Gönderen Konu: "Peki Yıkılmasın..."  (Okunma sayısı 6067 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Peki Yıkılmasın..."
« : 28 Kasım 2011, 12:13:49 »

Yıl bin beş yüz on ikiydi. Yavuz Sultan Selim, vezirini, vüzerasını, emirini, ümerasını, âlimini, umerasını yanına alıp, Bursa'ya cedlarının kabirlerini ziyarete gitti. O sırada Koca Mustafa Paşa, küçük vezir sıfatıyle hünkârın yanında bulunuyordu. Ziyaret sırası, talihsiz Cem'in türbesine gelmişti. Yavuz Sultan Selim, sandukanın başında uzun düşüncelere vardı. Dedesi Fatih Sultan Mehmet, açıkça onu veliaht olarak göstermişti. Buna rağmen ortalıkta neler neler dönmüş, babası Sultan Bayezit ile amcası birbirine silah çekmiş, sonunda o güzel adam,"küffar arasında" ıstırap içinde can vermiş, belki yanında ağzına bir yudum su verecek kimse yokken ölmüştü. Sultan Selim, bu hikâyede, küçük vezirin oynadığı rolü biliyordu. O aynı oyunu kendisi tahta çıkarken de oynamak istemiş, Şehzade Ahmet'i Selim'e tercih etmişti. Bu hatıraların tazelenişi, Koca Mustafa Paşa'nın katli fermanı için yeter sebepti. Yavuz sanki şimdi, amcası Cem kabrinde daha rahat yatıyormuş gibi geldi.

İstanbul'a dönüşte, bu işin henüz tamam olmadığını düşünerek, muhasiplerinden birine emir verdi ki:
"Tiz adam göndertip küçük vezirin camisini de, imaretini de ortadan kaldırsınlar, İstanbul'a böyle bir soysuzun yapısı gerekmez!"

Balta, kürek, Koca Mustafa Paşa camisinin avlusuna gelenler orada sanki hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi toprak çapalayan Sümbül Efendi ile karşılaştılar. İşini bıraktı, emir kullarının yüzlerine sakin sakin baktı,"Ne istersiniz?" diye sordu. Böyle soracağına, ellerinden baltaları, kürekleri alsaydı da kafalarına vursaydı, küfretseydi, dövseydi, kovsaydı onları. Gelenler, mahçup, perişan, geldikleri gibi kös kös geri göndüler. Varıp efendilerine: "Biz o camiye elimizi süremeyiz. O camide bir zat var. Yüzümüze bir baktı, ne istersiniz, diye bir sordu Yok, yok, varsın başkaları yıksın, biz bu işte yokuz!" dediler.

Haber, büyüye yayıla Hünkâr'ın huzuruna vardı. Selim bir emir versin de yapılmasın? Demek bu da oluyor. Oluyor diyen varsa gelsin de görsün. Hünkar emir saldı, o öfkeyle atlandı, yanına alacaklarını aldı. Yel oldu, esti, sel oldu aktı, vardı Koca Mustafa camisine...

Sümbül Sultan'ın uyanık kalbi bu haberi almış, derviş hırkasını üstüne, tacını başına giymiş, siyah sarığını dolamış, bir kaç dervişiyle cami avlusunda beklemeye başlamıştı. Uçan atın bir nal seslerini duyunca, gözlerini kapadı, sadece yanık bir sada ile "Hak!" dedi. Hünkar kapı önünde attan atlamış, ok gibi ileriye atılmıştı.. Fakat birdenbire hızı kesiliverdi. Ne oluyordu ki acaba? Onu durduran neydi?

Dervişler, niyaz duruşunda, başları yerdeydi. Ortalarında da sarı benizli, kara sarıklı güzelmi güzel bir tanesi var. O başını eğmemiş hükümdara bakıyordu. Bu başka bir bakıştı. Selim'in içine, ta' can evine uzanan bu bakışlar kalbinin sayfalarını bir bir okuyor, dünya alemden sakladığı sırlarını, tasalarını, acılarını, üzüntü ve şevkini katmer katmer açıyordu. Bu bakış biraz daha devam ederse Selimi Kahhar sel sel ağlayabilirdi. Onun için, yavaş bir adım attı, başını yere eğdi ve ancak duyulabilen bir sesle "Peki yıkılmasın" dedi.

Bir gönül yapmak için cami yapmak kadar sevaplı, bir gönül yıkmak için bir cami yıkmak kadar veballi bir iştir. Hünkar ise hem cami yıkmadı, hem gönül yaptı.

Ancak, bir mesele vardı ki Sümbül Sinan onu ihmal edemezdi. Onun için: "Hünkarim!" dedi, "Padişahların ahdinin yerine getirilmesi gerekir. Onun için, hiç değilse, ocakları yıksınlar, Hünkar sözü vücut bulsun".

Kazmalar, imaret bacalarını indirirken, Yavuz Sultan Selim ne haldeydi, ne düşünüyordu bilmiyoruz. Onu bir kendisi, bir Allah bilir.
Fakat şu gerçek tarihlere geçmiştir: Sırtından kendisine pek yakışan beyaz samur kürkünü çıkardı, ihtiramla Sümbül Efendi'ye giydirdi. O anda elinden başka bir şey gelmezdi.

Sümbül Efendi bu kürkü dergâhında zaman zaman giyermiş.


Sadakat.net
Hayatın İçinden
Makale Deryası
"Peki Yıkılmasın..."




Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #1 : 28 Kasım 2011, 12:24:07 »
teşekkürler ..

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #2 : 28 Kasım 2011, 13:08:07 »
Eline emegine saglik. tskl..

Çevrimdışı ıssızada

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 107
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #3 : 28 Kasım 2011, 14:06:20 »
"Peki Yıkılmasın..." çok güzel elinize sağlık..
'' Hudâ yardımcıdır ehl-i hüdaya ,

   Sizi ısmarladım hıfz-ı Hudâ'ya ''

Çevrimdışı muhabbeteri

  • okur
  • *
  • İleti: 98
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #4 : 28 Kasım 2011, 15:48:12 »
"Peki Yıkılmasın..." çok güzel elinize sağlık..
"KULUNA HIŞM EYLEMEZ HÜDASI
KULUN ÇEKTİĞİ HEP KENDİ CEZASI"

Çevrimdışı turk_ay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 194
    • Yavuz Sultan Selim (Hadim-ül Haremeyn)
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #5 : 28 Kasım 2011, 19:42:33 »
Başlığı görünce içimden geçirmiştim bu olay olduğunu. Muhteşem insanlar ve muhteşem bir olay. Ellerinize sağlık.
Her açan senin gülün, hergünse benim günüm
Gözyaşı insan külüyse, her yakan insan sözü
Kıvılcım sözün özüyse, ayrılık yakar gözü
Tek gören gönül gözüyse, kelamım gönül sözüm

Yavuz Sultan Selim (Hadim-ül Haremeyn)

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #6 : 28 Kasım 2011, 23:58:34 »
Teşkkürler.Bu da gösteriyorki,Her ne olursa olsun,Allah'ın evi olan Camii ve O'nun kitabı olan Kur'an-ı kerimin okunduğu yerlere sahip çıkmak gerekir... 

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #7 : 29 Kasım 2011, 05:45:35 »
Teşkkürler.Bu da gösteriyorki,Her ne olursa olsun,Allah'ın evi olan Camii ve O'nun kitabı olan Kur'an-ı kerimin okunduğu yerlere sahip çıkmak gerekir... 

S. Bakara 114

وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللّٰهِ اَنْ يُذْكَرَ فٖيهَا اسْمُهُ وَسَعٰى فٖى خَرَابِهَا اُولٰـئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ اَنْ يَدْخُلُوهَا اِلَّا خَائِفٖينَ لَهُمْ فِى الدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظٖيمٌ

Meal Elmali: Allah'ın mescitlerini, içlerinde Allah'ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #8 : 29 Kasım 2011, 14:04:34 »
teşekkürler ..
Eline emegine saglik. tskl..
"Peki Yıkılmasın..." çok güzel elinize sağlık..
Başlığı görünce içimden geçirmiştim bu olay olduğunu. Muhteşem insanlar ve muhteşem bir olay. Ellerinize sağlık.
Teşkkürler.Bu da gösteriyorki,Her ne olursa olsun,Allah'ın evi olan Camii ve O'nun kitabı olan Kur'an-ı kerimin okunduğu yerlere sahip çıkmak gerekir...  

Biz teşekkür ederiz.


Teşkkürler.Bu da gösteriyorki,Her ne olursa olsun,Allah'ın evi olan Camii ve O'nun kitabı olan Kur'an-ı kerimin okunduğu yerlere sahip çıkmak gerekir... 

S. Bakara 114

وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللّٰهِ اَنْ يُذْكَرَ فٖيهَا اسْمُهُ وَسَعٰى فٖى خَرَابِهَا اُولٰـئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ اَنْ يَدْخُلُوهَا اِلَّا خَائِفٖينَ لَهُمْ فِى الدُّنْيَا خِزْىٌ وَلَهُمْ فِى الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظٖيمٌ

Meal Elmali: Allah'ın mescitlerini, içlerinde Allah'ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır.


Allahü zül celal vel kemal ve tegaddes hazretleri cümlemizi beşinci olmaktan muhafaza eylesin.

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: "Peki Yıkılmasın..."
« Yanıtla #9 : 29 Kasım 2011, 18:50:07 »
Çok etkileyici ve manidar, emeğinize sağlık...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana