Gönderen Konu: herhangi bir itikadi konunu inanılması gereken konulardan olup olmadığını bilmek  (Okunma sayısı 8288 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı burakin

  • okur
  • *
  • İleti: 56

İtikad ile ilgili aklımıza soru takılırsa hemen cevab bulmak zorundayız onu biliyorum ama ben herhangi bir konu kafama takılıp cevab bulduğumda bunun kesinlikle inanılması gereken konulardan olup olmadığını bilmiyorum bu durumda bu onu hakkında şüpheye düşmüş mü oluyorum yani imanıma zarar gelir mi  
örnek sevabları günahlarından fazla olan müslümanlar günahlarına rağmen Cennet`e gidecekler bunu öğrendim ama inanılması vacib bir konu mu bilmiyorum veya kafirlerin iyilikleri onların azablarının hafiflemesine vesile olacak bu da aynı şekilde peygamberlerin günah işlememesi de
« Son Düzenleme: 31 Ocak 2012, 00:10:16 Gönderen: burakin »

Çevrimdışı burakin

  • okur
  • *
  • İleti: 56
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2012, 19:26:09 »
cevap bekliyorum

Çevrimdışı ferdi

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 48
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #2 : 27 Ocak 2012, 21:14:57 »
Kardeş soruna cevap olarak şu linkte Talha Hakan Alp hocanın Nüzüli İsa Konusunda yaptığı 14 dakikalık konuşmanın   içinde bulacağına inanıyorum..Yardımcı olacağına inanıyorum...Nasslarda açık olmayan konularda en azından böyledir. Meshler üzerine mesh nasıl itikat edilmesi gereken bir konu olmuştur.

Bu örnekten yola çıkarak.Bir mesele konuşulmaya başlandığında Ehli Sünnet ulema tarafından inancımızın o konuda nasıl olmasını izah ettikleri anda buna itikat edilmesse İlla ki ötede bir hesap sorulacaktır....

http://www.youtube.com/watch?v=uLZ1DHsnp-Q  
« Son Düzenleme: 27 Ocak 2012, 21:26:02 Gönderen: ferdi »

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #3 : 28 Ocak 2012, 00:45:45 »

Bir mü'min hayatı boyunca sırasıyla şu 3 fiili gerçekleştirmelidir.


1- İtikadını Ehl-i Sünnet Vel Cemâ'at İtikadına uydurmalı,

2- İlmihalini iyice öğrenip uygulamalı,

3- Kamil-i Mükemmil bir Mürşid olan Zamanın Hakiki Sahibini arayıp bulmalı, eteklerine yapışıp ölene kadar bırakmamalıdır.

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #4 : 28 Ocak 2012, 06:21:53 »
Bir mü'min hayatı boyunca sırasıyla şu 3 fiili gerçekleştirmelidir.

1- İtikadını Ehl-i Sünnet Vel Cemâ'at İtikadına uydurmalı,

2- İlmihalini iyice öğrenip uygulamalı,

3- Kamil-i Mükemmil bir Mürşid olan Zamanın Hakiki Sahibini arayıp bulmalı, eteklerine yapışıp ölene kadar bırakmamalıdır



Çevrimdışı burakin

  • okur
  • *
  • İleti: 56
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #5 : 28 Ocak 2012, 16:09:17 »
Talha Hakan ALP hocada ben hz. İsa'nın nüzulunu inkar edeni tekfir etmem,oraya karışmam diyor ben de bu tür konularda aynısını söylesem,yani kesinlikle olacak ama inkar edenin durumunu bilmem desem sorumluluğum olur mu  onu sormaya çalışıyordum.
« Son Düzenleme: 28 Ocak 2012, 16:10:54 Gönderen: burakin »

Çevrimdışı mapman06

  • FURKAN
  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 26
  • )
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #6 : 28 Ocak 2012, 16:33:44 »
200933111025
bir insanda yok ise edep neylesin medrese mektep..

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #7 : 28 Ocak 2012, 19:17:56 »
Hz. İsa Ahir Zamanda İnecek mi?

Kıyamete yakın, Hz. İsa’nın yeryüzüne ineceği, İslâmın ikinci kaynağı olan Peygamberimiz’in hadislerinde haber veriliyor. Zamanımız hariç, İslâm tarihinde Hz. İsa’nın âhir zamanda geleceğini inkara kalkışan bir alim topluluğu görülmüş değil. Bunu ancak şimdiki bazı sayınlar inkar ediyorlar. Bu da başka bir kıyamet alameti mi bilinmez.

Hz. İsa’nın geleceğini bildiren hadisleri, hadis külliyatı içinde en ön safta olan şu hadis kitapları aktarıyor: Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace, Müsned-i Ahmed ibni Hanbel v.d.

Bunlar, bütün İslâm alemince asırlardır üstünlükleri kabul edilen birinci eserlerdir. Bu eserler reddedilirse geriye hadis diye bir şey kalmaz. Bu durumda, bu meseleyi kabul etmeyenler, Peygamberimiz’in, “Benim ümmetim sapıklık üzerinde birleşmez” buyurduğu İslâm toplumuna bu hususta ayrı düşmüş olmazlar mı?

Bu eserlerdeki hadisleri rivayet eden zatlar da ashabın en tanınmış simalarıdır: Ebu Hüreyre, Abdullah ibni Ömer, Abdullah bin Amr, Cabir bin Abdullah, İbni Mus’ud, Nafi bin Utbe, Amr bin Avf’dir. (r.anhüm ecmain)

Hz. İsa’nın geleceğini Kur’an tefsirleri de yazıyor. İbni Kesir, Taberi, Kurtubi, Ruhul Beyan, Elmalı tefsiri ve eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Ömer Nasuhi Bilmen’in tefsiri.

İki en büyük İslâm itikad imamı İmam Hasenül Eş’ari ve İmam Muhammed Matüridi Hazretleri de aynı şeyi söylüyor. Amelde imamımız İmam-ı Azam (en büyük imam) da öyle.

Hz. İsa meselesini inkar edenlerin bile ilmi derecesini kabul ettikleri İmam Suyuti de “Hz. İsa âhir zamanda gelecek” diyor. Ve nice alim… Zaten hiç inkara kıyam olmamış ki…

Bir de “Hz. İsa’nın gelmesi diye bir şey yok” diyenlerin kimler olduğuna bakalım.

a- Yaşar Nuri Öztürk: Tanıtmaya lüzum yok. Zaten gayet iyi tanıyorsunuz.

b- Bayraktar Bayraklı: “Hz. Adem cennetten değil, dünyadaki yüksekçe bir yerden indi” diyen, “Allah’dan korkulmaz” diyen zat.

c- Hüseyin Atay: “Oruç tutanlar, güneş doğana kadar sahur yemeği yiyebilirler” diyen, “Biz mezhepleri sildik” diyen ve “İmam-ı Azam benden daha büyük bir alim mi? diyen zat.

d- Sayın Hayri Kırbaşoğlu da, “Hz. İsa’nın geleceğini İmam-ı Azam ve İmam Şafii de söylüyor” diyen Ali Bulaç’a “İmam-ı Azam yanlış söyleyemez mi” diyerek itiraz ediyor. Ona ne şüphe sayın hocam! Tabii yanlış söyleyebilir. Bir meselede ters düşüyorsanız, yanlış konuşan siz olacak değilsiniz ya, elbette İmam-ı Azam’dır…

Değerli okuyucular!

Ortada iki zat: Biri Hayri Kırbaşoğlu biri Ebu HanifeBiri profesör, biri İmam-ı Azam…(En büyük imam) Biri Sayın diye anılıyor biri Hazret diye… Sayın olan, “Âhir zamanda Hz. İsa yeryüzüne inmeyecek” diyor. Hazret kelimesiyle anılan zat ise, “İnecek” diyor… Acaba ne yapmalı, hangisinin söylediğini kabul etmeli.

Ben Hazret’in söylediğine inanıyorum. İsteyen Sayın’a inansın isteyen de Hazret’e…

Değerli okuyucular!

Alimlerimiz, Hz. İsa’nın ineceğine inanmak İslâma göre vacibtir demişler. İnanmayanlar da diyorlar ki, “Bu mesele haber-i ahad olan hadislere dayanır. Bu hadisler ne kadar sahih (doğru) olursa olsun inkar eden kafir olmaz…”

Doğru ama inkara sebep ne! Haberi ahad ehemmiyetsiz mi!! Bayram namazı, kurban ve namazda Fatiha okumak, da haberi ahada dayanıyor. Siz namazda Fatiha okumuyor musunuz?

Peygamberimiz’in etrafında toplanma gereği ortadayken, “Müslüman, Hıristiyan hepimiz Hz. İsa’nın etrafında toplanmalıyız” diyen Sayın Suat Yıldırım’ı müdafaa eden adaşım Sayın Ali Bulaç’a da bir çift sözüm var: Ehl-i sünnet inancına göre, Hz. İsa peygamber olarak değil, Peygamberimiz’in bir ümmeti olarak gelecektir. Siz hangi kaynak, bilgi, ne düşünce ve kasıtla, “Hz. İsa peygamber olarak gelecek” dediniz? Cevabınız nedir?

Değerli okuyucular, Hz. İsa, Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed’e ümmet olmak şerefine ermek için dua etmiş, bu duası da kabul edilmiştir. Onun için, gelecek, (peygamber olarak değil) Peygamberimiz’in bir ümmeti olarak yaşayacak ve ibadet edecektir. (R.Beyan)

Ali Eren - 09 Mart 2006







Sorularla Emali Beyitleri

31. beyt

وَ عِيسَى سَوْفَ يَأْتىِ ثُمَّ يُتْوِى * لِدَجَّالِ شَقيِّ ذِى خَبَالٍ

Yakında İsa (a.s.) gelecek kafir ve fasid deccali helak edecektir.


İzah: Ehli Sünnet itikadına göre kıyamete yakın olarak gerçekleşmesi hak olacak bazı alametler vardır. İsa (a.s)ın nüzûlü, Mehdi (a.s)’nin ve Deccal’in gelmeleri haktır. İsa (a.s) peygamber olarak değil son peygamber Hz. Muhammed (s.av)’in ümmeti olarak gelecektir. Mehdi (a.s) ve tebeasının deccal tarafından muhasara edildiği bir zamanda gelecek olan İsa(a.s) Deccal’i mağlup ederek onu öldürecek ve islamı yeniden canlandıracaktır.








belki de zamanımızı en fazla mesgul eden bilen bilmeyen herkesin birşeyler soylediği bir akaid konusunu daha paylasalım...

***

Deccalın, yecüc ve mecucun ortaya çıkması, güneşin batıdan doğması, Hz.İsanın gökten inmesi ve sahih haberlerde bildirilen kıyamet alametlerinin hepsi de hakktır.


***


Yüce Allah dilediğini doğru yola hidayet eder.


Yukarıdaki bilgiler ışığında inkar edenin Ehl-i Sünnet vel-cemaat akidesinin dışına çıktığı kesindir.
Anladığım kadarıyla "tekfir etmem" sözü teknik anlamda kullanılmış. Belki inkar edene kafir denmez ama Ehl-i Sünnet vel-cemaat akidesinin dışına çıkmış, sapık yada zındık gibi terimler kullanılabilir.

Bakalım hocamız ne diyecek?

Çevrimdışı ferdi

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 48
Ynt: itikadi konularda bilmediklerimiz
« Yanıtla #8 : 29 Ocak 2012, 16:47:27 »
Talha Hakan ALP hocada ben hz. İsa'nın nüzulunu inkar edeni tekfir etmem,oraya karışmam diyor ben de bu tür konularda aynısını söylesem,yani kesinlikle olacak ama inkar edenin durumunu bilmem desem sorumluluğum olur mu  onu sormaya çalışıyordum.

İlgili yerde Talha hoca kişinin tekfirinin farklı bir mesele olduğunu bu konuda nihai hükmü kendisinin veremeyeceği anlamında bunu söylüyor.Tekfirin daha geniş muhtevası olmakla bereber liyakat sahibi kişiler verebilir.

 Talha hoca aynı zamanda bu kadar hadisi şerifi ve ulamanın icmasını yani akide konusu olarak belirlediği şeyi kabul etmemenin bir hesabı sorulacağınıda söylüyor.

Yani biz aciz talebelerin tabiiki Talha hoca gibi bu konulara iman etmemiz Tekfirinide (söz konusu ise) ehline bırakmamız gerekir...Binaenaleyh gücümüz yetmeyen şeylerden biz talebeler sorumlu olmayız.....


Amma bu tekfir konusunda sorumlu olmamamız başka bir şey,Bu tür itikadi konulara ''inanmasakta sorumlu olmayız'' veya hadisleri işitip , ehli sünnetin nihai sonucunu öğrendikten sonra ''inanılması gereken şey olup olmadığını bilmiyorum'' demek başka şeydir .İşte bundan sorumlu oluruz.Gevşeklik tehlikelidir.Çünki Nüzül isa meselesinde olduğu gibi Peygamberimizin sözlerini kabul etmemek ve iicmayı takmamak gibi vb. şeyler mevzu bahis olacaktır....Allahu alem...


Bir diğer husus mezkur video ile ilgili bir not ;

Talha hoca ve karşısındakiler Nuzülü isa meselesinin ahad haber (zanni bilgi) olması ön kabülü ile bu tartışmayı sürdürüyorlardı.

Talha hocanın nuzülü isa hakkındaki bir yazıda dile getirdiği gibi bir çok muhaddis bu hadislerin Mütevatir (kesin bilgi) olduğu yönündedir.Bu kabüldeki alimlerce Manen de olsa Mütevatir hadisleri inkarın hükmü ehlince malumdur.

''Meselâ Hindistanlı büyük muhaddis ve fa­kih Enver Şâh el-Keşmîrî yaptığı uzun ve yo­rucu çalışmalar netîcesinde bu konuda et-Tas­rîh bimâ tevâtera fî nüzûli’l-Mesîh adlı kitabı­nı kaleme almıştır. Keşmîrî bu kitapta Allâh Rasûlü’ne âit (merfû‘) yetmiş beş, sahâbe ve tâbi‘îne âit (mevkuf) yirmi altı rivâyet topla­mıştır. Bu rivâyetler başta İbn-i Mes‘ûd, Âişe, Enes, Huzeyfe bin el-Yemân, İbn-i Ömer, İbn-i Abbâs, Câbir, Ebû Hureyre, Abdullah bin Amr, Ebû Sa‘îd el-Hudrî (Radıyallâhu Anhüm) gibi meşhur sahâbîler olmak üzere yaklaşık o­tuz sahâbîden nakledilmektedir.

İlgili rivâyetler bu kadar kalabalık bir sa­hâbe gurubu tarafından nakledildiği için, öte­den beri İslam âlimleri nüzûl-i Îsâ konusundaki rivâyetlerin mütevâtir olduğunu ifâde etmişler­dir.

Bunlara misal olarak
Taberî,
Ebu’l-Hü­seyn el-Âburî,
 İbn-i Atıyye,
 İbn-i Rüşd,
İbn-i Kesîr,
 es-Seffârînî,
 Şevkânî,
 Kettânî,
Keşmî­rî,
Kevserî ve
Ğumârî’yi
zikredebiliriz. (Abdul­fettah Ebû Ğudde, et-Tasrîh bimâ tevâtera fî nüzûli’l-Mesîh, ta‘lîk bölümü; ed-Dânî, es-Sünenü’l-vâride fi’l-fiteni ve ğavâilihâ ve’s-sâati ve eşrâtihâ, ta‘lîk kısmı:6/1246)
http://www.darusselam.com/reddiyeler/170-nuezul-isa-hadisleri.html

Bunların yanı sıra İbn-i Hacer-i Haysemi Es-Sevaik-ul Muhrika kitabında
« Son Düzenleme: 29 Ocak 2012, 17:57:18 Gönderen: ferdi »

Çevrimdışı burakin

  • okur
  • *
  • İleti: 56
.


Yani biz aciz talebelerin tabiiki Talha hoca gibi bu konulara iman etmemiz Tekfirinide (söz konusu ise) ehline bırakmamız gerekir...Binaenaleyh gücümüz yetmeyen şeylerden biz talebeler sorumlu olmayız.....



Ama mesela içkinin haram olduğunu inkar eden kafir olur mu diye şüphelensek elbette kafir oluruz.Aşağıdaki konularda böyle olur mu,ne farkı vardır?
şu anda da aklımda bunun gibi bir sürü şey var mesela
1ölüleri toprağa gömmek farz değil diyen,
2İncil bozulmamış diyen,
3Peygamberler önceki dinlerin yasakladığı şeyleri ve sonradan yasaklanacak olanları işleyebilir diyen,
4peygamberler peygamberlikten atılabilir diyen,peygamberlikten önce kafir olabilirler diyen,
Bunun gibi sayamadığım şeyler aklıma geliyor.Böyle şüphelerden sorumlu olur muyuz?

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ama mesela içkinin haram olduğunu inkar eden kafir olur mu diye şüphelensek elbette kafir oluruz.Aşağıdaki konularda böyle olur mu,ne farkı vardır?
şu anda da aklımda bunun gibi bir sürü şey var mesela
1ölüleri toprağa gömmek farz değil diyen,
2İncil bozulmamış diyen,
3Peygamberler önceki dinlerin yasakladığı şeyleri ve sonradan yasaklanacak olanları işleyebilir diyen,
4peygamberler peygamberlikten atılabilir diyen,peygamberlikten önce kafir olabilirler diyen,
Bunun gibi sayamadığım şeyler aklıma geliyor.Böyle şüphelerden sorumlu olur muyuz?

Müsade ederseniz size bir soru sormak istiyorum. Hasta olduğunuzda doktorun teşhisinden ve yazdığı ilaçlardan bu kadar şüphe ediyormusunuz?

mazhar

  • Ziyaretçi
Ben cevap yazmak istememiştim,madem mücteba kardeşimiz.sormuş benim de aklıma gelen sorular var,bu soruları ortaya sormak istiyorum.bilgisi olan cevaplasın,bilgisi olmayan(zaten cevaplayamaz)yanlız  bırakın kardeşimizin soruları peş peşe gelince, ben soruları unuttum! sorular kafamı karıştırdı,ne soracağımı şaşırdım...
Her neyse,soruyorum:
Şimdi biz Allah tealanın yarattığı mahlukatı sevmemiz lazım sevmesek günah işlemiş olurmuyuz?!

İnsanlar her şeyle meşgul oluyorlar,gerekli gereksiz şeylerle meşgul olmak vakit israfımıdır.?

Lüzümsüz şeylerle zamanımızı boşa harcamak yerine.insanlara faydalı olan şeylerle uğraşsak daha güzel şeyler düşünsek iyimidir?
Kısaca aklıma gelenler bunlar...İtikadımızı bozacak şeyleri değil,amelimizi geliştirecek bilgileri öğrenmemiz gerekir diye düşünüyorum