Gönderen Konu: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi  (Okunma sayısı 55313 defa)

0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uludag

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 928
  • man daqqa, duqqa.
    • www
Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« : 07 Mart 2007, 11:36:18 »

Mehmet Âkif Ersoy, 1966 baskılı Safahat isimli kitabında diyor ki:
-------------------------------------------
...

Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer (s. 402)
...

Çoktan beridir vardı benim bir derdim
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim
Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid
Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid (s. 415)

Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti (s. 421)

Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus
Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus (s. 422)

Herifin sofrada şampanyası hâlâ ayran
Bâri yirminci asırdan sıkıl artık hayvan (s. 422)
...

Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi (s. 422)

“Mısır’ın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh”

Çıkarıp gönderelim hasılı şeyhim yer yer
Oradan âlem-i İslama Cemaleddinler” (s. 422)
-------------------------------------------


Mehmet Âkif Ersoy’un, Müslümanların halifesi olan Sultan II. Abdülhamid Han'a, (Korkak, baykuş, merkep, hayvan, zalim, mel’un, kızıl kâfir, hâlâ şampanya yerine sofrasında ayran içen herif… ) gibi çirkin sözler söylediği ve mason Abduh gibi reform istemiştir.

İşte kitap, inanmayan bakabilir Safahat, 1966 baskısı(Mehmet Âkif Ersoy) (Kütüphanelerde bulabilirsiniz.)

Ayıca; İstibdat isimli şiirinde Halife-i müslimine diyor ki:

”Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se
Ne mel’unsun ki rahmetler okuttun ruh-i İblis’e”

Bir İslam halifesine mel’un diyene ne demeli? Şeytana rahmet okutmak tabiri de çok çirkindir.

Ey bunca zamandır bize te’dip eden Allah
Ey alemi İslamı ezen, inleten Allah,
Bizler ki senin va’di ilahine inandık
Bizler ki binüç bu kadar yıl seni andık
Bizler ki beşer bir sürü ma’buda taparken
Yıktık o zaman şirki, devirdik ebediyyen
Bizler ki birer hamlede evhamı bitirdik
Mabedlere ma’budu hakikiye getirdik
Bizler ki senin ismini dünyaya tanıttık
Gördükse mükafatını, Ya Rab, yeter artık
Çektirmediğin hangi alem, hangi ezadır
Her anı hayatın bize bir ruz-u cezadır.

Diye başlayan şiirinde (Yeter artık çektirdiğin cezalar) diyor. Allah’a böyle nasihat verilir mi hiç? Allah bize zulüm mü ediyor hâşâ?
Ayrıca “Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı” adlı şiirinde

Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında,
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında,
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i,
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i!...
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
Emvâci hurûş-âver olurken melekûta?
Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslis ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin,
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ!
Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm!
Suç başkasınındır da niçin başkası muhkûm?
Lâ yüs'ele binlerce sual olmasa du kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!

Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!

Diyor ve bu şiir ile  Allahü Tealaya resmen tekalufat ediyor...
 
yine bir başka şiirde

”Böyle bir şehidin mükafatı ancak zaferdir
Vermezsen ilahi dökülen hun-u hederdir”

Hun, kan demektir. Allah’a öğüt veriyor, bak zafer vermezsen şehitlerin kanı heder olacak, boşa gidecek diyor. Zafer olmasa bile şehidin kanı heder olur mu hiç? Sonra hâşâ Allah bilmiyor mu bunları?

Vehhabiler, Allah Arş’a istiva etti âyetinden, hâşâ Arş Allah’ın mekanı diyorlar. Âkif de, Allah’a öğüt veriyor; Eğer bu zulümleri durdurmazsan, yani Arşın yanar diyor. Yani evin başına yıkılır diyor.

Süleyman Nazife başlıklı şiirinde diyor ki:

Yakmaz mı bu tufan bu duman gitgide Arş’ı
Hissiz mi kalır lücce-i rahmet buna karşı?

Lücce = deniz demektir. Rahmet denizin niye hissiz kalıyor diyor. Hâşâ Allah’İn hissi mi olur? Allah’ı da insanlar gibi sanıyor. Arş bu, Allah Arş’ı çok övüyor, Arş asla Âkif'in sözü ile yanmaz.

------

Dipnot: İslam halifesi için yazdıkları çoktur. Âkif, bu çirkin hakaretleri için tövbe etmemiştir. Hâlbuki Rİza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif gibiler tövbe etmişler ve tövbelerini de dile getirmişlerdi. Mesela Rİza Tevfik Sultan Abdülhamid han için diyor ki:

Tarihler adını andığı zaman,
Sana hak verecek hey Koca Sultan,
Bizdik utanmadan iftira atan
Asrın en siyasi padişahına.

Süleyman Nazif de diyor ki:
Padişahım gelmemişken yâda biz
İşte geldik senden istimdâda biz
Öldürürler başlasak feryâda biz
Hasret olduk eski istibdâda biz
Ya rabbi, şu acizi ümmeti Muhammede hizmet etmeğe muktedir kıl.

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #1 : 07 Mart 2007, 18:57:33 »
süleyman nazifin de, hristiyanlarin müslümanlara karsi icra etttikleri bir katliâmmdan dolayi, Isa (AS)'a ta'n eden yazilari vardi...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı hisar

  • okur
  • *
  • İleti: 74
Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #2 : 16 Nisan 2007, 15:29:25 »
M. Akif II. Abdulhamid de yanılmıştır. Şu sıralarda zaten II. Abdulhamid'de Yanılanlar adlı bir kitap okuyorum.

Ancak Akif o dönemler dırahşan çehreler göremediği için umut adına çok sıkılmış hatta aşağıdaki şu mısraları kaleme almıştır:

Oturmuş eğlenirken haşa senin zevalinle
Nedir builhadı imhalin bu samit infialinle   diyor

döneminvehametini de gözleer önüne alarak değerlendirmeliyiz. Yoksa burada soru soruyor tüm soruları Sorana. haksızlık da etmeyelim . lütfen
üşüncen Gül İse Sen Bir Gül Bahçesindesin...

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #3 : 17 Nisan 2007, 18:20:52 »
o anki durumun vehametinden ziyade, okur yazar takimina, "durum vahim" diye yaygara yapan propaganda aygitinin gücünü göz önünde bulundurmak gerek, yoksa o anki durumun "ne kadar kötü" oldugunu degil...

Bugüün herkes, tecrübesiz ülkelerde Soros vakiflarinin ne büyük ihtilallere ortam hazirladigini gözüyle görüyor. O dönemde de asirlarca dersaadete hürmet ve muhabbetle baglanmis, aykiri görüsle mesgul olmamis bir toplum idik, ilk defa birileri yaygin bir sekilde dersaadetin ne kadar kötü oldugunu, bizi ye'se düsürecek kadar, bizi yese düsürecek bir üslub becerisiyle anlatiyordu ve devrin müslüman elitleri bile kanabiliyordu..

Kanabiliyordu mu,
yoksa masum müslüman rolünde sahtekarlar miydilar? :?:  :?: ??


.......


O devrin o kadar kötü olmadigini,
"hürriyet" geldikten sonra ögrendi halk..

"Hürriyet" 10 sene icinde koca bir imparatorlugu dubai seyhligi kadar ufalltti..
"Hürriyet" fedaileri devlet terörünü bu topraklarla tanistirdi...

........

Mehmet Akif,

ya propaganda ile gaza gelmis bir safdil,

ya da, bizim milli sair diye yuttugumuz bir propaganda aygiti...

.........

Son bir kac asirdir neler yutmuyoruz ki?? :cry:
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı hakikatyolcusu

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #4 : 01 Ağustos 2009, 20:38:48 »
Öncelikle şunu belirteyim ki Müslüman kardeşlerimizi itham etmeden önce biraz düşünmeliyiz. Başkaları hata yapsa bile biz aynı hataya
düşmemeliyiz. Biz sağduyulu davranmakla mükellefiz.

Bir Müslümana masonluk atfetmek bu kadar kolay olmamalı, hayatları ortada olan insanlara kolayca mason yaftası yapıştırarak gözümüzden
düşürmek isteyen düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmeyelim.Yani sözüm o ki bu kardeşlerimize atılan iftiralara kanarak biz bu yalan haberin
taşıyıcısı olmayalım.(Burada yazan kardeşim iftiracı değildir, sözüm böyle anlaşılmasın).

Diğer nokta ise şudur: Ben de Abdülhamid taraftarı bir insan olsam da şunu unutmamak gerekir ki Abdülhamid tarihte kalmış ama M. Akif ise
eserleriyle hala aramızdadır. Ve gerek Safahat'ı gerek de diğer eserleri ve yaşamını göze aldığımızda M. Akif önemli bir insandır. Safahattaki işlediği
bir sürü konuyla İslam'a hizmeti devam etmektedir, her Müslüman'ın okuması gerekir. Gelelim isyankar şiirlerine... O devirde Müslümanlar hunharca katledilişini, mazlumların halini gören bir insanın feryat figanıdır o şiirler. Dersiniz böyle olmalı mılar? Olmamaları gerekirdi belki ama
yazılmışlar bir kere. Sanki bizler çoğu zaman basit aksilikler/ kötülükler karşısında isyan etmiyoruz da o devre şahitlik etmiş bir insanın
bu haline şaşırıyoruz. İmanını sorguluyoruz ki bu bize düşmez.

Abdülhamid'le meselesine gelince, hürriyete gönül vermiş, Allah'tan başkasının önünde eğilmem diyen bir adamın
istibdad karşısındaki duruşudur. Ha, o zamanlar istibdad gerekliydi diyebilirsiniz ama bunu başka zaman değerlendiririz.
Her insan gibi yanlışları olmuştur ama bunlar art niyet üzerine değildirler. Pişman mıdır yaptıklarından, söylediklerinden, tövbe etmiş midir
Allah bilir, biz yanında değildik. Hata yaptığını anladıysa tövbe etmiştir elbette. Kur'an ı ezbere bilen, ayetlerden ilham alıp şiir yazan,
Kur'an meali hazırlamış(maalesef arkadaşı yanlış anlamadan dolayı yakmıştır), hayatını İslam'ın doğru anlaşılmasına adamış, yazdığı
şiirleri sanat için değil, topluma faydası olsun diye yazdığını söyleyen M. Akif kardeşinizin yapmış olabileceği bazı hataları da bırakın mazur görün.
Varsa görülecek başka hesabı, hesap gününün sahibi Allah'tır ve hesap soracaktır, bize düşmez.

Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun; hakikat olsun tek!
...
Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol...
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol

Mehmed Akif Ersoy

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #5 : 01 Ağustos 2009, 20:43:04 »
Abdülhamid tarihte kalmış ama M. Akif ise eserleriyle hala aramızdadır.

Bu karşılaştırma pek estetik olmamış.

Mehmet Akif'in eserleri gibi Abdülhamid Han Hazretlerinin eserleri de günümüzde mevcuttur, fikirleri ve dahiyaneliği de günümüz insanlarına hâlâ ışık ve şuur vermektedir.

O tarihte kalmış biri değil en azından gönüllerimizdeki muhabbeti ile yer almakta.
« Son Düzenleme: 01 Ağustos 2009, 20:47:52 Gönderen: Fatihan »

Çevrimdışı hakikatyolcusu

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #6 : 02 Ağustos 2009, 00:58:20 »
Aslında biraz haklısınız, ama benim ordaki kastım, Abdülhamid ile övünmektense, Akif'i ve başka okunması
gerekenleri de okuyup, dinimizi adam akıllı öğrenmemiz ve bunun yanında hakkıyla çalışarak kaybettiğimiz
bunca zamanımızı kazanmamız gerektiğiydi.
Şurası gerçek ki biz çoğunlukla geçmişteki bazı zatlar ile övünüp duran ancak kendisi kayda değer hiçbir şey yapmayan bir milletiz.
Bakıyorsunuz mesela, internette sağda solda envayi çeşit methiyeler var Abdülhamid'e. Tamam önemli bir şahsiyet,
ancak o methiyeleri dizenlerden kaçı acaba onun yapmaya çalıştıklarına talip? Bizler sadece geçmişimizle övünüyor
muyuz yoksa geçmişte başlatılan ama yarım kalmış işleri bitirmek için gereken çabayı gösteriyor muyuz?
Vaktimizi nasıl değerlendiriyoruz? Kendimizi geliştirmek adına neler yapıyoruz? Toplumumuz için neler yapıyoruz?
Bakıyorsunuz hala bir çok arapça İslami eseri dilimize kazandıramamışız. Kazandırılmış olanlar da talep görmediğinden kitapçılarda yok. Ama bakıyorsunuz kişiye zerre faydası olmayanlar en çok satanlar listesinde.
Neden?
Geçmiştekileri övmeden ya da onlara sövmeden evvel kendimizi doğrultalım. Meramım budur.

Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlık'tır.
Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır

M. Akif Ersoy

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #7 : 02 Ağustos 2009, 01:14:12 »
Haklısınız demişsiniz ama;

Benim de kastım sadece Abdülhamid Han Hazretleri veyahut ecdat ile sadece övünüp, akşama kadar kös kös oturmak değildir.

Kastım değerlendirme yaparken dengeleri iyi gözetmek.Birini savunurken bilinçli ya da bilinçsiz diğerine çakmamak.
Ve siz diyorsunuz ki Abdülhamid tarihte kalmış bir kişidir, övünmektense Mehmet Akif veyahut başkalarını okuyalım.Siz belki böyle düşünmüyorsunuz ama yazınızdan şöyle bir ifade çıkıyor:Boşverin Abdülhamid'i filan.

Olay ecdadla kuru kuru övünmek değil, geçmişten onların yaptıklarından ders çıkarmak, onların idealleri gibi ideal sahibi olabilmek.

İsteyen Mehmet Akif'le terakki sağlamaya çalışsın, isteyen de ecdadla övünerek onlar gibi idealist olmaya çalışarak.Geçmişimize küfrün tavan yaptığı bir dönemde ecdadla övünmeye bari amborga koyulmasın.

Çevrimdışı tarihman

  • magnealkIZ
  • Moderatör
  • yazar
  • *****
  • İleti: 751
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #8 : 02 Ağustos 2009, 11:02:45 »

Diğer nokta ise şudur: Ben de Abdülhamid taraftarı bir insan olsam da şunu unutmamak gerekir ki Abdülhamid tarihte kalmış ama M. Akif ise
eserleriyle hala aramızdadır.

Bu ifadeler maksadını aşan ifadelerdir. Öyle pek de masumane görünen bir cümle değildir. 2. Abdülhamid Han gibi dostunun düşmanın araştırdıkça hayranlığının arttığı bir zat hakkında bu şekilde konuşmak, ancak gafilliktir. Şu andaki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumsal olarak temeli 2. Abdülhamid zamanında atılmıştır. Yani şu andaki devlet kurumları 2. Abdülhamid Han'ın birer eseridir. Ayrıca Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar 2. Abdülhamid Han'ın açmış olduğu okullarda yetişen zevattır. Türkiye Cumhuriyeti'ni 1950'li yıllara kadar yönetenler, devlet kurumlarında çalışan memurlar... vb. yine hepsi 2. Abdülhanid Han'ın açtığı çizgide yetişmişlerdir. 2. Abdülhamid'le Mehmet Akif Ersoy'u kıyaslamak, kereste fabrikası ile cam fabrikasının ürünlerini bir birleri ile kıyaslamak gibidir.

Çevrimdışı hakikatyolcusu

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #9 : 02 Ağustos 2009, 12:54:53 »
Haklısınız demişsiniz ama;

Benim de kastım sadece Abdülhamid Han Hazretleri veyahut ecdat ile sadece övünüp, akşama kadar kös kös oturmak değildir.

Kastım değerlendirme yaparken dengeleri iyi gözetmek.Birini savunurken bilinçli ya da bilinçsiz diğerine çakmamak.
Ve siz diyorsunuz ki Abdülhamid tarihte kalmış bir kişidir, övünmektense Mehmet Akif veyahut başkalarını okuyalım.Siz belki böyle düşünmüyorsunuz ama yazınızdan şöyle bir ifade çıkıyor:Boşverin Abdülhamid'i filan.

Olay ecdadla kuru kuru övünmek değil, geçmişten onların yaptıklarından ders çıkarmak, onların idealleri gibi ideal sahibi olabilmek.

İsteyen Mehmet Akif'le terakki sağlamaya çalışsın, isteyen de ecdadla övünerek onlar gibi idealist olmaya çalışarak.Geçmişimize küfrün tavan yaptığı bir dönemde ecdadla övünmeye bari amborga koyulmasın.

Abdülhamid'i boş verin demiyorum. Okuyun hayatını, eserlerini öğrenin gereken dersleri, ibretleri alın ama gereğinden
fazla övünmekle vakit kaybetmeyelim diyorum. Tamam siz kös kös oturma taraftarı değilsiniz ama benim sözüm de
genele zaten, çoğunluk hayatını başkalarıyla övünerek geçiriyor da kendisinde en ufak bir çalışma çabalama azmi yok.
Örnek alıp kendine ideal belleyene amenna, ben kuru övünmeye karşıyım.


Diğer nokta ise şudur: Ben de Abdülhamid taraftarı bir insan olsam da şunu unutmamak gerekir ki Abdülhamid tarihte kalmış ama M. Akif ise
eserleriyle hala aramızdadır.

Bu ifadeler maksadını aşan ifadelerdir. Öyle pek de masumane görünen bir cümle değildir. 2. Abdülhamid Han gibi dostunun düşmanın araştırdıkça hayranlığının arttığı bir zat hakkında bu şekilde konuşmak, ancak gafilliktir. Şu andaki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumsal olarak temeli 2. Abdülhamid zamanında atılmıştır. Yani şu andaki devlet kurumları 2. Abdülhamid Han'ın birer eseridir. Ayrıca Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar 2. Abdülhamid Han'ın açmış olduğu okullarda yetişen zevattır. Türkiye Cumhuriyeti'ni 1950'li yıllara kadar yönetenler, devlet kurumlarında çalışan memurlar... vb. yine hepsi 2. Abdülhanid Han'ın açtığı çizgide yetişmişlerdir. 2. Abdülhamid'le Mehmet Akif Ersoy'u kıyaslamak, kereste fabrikası ile cam fabrikasının ürünlerini bir birleri ile kıyaslamak gibidir.

Maksadımın ne olduğunu anlamamışsınız ki aşmakla itham ediyorsunuz. Demek istediğimi az çok izah etmeye çalıştım rica ediyorum akl-ı selim
bir şekilde okuyun. Dediklerinizi biliyorum ancak bir yerde tarih bilgi eksikliğiniz var anladığım kadarıyla. Son yüzyılımızı M. Armağan dışındaki
bir tarihçiden okuyun. Ayrıca siyasetçilerle alimler arasındaki tercihte benim tercihim alimlerdir. Abdülhamid ile M. Akif i kıyaslarken
birinin Osmanlı devletinin padişahlık imkanlarına sahip olduğunu diğerinin ise kendisine palto bile alacak kadar parası olmayan bir
alim/şair olduğunu unutmayın. Ayrıca ikisini de karşılaştırma ihtiyacı da hissetmeyin bana kalırsa, çünkü aynı konumda değiller ki anlamlı olsun.

Hadi yine son bir açıklama yapayım çünkü yazı dili bu, ne söylesek yanlış anlaşılıyor boşuna tartışıp duruyoruz sonra.
Benim demek istediklerim şudur:
2. Abdülhamid önemli bir zattır, büyük hizmetleri dokunmuştur bu millete, son zamanların en iyi padişahıdır. Benim şahsına karşı bir
aleyhtarlığım yoktur, tarafgirliğim vardır. Amacım 'sadece' övünenlere, övünmenin yanında çalışmalıyız da ilim öğrenmeliyiz de demektir.
Bu kadar.
Mehmet Akif'in Safahat'ı her insan tarafından okunmalı, çünkü o salt bir şiir kitabından çok öte. Bu kitap bir milletin hem manen hem de maddeten kurtulmasını sağlamak için yazılmıştır.

ikisi de bizim için önemli zatlar, Fatihan'ın dediği gibi birini diğerine tercih etmemeliyiz, ikisi de bizimdir, bizim için faydalı insanlardır.
« Son Düzenleme: 02 Ağustos 2009, 12:59:28 Gönderen: hakikatyolcusu »

Çevrimdışı hakikatyolcusu

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #10 : 02 Ağustos 2009, 13:06:43 »
Bakara 134:
Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.


Çevrimdışı Geli

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 29
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #11 : 02 Ağustos 2009, 13:22:28 »
Alıntı
2. Abdülhamid'le Mehmet Akif Ersoy'u kıyaslamak, kereste fabrikası ile cam fabrikasının ürünlerini bir birleri ile kıyaslamak gibidir.


Bu benzetme yetersiz kalmış,Kereste Fabrikası ile Altın Madenini Kıyaslamak olurdu.

3 fazla konuya müdahale eden ve ortadan kaldıran yönetim!

Çok değerli bir şahsiyet olan Sultan için bu şekilde yazılan mesajların ana sayfada bulunması doğru mu?

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #12 : 03 Ağustos 2009, 00:37:33 »
Sultan Abdülhamid han hazretlerini sıradan kişilerle kıyaslamak şahsiyetini ve maneviyatını bilenler meclisinde gaflete dalıp idrak yoksunluğu olarak algılanır.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #13 : 03 Ağustos 2009, 06:07:07 »
Sayın hakikatyolcusu, sitemizdeki birçok ehil kardeşimiz, tarihi sadece M.Armağan'ın kaleminden okuyabilen insanlar gibi mi görünüyor?

Bu sitede tarihi bilgi konusunda yeterliliğe sahib birçok kardeşimiz var hiç kuşkunuz olmasın. Ayrıca tarihi sadece bir iki makaleden ibaretmiş gibi görebilme zaafiyeti gösteren kişiler de değiller...Sultan Abdülhamid Han hazretleri bizler için çok önemli ve kıymetlidir. Lütfen kendisi hakkında seçtiğiniz cümlelerde özenli olunuz... Sitemizde Sultan Abdülhamid han hazretleri hakkında yayınlanan yazıları dikkatle inceleyiniz.

Kardeşlerimizin ricalarına rağmen seçilen cümleler hiç uygun gelmiyor bana... Lütfen bizlerin hassas olduğu mevzuda, sizler de cümlelerinizi seçerken hassas olunuz...

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Mehmet Akif'in 2. Abdülhamit aleyhtarligi
« Yanıtla #14 : 03 Ağustos 2009, 12:20:41 »
Abdulhamid han hazretleri,ZAMANINDA BAZI ŞAİR ,YAZAR,HATTA DİN ADAMLARI DAHİ KIYMETİNİ BİLEMEMİŞ.aleyhinde atıp tutmuşlardır.buradan milletimize  mal olmuş ama yazılmasaydı,aleyhinde olduğunu bilemeyeceğim. akifin.ve diğerlerinin.inşaAllah hatalarından dolayı TÖVBE ettiklerini.pişman olduklarını.diliyorum.tevfik fikret bile anLayıp pişman olmuşsa.diğerlerine hayda haydaya  PİŞMANLIK DÜŞER.