çünkü kurbanda kasaplar et satamayacağından kesecekleri hayvan sayısı azalır.

Kendi zevkleri için her gün binlerce hayvanın kesilmesini çok görmeyenlerin senede bir kere Allah için ve insanların da faydasına kurban kesilmesini çok görmeleri insaflı bir tavır değildir.

Hâsılı kurban; dînî, ahlâkî, ictimaî birtakım hikmetler ve maslahatlar için emredilmiştir. Bunu takdîr etmeyecek bir akıl sâhibi düşünülemez.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurbanın Müstehabları / Kurban Kesmeye Dair Bazı Meseleler
« Yanıtla #679 : 19 Ekim 2012, 10:40:14 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Ashâb-ı kirâm, “Yâ ResûlAllah! Bu kurbanlar nedir?” diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Babanız İbrahim aleyhisselâmdan gelen dinî bir vecibedir.” buyurdu. “Kurbanda bize ne sevap vardır?” dediler. “Her bir kılı için bir sevap vardır.” buyurdular.
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)



19
Ekim Cuma 2012

Hicrî: 4 Zilhicce 1433 - Rûmî: 06 Teşrin-i Evvel 1428

Kurbanın Müstehabları

1- Kurban edilecek hayvanı kurban günlerinden evvel alıp beslemek.
2- Kesileceği yere hürmet ile götürmek.
3- Becerebiliyorsa kendisi kesmek.
4- Kesemiyorsa ehil bir kimseyi vekil edip kesilirken kendisi hazır bulunmak.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Ey Fâtıma, kalk ve kurbanının kesilmesine şâhid ol. Zîrâ kanından ilk damlası yere düştüğünde işlediğin her bir günâhın af ve mağfiret olunur. Ve ‘İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi’'l-âlemine lâ şerîke leh.’ duâsını oku.”
5- Bıçağın, büyük ve keskin olması.
6- Kurbanın iki şah damarı ile yemek ve nefes borusunu kesmek.
7- Hayvan ölmeden derisini yüzmemek.
8- Kurbanı keserken kurbanın âzâ(organ)ları ve parçaları mukâbilinde kendi vücûdunun ve bütün âzâlarının cehennemden âzâd olmasına niyet etmek.

Kurban Kesmeye Dair Bazı Meseleler

Bismillahi Allâhü Ekber’den sonra hiçbir şey ile meşgul olmayıp kurbanı hemen boğazlamak şarttır. Besmeleden sonra bıçak bilenirse besmeleyi tekrar etmek lâzımdır.

“Bismillâhi Allâhü Ekber.” dedikten sonra kurban yerinden kalkıverse yatırılıp keserken tekrar besmele çekilir.

Besmeleden sonra elindeki bıçağı bırakıp diğer bir bıçak alsa besmeleyi tekrar etmek lâzım olmaz.

Lâkin bir kurban üzerine besmele okuduktan sonra onu bırakıp diğerini kesecekse besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.

Birkaç kurbanı birbiri ardınca boğazlasa her birinde besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kurban Nasıl Kesilir? / Beyit
« Yanıtla #680 : 20 Ekim 2012, 15:17:03 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Kim gönül hoşluğuyla ve sevap umarak kurbanını keserse, (bu kurban) o kimse için ateşten (koruyan) bir perde olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu'cemü'l Kebîr)



20
Ekim Cumartesi 2012

Hicrî: 5 Zilhicce 1433 - Rûmî: 07 Teşrin-i Evvel 1428

Kurban Nasıl Kesilir?

Kurban kesmeye ‘Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem için bu vücudu sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle.’ diyerek niyet edilir. Besmele-i şerîfe ile “İnnî veccehtü vechiye lillezî fetara's-semâvâti ve'l-arda hanîfen ve mâ ene mine'l-müşrikîn.” ve; “Allâhümme hâzâ minke ve leke. Allâhümme inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l-âlemîn, lâ şerîke lehû ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'l-müslimîn” duâlarını okuduktan sonra;

“Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi'l-hamd, Bismillâhi Allâhü ekber.” deyip hemen kesilir.

Kurbanın şu dört şeyi kesilir:
1) Nefes borusu.
2) Yemek borusu.
3 - 4 ) İki şah damarı

Bu dördünü de kesmek sünnettir. Bunlardan üçünü kesse helâl olur.

Deveyi gerdanından, koyun, keçi ve sığırı çene ile göğüs arasından, yumrucuk denilen kemiğin altından boğazlamak sünnettir.

Kurbanı kıbleye doğru yatırıp (ön ayakları ile arka sol ayağını) bağlayarak kesmek sünnettir.

Kolaylık için sığırların dört ayağını bağlamak câizdir.

Deve ayakta kesilir.

Eğer hayvan kaçarsa veya insana hücûm ederse yâhut kuyuya düşüp de boynundan kesmek mümkün olmazsa, kesilmesi niyetiyle “Bismillâhi Allâhü Ekber” diyerek, bir bıçakla veya kesici bir şeyle (herhangi bir yerinden) yaralamak sûreti ile öldürülse helâl olur.

Beyit:

Nâ-kâbil içün pend-i hakîmâna ne hacet
Bir hasta ki nevmîd ola dermâna ne hacet. (Said Paşa)


Açıklama: Anlayış kaabiliyeti olmayana öğüt vermenin faydası yoktur. Hayâtından ümit kesilmiş bir hastaya ilâcın hiçbir tesiri olamaz.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Arefe Gününün Fazileti
« Yanıtla #681 : 21 Ekim 2012, 02:35:25 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Allâhü Teâlâ arefe günü kullarına bakar. Kalbinde zerre miktarı iman bulunan herkesi bağışlar.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü'l-Ummâl)



21
Ekim Pazar 2012

Hicrî: 6 Zilhicce 1433 - Rûmî: 08 Teşrin-i Evvel 1428

Arefe Gününün Fazileti

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
“Allâh katında arefe gününden daha fazîletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde Allâhü Teâlâ rahmeti ile dünyâ semâsına tecellî eder, yer halkı ile gökteki meleklere karşı iftihar edip şöyle buyurur: 'Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde rahmetimi umarak, her dar yoldan terli olarak toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette bana geldiler. Kullarımın cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları en çok arefe gününde olur.'

“Şeytanın arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görüldüğü olmamıştır. Bu, arefe gününde Allâh’ın rahmetinin inmesinden ve Allâh’ın günâhları bağışlamasındandır. Bir de Bedir Muhârebesi’nde böyle görülmüştür. Çünkü şeytan o zaman, Cebrâil Aleyhisselam’ı (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü.”


“Kim ki arefe gününde Allâh’tan dünyâ ve âhirete âit bir hâcetini isterse, Hz. Allâh onu yerine getirir.”

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) arefe günü akşamı ümmeti için duâ ettiler. Duâsına şöyle icâbet edildi: “Zulmederek başkasının hakkını alanlar hâriç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlumun hakkını zâlimden alıcıyım.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Yâ Rabbi! Dilersen mazluma cennetini verir, zâlimi de mağfiret edersin” diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v.) duâsını Müzdelife’de tekrar ettiler. Orada “İstediğin verildi” buyuruldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) güldü. Onun güldüğünü gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r.anhüma) sebebini sordular.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Muhakkak Allâh'ın düşmanı İblis duâmın kabulünü ve ümmetimin mağfiret olduğunu öğrenince gâyet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce güldüm.” buyurdular.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?
« Yanıtla #682 : 22 Ekim 2012, 10:28:28 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Elbette onların(kurbanların) ne etleri, ne kanları Allâh’a ermez. Ona sizden ancak takvâ erecektir. Böyle onları size müsahhar kıldı ki size yolunu gösterdiğinden dolayı Allâh’a tekbirde bulunasınız; büyükleyesiniz...”
(Hac Sûresi, âyet 37)



22
Ekim Pazartesi 2012

Hicrî: 7 Zilhicce 1433 - Rûmî: 09 Teşrin-i Evvel 1428

Hacca Gidemeyen Müslüman Ne Yapmalı?

Hacca gidemeyen müslüman, Arefe günü öğle ile ikindi arası, kendini Arafât'ta kabûl ederek Allah rızâsı için 2 rek'at namaz kılar. Her rek'atte; 1 Fâtiha-i şerîfe, 3 Kul yâ eyyühel-kâfirûn, 10 İhlâs-ı şerîf okur.

Namaza şu niyetle başlanır: “Yâ Rabbi, bugün şu saatlerde Arafat'ta milyonlarca müslümanın ‘Lebbeyk’ diye ilticâ ettiği zamanda, âciz kulun orada bulunamadı. Bu kulunun rûhunu onlarla beraber kılıp, benim ilticâmı da onların ilticâsına ilhâk buyur. Orada afv-ı umûmîye mazhar kıldığın kullarına beni de ilhâk eyle!..” Allâhü Ekber.

Namazdan sonra:

* 70 İstiğfâr-ı şerîf,
* 11 veya 70 adet, “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli şey'in kadîr” tevhîdini okur.
* 3 veya 11 yâhut 70 kerre “Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” diyerek tekbir getirir.
* 100 defa aşağıdaki tesbîhi okur:
“Sübhânellezî fi’s-semâi arşuhû,
Sübhânellezî fi’l-ardı sültânühû,
Sübhânellezî fi’l-ardı hukmühû,
Sübhânellezî fi’l-cenneti rahmetühû,
Sübhânellezî fi’l-kabri kazâühû,
Sübhânellezî fi’l-kıyâmeti adlühû,
Sübhânellezî fi’l-bahri sebîlühû,
Sübhânellezî rafea’s-semâe,
Sübhânellezî beseta’l-arda,
Sübhânellezî lâ melce’e ve lâ mence’e minhü illâ ileyh.”


Arefe günü öğleden sonra Hızır aleyhisselâm ile İlyâs aleyhisselâmın Arafât’ta buluştuklarında okudukları şu duâyı da –mümkünse– 100 defa okumalıdır:
“Bismillâhi mâşâallâhü lâ yasrifü’s-sûe illallâh. Bismillâhi mâşâallâhü lâ yesûku’l-hayra illallâh. Bismillâhi mâşâallâhü lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm."

Bundan sonra duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Teşrîk Tekbiri / Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?
« Yanıtla #683 : 23 Ekim 2012, 11:34:22 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Arefe günü tutulan oruç geçmiş ve gelecek olmak üzere iki senenin günahlarına keffâret olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)



23
Ekim Salı 2012

Hicrî: 8 Zilhicce 1433 - Rûmî: 10 Teşrin-i Evvel 1428

Teşrîk Tekbiri

Hz. İbrâhim (a.s.) Hz. İsmâil’i (a.s.) kurban olarak kesmek üzere iken Cebrâil (a.s.) “Allâhü ekber Allâhü ekber” dedi. İbrâhim (a.s.) bu tekbîri işitince, “Lâ İlâhe illallâhü vallâhü ekber” buyurdu. İsmâil (a.s.) da “Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” buyurdu.

Teşrîk tekbîri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her müslümana vâciptir. Bakara Sûresi’nin “Sayılı günlerde Allâh’ı zikrediniz...” meâlindeki 203. âyeti teşrik tekbirine işâret etmektedir.

Zilhiccenin dokuzuncu günü arefedir. Arefe günü sabah namazından başlayarak beş gün -ki, zilhiccenin 13’üncü, bayramın dördüncü günü- ikindi namazına kadar her farz namazın arkasından “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.” diye tekbir alınır. Toplam yirmi üç vakit eder.

Sol tarafa selâm verildikten sonra ara vermeden, daha yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünyâ kelâmı konuşmadan tekbir getirmek lâzımdır. Teşrik tekbirini okumakta; münferid (namazını yalnız kılan), imâm, cemâat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes aynıdır. Namazın başında imâma yetişemeyen kimse de lâhık gibi yetişemediği rek’atleri kazâ edip selâm verdikten sonra bu tekbiri okur.

Kurban Kesemeyenler Ne Yapmalıdır?

Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra altı rek’at namaz kılarlar.
Namaza şöyle niyet edilir: “Yâ Rabbi, âciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücûdumu huzûrunda yere sererek kurban ediyorum. Beni de kurban kesenler meyânına kabul eyle.”

1. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ enzelnâhü...,
2. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ a’taynâ...,
3. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn...,
4. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İhlâs-ı şerif,
5. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Felâk Sûresi,
6. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Nâs sûresi okunur.

Her iki rek’atte bir selâm verilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Allâh’ın, kullarını Cehennem’den en çok âzâd ettiği gün arefe günüdür.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)



24
Ekim Çarşamba 2012

Hicrî: 9 Zilhicce 1433 - Rûmî: 11 Teşrin-i Evvel 1428

Bayram Namazı Nasıl Kılınır?

Bayram namazının her iki rek’atindeki üçer adet fazla tekbirlere “zevâid tekbirleri” denir. Vâcip olan bu tekbirler, birinci rek‘atte kırâatten önce, ikinci rek‘atte kırâatten sonra alınır.

Bayram namazı şöyle kılınır:
Bayram namazı kılmaya kalben niyet edilir. “iftitâh tekbiri”nden sonra eller bağlanır ve “Sübhâneke”den sonra imâm sesli, cemâat ise gizlice “Allâhü ekber” diyerek eller kaldırılır ve yanlara salınır; ikinci tekbir alınır ve eller yanlara bırakılır; üçüncü tekbir alınıp eller bağlanır. İmam açıktan Fâtiha ve zamm-ı sûre okur, cemâat dinler. Rükû ve secdeden sonra da ikinci rek‘ate kalkılır.

İkinci rek‘atte imâm, önce Fâtiha sonra bir sûre veya üç âyet okur. Sonra birinci rek‘atin başında alınan tekbirler bu kez kırâatın sonunda üç defa alınır ve eller hep yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile rükûa gidilir, namaz tamamlanır.

Arefe ve Bayram Geceleri Ne Yapmalı?

Arefe ve bayram geceleri mümkünse Hatm-i Enbiyâ, Hatm-i İstiğfâr yapılır ve Tesbîh Namazı kılınır. (Hatm-i İstiğfâr, 1001 defa “Estağfirullâhe’l-azîm ve etûbü ileyk” okumaktır.)

(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

"İnsanoğlu, Kurban Bayramı günü Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz."
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)



25
Ekim Perşembe 2012

Hicrî: 10 Zilhicce 1433 - Rûmî: 12 Teşrin-i Evvel 1428

Kurban Bayramı Günü Müstehab Olan Şeyler

1) Namaza gitmeden misvak kullanmak.
2) Gusletmek. (Boy abdesti almak)
3) Güzel bir koku sürünmek.
4) Temiz ve helâl elbise giymek.
5) Bayram sabahı erken kalkmak.
6) Kurban Bayramın’da fecr-i sâdıkın doğmasından evvelki vakitten (imsaktan) bayram namazını kılıncaya kadar oruçlu gibi, orucu bozan şeylerden uzak durmak.
7) İlk yediği şey kurban eti olsun diye yemeği namazdan sonraya tehir etmek. (Dürer) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kurbanın ciğerinden iftar buyururlardı.
8) Mümkün ise namaza yürüyerek gitmek.
9) Namazdan sonra başka bir yoldan dönmek.
10) Neşeli olmak.
11) Çok sadaka vermek.
12) “Tekabbelallâhü minnâ ve minküm” (Allah bizden ve sizden kabul buyursun.) diyerek akraba, komşu ve sevdiklerine duâ etmek ve onlarla musâfaha etmek.
13) Kurban Bayramı namazına giderken yolda sesli tekbir getirmek.

Kurban Kestikten Sonra Ne Yapmalı?

Kurban kesildikten sonra 2 rek’at teşekkür namazı kılınır. Fâtiha’dan sonra birinci rek’atte 1 Kevser Sûresi (İnnâ a’taynâ...), ikinci rek’atte 1 İhlâs Sûresi (Kul hüvellâhü ehad…) okunur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Kurbanınızı kestiğinizde elinizdeki bıçağı bırakın. Sonra iki rek’at namaz kılın. Müslümanlardan hangisi bu iki rek’at namazı kılar da Allâhü Teâlâ’dan bir şey isterse Allâhü Teâlâ o kimseye elbette istediği şeyi verir.”

“Yâ Rabbi! Bu koyun (sığır veya keçi) sendendir, sanadır ve rızan içindir. Lütfunla ve kereminle Halîl’in İbrâhim (a.s.) ve kurbanın İsmâîl (a.s.)’dan ve Habîb’in Muhammed’den (s.a.v.) kabul ettiğin gibi kabul et; fazlın, lütfun ve kereminle yâ Ekrame’l-Ekramîn!..” diye duâ edilir, dînî ve dünyevî hâcetler istenir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
İ'tikad: Ashâb-ı Kirâm'ı Sevmek Vazifemiz
« Yanıtla #686 : 26 Ekim 2012, 00:19:17 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Ashâbıma hürmet ediniz. Zîrâ onlar sizin en hayırlılarınızdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Musannef-i Abdurrezzâk)



26
Ekim Cuma 2012

Hicrî: 11 Zilhicce 1433 - Rûmî: 13 Teşrin-i Evvel 1428

İ'tikad: Ashâb-ı Kirâm'ı Sevmek Vazifemiz

Ashâb-ı Kirâm’ın hepsine hürmet etmek ve onlar hakkında ileri geri konuşmayıp onları hayırla yâd etmek vâcibdir. Çünkü Allâhü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’in birçok âyetlerinde onları medhetmiştir. Bunlardan biri “O gün ki göreceksin o erkek ve kadın mü’minleri, önlerinde ve sağlarında nurları koşuyor...” meâlindeki (Hadid Sûresinin 12.) âyet-i kerîmesidir. Resûlüllah da onları sevmiş ve birçok hadîs-i şerîfinde medhetmiştir. Bir hadîs-i şerîfinde “Ashâbıma ezâ eden bana ezâ etmiş olur, bana ezâda bulunmuş olan da Allâhü Teâlâ’ya ezâ etmiş gibi olur.” buyurmuşlardır.

Dört mezheb imamlarımız da, Ashâb’ın arasında meydana gelen şeylerin hiçbirisi hakkında konuşmamak îcâb ettiğini bildirmişlerdir. Bu meselelerde dilini tutmalı ve onların sadece güzel ahlâk ve meziyetlerini anlamaya çalışıp onlara muhabbet etmeli; onların ahlâkı ile ahlâklanmaya çalışmalıdır. Resûlullâh’ın bütün Ashâbı hidâyet üzeredir. Onların tamâmı âdildirler; onlardan bizlere her tebliğ edilen şey haktır, doğrudur. Hadîs-i şerîfte: “Benim ashâbım gökteki yıldızlar gibidirler, hangisine uyarsanız hidâyet bulursunuz.” buyurulmuştur.

Her kim Ashâb-ı Kirâm’ın dindeki gayretlerini, mallarını, canlarını Allah ve Resûlü’nün uğrunda harcadıklarını bilirse, onların şanlarının büyüklüğünde şüphe edemez, onların hepsini sever. Bu hâl, kendisini onlar aleyhinde konuşmaktan alıkoyar, onlardan herhangi birini kötülemeyi îmâna aykırı görür.

Müslümanlar için en güzeli, kendi nefsimizin ayıplarıyla meşgûl olmak, kendi kalblerimizi günahlardan temizlemeye çalışmaktır, onlardan dilimizi tutmak, aralarında geçenleri Allâhü Teâlâ'ya havâle eylemektir.

Resûlullâh’ın ehl-i beytini seven ve onun bütün ashâbına hürmet eden, onların aralarındaki ihtilâfları hak için olduğuna yoran kimseler, ehli sünnet ve cemâata dâhildir, Hâricîlerden, Râfizîlerden uzaktır.

Ehl-i beyti sevmemek Haricîliktir, Ashâb-ı Kirâm’ı sevmemek de Râfizîliktir. Ehl-i beyte muhabbet ile beraber bütün Ashâb-ı Kirâm’a tâzîm ve hürmet ise ehl-i sünnet yoludur.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sultan Murâd'ın Sağlık Tavsiyeleri
« Yanıtla #687 : 27 Ekim 2012, 16:12:42 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Sizin Allâhü Teâlâ’ya en sevimli olanınız, az yemek yiyen ve bedeni en hafif olanınızdır.”
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)



27
Ekim Cumartesi 2012

Hicrî: 12 Zilhicce 1433 - Rûmî: 14 Teşrin-i Evvel 1428

Sultan Murâd'ın Sağlık Tavsiyeleri

Perhiz her hastalığı defeder. Ben, nice ihtiyarlar görmüşümdür, çok yaşlandıkları halde pek az doktor yüzü görmüşler ve ömürlerini zinde geçirmişlerdir. Nice ihtiyarlar vardır ki bunca sefere katılmış olmalarına rağmen birçok gençten üstündürler. Bu ancak perhiz ile olur. İşte o ihtiyarlar da gençliklerinde bile perhize dikkat etmişlerdir. Sen de görüyorsun ki, sarayımda hizmet gören bunca ihtiyar vardır ve bunlar at üzerinde gençlerden daha iyi dururlar. Her işe de güç yetirirler.

Fakat perhizden uzak duran gençler kendi gemilerini çürümeye terk etmiş kimseye benzerler ki, artık gemilerini ne çivi, ne zift, ne de üstüpü ile yamamaya kudretleri yoktur. Yine, onların bazıları hayatlarını israf ile geçirdiklerinden, vaktinden önce yaşlanır ve yüzleri buruşur. Kendileri henüz otuz beş-kırk yaşında oldukları halde, sen onları yetmiş-seksen yaşında bir ihtiyar sanırsın.

Ben bu yaşta olduğum halde doktorlara çok az zahmet veririm. Çünkü hemen her şeyi ölçüyle kullanırım. Ölçülü olmak, bence her hastalığı def eder. Fazlaca yemekten ve içmekten her zaman sakınırım. Ben böyle az yemek ve içmekle çok yiyenlerden hiç de aşağı değilimdir. Bu şekilde, o çok yiyip de hayatlarını erken tüketenlerden belki daha fazla yemiş sayılırım.

Çok yiyip, çok içenler, kendi kendilerini zehirliyor gibidirler.

Ben de bazen hastalandımsa da doktorların beni iyileştirmeleri gayet kolay olmuştur. Çünkü ben midemi öyle karmakarışık şeylerle doldurmam, gerek olduğu kadar yerim. Fakat hiç perhizi olmayan gençlerin iyileşmesi güç olur. Çoğu zaman iyi doktorları bile utandırırlar.

Beni böyle sapasağlam olarak ihtiyarlığa ulaştıran çok faydalı iki şeyi tecrübe ettim. Bunlardan biri, her zaman az yemek yemem; diğeriyse, yediklerimi sindirmek için ister sabah, ister akşam, bulunduğum yerde durmayıp, bazen atla, bazen de yaya olarak gezip dolaşmamdır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Şeytandan Daha Şerli / Niyet Düzelince ...
« Yanıtla #688 : 28 Ekim 2012, 05:35:19 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Hasetten sakınınız. Zira Âdem'in oğlu (Kâbil) kardeşini (Hâbil’i) haset yüzünden öldürmüştür.”
(Hadîs-i Şerîf, İbn-i Asâkir, Târîh-i Dımaşk) 



28
Ekim Pazar 2012

Hicrî: 13 Zilhicce 1433 - Rûmî: 15 Teşrin-i Evvel 1428

Şeytandan Daha Şerli

Allâme Fahreddîn Râzî şöyle diyor: İblis, ilahlık iddia ettiğinde Firavun’un kapısına geldi, kapıyı çaldı.
Firavun, ‘Kim o?’ dedi.

Şeytan ‘Ben İblis’im. Ama sen ilah olsaydın, kapıda kimin olduğunu bilirdin.’ dedi.

Bunun üzerine Firavun, dedi ki: ‘Gir ey mel’ûn. Yeryüzünde senden ve benden daha şerli bir kimseyi biliyor musun?'

İblis, “Evet, haset eden. Çünkü benim bir dostum vardı, dâvet ettiğim her şerre gelirdi. Ona, ‘Benim üzerimde hakkın vardır, benden bir ihtiyacını iste.’ dedim.

‘Komşumun bir ineği var, onu öldür.’ dedi.

Dedim ki: ‘Buna gücüm yetmez. İstersen onun yerine sana on tane inek vereyim.’

‘Hayır,’ dedi. ‘Ben ancak onun ineğini öldürmeni istiyorum.’

Anladım ki, hased eden benden de senden de daha şerlidir.



Niyet Düzelince ...

Hükümdar Nuşirevan avda iken susamıştı. Biraz ilerde, içinde bir çocuk bulunan bir bahçe görür. Çocuktan su ister. Çocuk “Yanımızda su yok.” der.

Nuşirevan bunun üzerine “O zaman bir nar ver.” deyince çocuk narı uzatır. Narın tadı Nuşirevan’ın o kadar hoşuna gider ki bahçeyi istimlak etmeğe, almaya niyetlenir ve çocuktan bir nar daha ister. Çocuk bir nar daha verir. Fakat bunun tadı çok ekşidir. Nuşirevan hayret edip;
“Bu nar, az evvelki ağaçtan değil mi?” diye sorar.

Çocuk “Evet” der.

Nuşirevan “O halde tadı nasıl değişti?” diye sorunca çocuk “Belki de hükümdarın niyeti değişmiştir.” der.

Bunun üzerine Nuşirevan bahçeye el koyma niyetinden vazgeçerek bir nar daha ister. Bu sonuncu nar ilkinden de tatlı çıkınca çocuğa tadının nasıl düzeldiğini sorar.

Çocuk “Efendim, galiba narlar padişahın niyeti düzelince düzeliyorlar.” cevabını verir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Hâlis Niyet / Sağlıklı Beslenmeye Dair
« Yanıtla #689 : 29 Ekim 2012, 12:56:54 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“Bir kimse bir iyilik yapmaya niyetlenir de onu yapamazsa, Allâh kendi nezdinde o kimsenin niyetine karşılık tam bir sevâb yazar. Eğer niyet eder ve o iyiliği yaparsa, o kimsenin iyiliğine karşılık on sevaptan yedi yüz katına kadar sevab yazar.”
(Hadîs-i Kudsî, Müttefekun aleyh)  



29
Ekim Pazartesi 2012

Hicrî: 14 Zilhicce 1433 - Rûmî: 16 Teşrin-i Evvel 1428

Hâlis Niyet

İmam-ı Gazâlî (rh.) İhyâ’da şöyle anlatır: Geçmiş ümmetlerden bir zahit, bir kum yığınının yanından geçer ve kendi kendine: “Bu kum yığını kadar buğday unum olsa onu derhal fakirlere sadaka verirdim” der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ, zamanın peygamberine şöyle vahyeder: “Falan kişiye söyle! Amel defterine o kum yığını kadar un sadaka vermiş gibi sevap yazmayı Allâhü Teâlâ onun için vacip kılmıştır.”

Sağlıklı Beslenmeye Dair

Gıdalar: Et (kırmızı et, tavuk, balık), süt ve süt ürünleri, tahıl ve tahıl ürünleri, sebze ve meyve, yağ ve şeker gibi kısımlara ayrılırlar. Sağlıklı beslenmek için bu gıdaların her birinden vücudun ihtiyacına yetecek miktar alınmalıdır.

• Sebze ve meyvelerin aşırı gübre, tarım ilacı ve hormonlarla bozulmamış -bilhassa organik tarım ile yetiştirilmiş- olanları tercih edilmelidir.
• Sebzeleri, -vitaminlerini korumak için- mümkün olduğunca çiğ veya az pişmiş olarak yemelidir.
• Domates, brokoli, lahana, karnabahar, şalgam, soğan ve sarımsak sık yenilmeli; kuru fasulye, mercimek, nohut, bezelye, barbunya, bakla, yeşil fasulye gibi baklagilleri sofrada eksik etmemelidir.
• Sıvı yağlar, bilhassa zeytinyağı tercih edilmelidir.
• Bitki çayları, nane, kekik, ada çayı gibi yeşil çaylar tercih edilmeli.
• Yağsız süt ve süt ürünleri kemik, diş ve kasları sağlamlaştırırlar.
• Ciğer, yumurta sarısı, kırmızı et, nohut, mercimek, balık, yeşil yapraklı sebzeler demir vitamininin en çok bulunduğu gıdalardır.
• Tahılın en az işlenmiş olanı tercih edilmelidir. Mesela, beyaz un yerine kepekli un, beyaz pirinç yerine, esmer pirinç veya bulgur pilavı yenilmesi vücut için daha faydalıdır.