Gönderen Konu: Vakıf Duası ve Vakıf Bedduası  (Okunma sayısı 6453 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Vakıf Duası ve Vakıf Bedduası
« : 23 Eylül 2012, 21:45:12 »

Kültürümüzde vakıf geleneği asırlardan beri devam ede gelmekte. Kimsesizler, yoksullar, yetimlerden tutun da hayvanlara varıncaya kadar vakıf medeniyetimizin en önemli nişanesi olarak görkemli eserler inşa etmiş, medeniyetimize kan ve can vermiş. Hayrat geleneğimiz alıp başını yürümüş. Camiler, çeşmeler, selsebiller, okullar, imaretler, misafirhaneler, su tesisleri, kaplıcalar gibi yüzlerce vakıf eseriyle şehirler harmanlanmış... Özellikle de vakıf bırakanların amel defterlerini, öldükten sonra kapanmaması mü'minlere daha bir şevk ve azim vermiş.
 
Osmanlı dönemi vakıf eserlerinin isimlerini bile saymak ciltlerle ifade olunur. Yalnızca bazılarının ismini saymakla yetinelim:
 
Cami, mescid, külliye, medrese, mektep, çeşme, sebil, selsebil, şadırvan, fıskiye, havuz, kuyu, hamam, ılıca, hela, yol, köprü, kervansaray, imaret, hastahane, kütüphane, namazgah, gasilhane, tekke, ribat, zaviye, dergâh, türbe, künbed, çarşı, pazar, han, kışla, kale, kaldırım, miskinhane, kalenderhane, darülkura, darülhuffâz, dârülhadis, muvakkithane, çamaşırhane, yağhane, mumhane, şekerhane, demirhane, dökümhane, fırın, tezgâh, mezbaha, tophane, güllehane, şişhane, tımarhane, dârüşşifâ, suyolu, sarnıç, sığınak, kabristan, köşk, konak, meşrûtahane, kahvehane, bozahane, şırahane, kıraathane, eczahane, mahzen...  Dedim ya, bunlar yalnızca bazıları...
 
Hz. Peygamber döneminden başlayarak vakıf kültürümüz ve geleneğimiz hep sürmüş. Selçuklular, Osmanlılarda daha bir arttıkça artmış, çoğaldıkça çoğalmış, müesseseleşmiş. Fatih Sultan Mehmed'le vakıf geleneği artık Osmanlı kültürünü belirleyici bir unsur olarak öne çıkmış ve hep öyle devam etmiş.
 
Fakat gelin görün ki, vakıf bırakanlar yaptırdıkları vakfettikleri eserleri geride bırakırken onların korunmasını, kollanmasını, yaşatılmasını istemişler. Bu nedenle geride bıraktıkları eserlerin bir duvarına ya bir dua, ya da bedduayı asmayı ihmal etmemişler. Yalnızca halk değil, bu geleneği Padişahlar dahi sürdürmüşler.
 
Sözgelimi Fatih Sultan Mehmed Ayasofya'yı vakfedip, camii olarak kullanılmasını istemiş. Bu amaç dışında kullananların "Yakalarının bir araya gelmemesi" noktasında beddualar etmiş. Hatta bu beddua yüzünden ülkenin ilki yakasının bira araya gelmediğini söylenir...
 
Fatih'in (1451- 1481) bedduasını daha önce konu edindiğimiz için bu sefer oğlu Sultan II. Beyazid (Veli)'nin (1481- 1512) de  "Vakıf Bedduası"nı konu edinelim. Şöyle ki:
 
"Allah'a ve ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamber Sallalahü Aleyhi Vesellemi tasdik eden, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz.
 
"Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, feshedilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haram üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikâp etmiş olur. Böylece günahkârlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir.
 
"Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez..."

 
Vakfa dair bu gerçekten insanı ürperten bedduadan sonra bu kez de bir "Vakıf Duası"nı konu edinelim ve örnek olarak da Kanuni Sultan Süleyman'ın  (1520- 1566) yaptığı vakıf duasını aktaralım:
 
"Her kim ki; Vakıflarımızın bekasına özen ve gelirlerinin artırılmasına itina gösterirse, bağışlayıcı olan Allahu Teâlâ'nın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükafaatı sayılmayacak kadar çok olsun, dünya üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin..."
Osmanlı kültür ve medeniyetini tetikleyen unsur vakıf olgusudur. O nedenle yüzlerce, binlerce vakfiyenin bulunması boşuna değildir.
 
II. Bayezid devri (1481-1512) yazarlarından Cantacasin, Osmanlılarda vakfa olan itibarı şöyle anlatır:
 
"Küçüğü ve büyüğü ile Türk ileri gelenleri, cami ve hastane yaptırmaktan başka bir şey düşünmezler. Onları zengin vakıflarla techiz ederler. Yolcuların konaklaması için kervansaraylar inşa ettirirler. Yollar, köprüler, imaretler yaptırırlar. Türk büyükleri, bizim senyörlerimizden çok daha hayır sahibidirler, son derece misafir severler. Müslüman Türkler, Hıristiyan ve Yahudileri memnuniyetle misafir ederler. Onlara yiyecek, içecek ve et verirler. Bir Türk, karşısında yemek yemeyen bir adamla Hıristiyan ve Yahudi bile olsa yemeğini paylaşmamayı çok ayıp sayar. Bir başka seyyah olan D'Ohsson ise bunun kaynak noktasının İslâm dini olduğuna vurgu yaparak bunu şu cümleyle ifade eder:
 
"Kur'ân, Türkleri, dünyanın bütün milletlerinin en hayır ve en insan severi haline getirmiştir."


〰〰〰〰🐠

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Vakıf Duası ve Vakıf Bedduası
« Yanıtla #1 : 02 Kasım 2012, 20:27:16 »
AYASOFYA'DA ZAMAN



Fethin sembolü suskun¸ yanar kutlu dilekler
 Susturulmuş mabede matem tutar melekler
 
Ezanlar okununca utancından büzülür
 Alem boynunu büker¸ gözyaşları süzülür
 
Fethin nişanesini bak ne hâle koydular
İslam elbisesini üzerinden soydular
 
Seni mahzun gördükçe bükük kalır boyunlar
 Üzerine oynanır nice kirli oyunlar
 
Kubbelerden gönüle akmıyor Kur’an sesi
 Asrın yokuşlarında kesiliyor nefesi
 
İslam’ın lâfızları duvardan indirilmiş
Hakikat erenleri¸ müminler sindirilmiş
 
Mabedimin göğsüne dokundu kirli eller
 Uyandı Bizans ruhu¸ dile geldi emeller
 
Alınlara hasrettir mübarek secdegâhın
Yüz çeviren gürûhu elbet tutacak âhın
 
Bu ihtişamlı mabet umut taşır yarına
 Fatih Sultan Mehmet’in girer rüyalarına
 
Solar fitnenin yüzü¸ yaldızları dökülür
 Zamana doğar güneş¸ bir gün kulplar sökülür
 
Göklere yükselecek eğilen başlarımız
 Boğacak zalimleri kanlı gözyaşlarımız
 
Kadim duvarlarında yankılansın tekbirler
 Seherde dualarla boşluğa aksın kirler
 
Tarihe sırt çeviren var mıdır bizler gibi
 Gün gelir Ayasofya coşar denizler gibi

Dirilişin güneşi ufuklardan doğacak
 Hakikatin ziyası karanlığı boğacak
 
Fethin mübarek gülü her gün ağlar bahtına
 Gün gelir Ayasofya çıkar gönül tahtına
 
somuncubaba.net

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Vakıf Duası ve Vakıf Bedduası
« Yanıtla #2 : 01 Haziran 2013, 08:49:52 »
YORUMLAR

bir cok yorumda yazdim yine yaziyorum

kaptan1
ne müslümanim diyenler ne milliyetciym diyenler pkk Kadar Samimi deiller her yil kutlanan fetihte gercekten cok sacma AYASOFYA esir iken o halde yapilacak tek sey kaliyor imzalar olmadi o halde bir sonraki CUMA NAMAZI AYASOFYADA eda edilmesi icin ülkenin her yerinden akin baslatilsin chp Kadar da olamiyor bu MÜSLÜMANIM diyenler adamlar silivriye akin ettiler yaa yok yapamiyosaniz müslümanliktan bahsetmeyin en azindan Allah i kandiramaz kimse nerde ben müslümanim diyen topluluk

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 23:41



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -7-

YEDİKITA


Belirli şahısların hukuka aykırı hareketleri veya kararlarını meşrû gösterecektir diye bir kâide yoktur.”(Basın,93) Bugün dünün ürünüdür. Yarınlarımız da bu günümüzü doğru idrak etmemize bağlıdır. Bu idrâk da dünü iyi bilmekle başlar. Bu vesile ile Osmanlı ecdadımızın AYASOFYA Vakıf eserlerine sâhip çıkan Sn.Z.MÜEZZİNOĞLU gibi zevâtı da tebrik etmeden geçemiyoruz. Ancak İçinde okudukları Mahalle Vakıf Kursu'nu yıkan,"Siyasî Fırkacı"lardan bunu beklemek abesle iştigal etmek değil mi dir?!..

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:3

ayasofya'yı cami yapmak

sivaslı-58


bize nasip olacak,Allah'ın izniyle.Allahuekber.

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:33



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -6-

YEDİKITA


Meşhur Bakanlar Kurulu Kararı hiçbir şekilde meşrûiyet kazanmaz. Yani hem Osmanlı Vakıf Hukuku açısından,hem de şu anda yürürlükte olan Vakıf Hukuku açısından o Bakanlar Kurulu Kararı tamamen şâibeli ve geçersizdir. Çünkü mahkeme kararı yok,vakfın yetkili kurullarının kararı yok. Çünkü Ayasofya bir vakıftır. Dolayısıyla böyle bir Bakanlar Kurulu Kararı’nın hükmü yoktur. Ayasofya hâlâ bir câmidir. Bunun aksini iddiâ etmek hiçbir hukukçunun kârı değildir. Zira hukuk ve hukuk nizamı,belirli...

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:16



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -5-

YEDİKITA


–biz buna hukukta müessesât-ı hayriye diyoruz–Bu da Hiçbir iktidar ve hükümet döneminde o vasfı bozulamayacak bir hayır müessesesiyse,günümüz hukukunda da bu durum aynen muhâfaza ediliyor. Bu durumdaki bir vakıf eser,ki Ayasofya da bir vakıf eserdir,ancak mahkeme kararıyla ve vakfın yetkili kurulları kararıyla aynı gâyeye hizmet etmek için tahsis edilebilir. Meselâ Ayasofya,
 mahkeme kararıyla ancak Sultanahmet Câmii’nin vakıflarıyla birleştirilebilir. Dolayısıyla sıhhati şüpheli olan meşhur...

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:14



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -4-

YEDİKITA


Meşrûiyetini münâkaşa etmek demektir.“Ortada bir bedduâ vardır. çok
 açık bir şekilde. Tapu Kadastro Genel Müdürüğü’nde orjinali bulunan ve Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde de sûretleri bulunan bir fermanda açıkça,‘Kim ki benim bu vakfiyemi değiştirirse,Allah’ın,
 meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun’deniyor.
 “Ayrıca günümüz vakıf hukuku da Ayasofya’nın câmi olma vasfının herhangi bir Bakanlar Kurulu Kararı ile ortadan kaldırılamayacağını ifade ediyor.“ -Biz buna hukukta...

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:09



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -3-

YEDİKITA


Mâlûm; Osmanlı Ecdadımızın Vakfiyesi,Ayasofya bir vakıftır. Ancak bir gayrimüslim vakfı değil. Müslüman’lara ait bir vakıftır. Bunu kabul etmek için İstanbul’un fethini kabul edeceksiniz. Eğer Ayasofya’nın bir İslâm vakfı olduğunu kabul etmiyorsanız,İstanbul’un Hz.Fâtih tarafından fethini kabul etmiyorsunuz demektir. Çünkü,
 Ayasofya'nın bir İslâmî vakıf oluşunu İstanbul’un fethinin bir neticesi olarak kabul ediyoruz. “Ayasofya’nın İslâmî bir vakıf olduğunu münâkaşa etmek,İstanbul’un fethinin..

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:07



HZ.FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ!..-2-

YEDİKITA


Bir cenaze üzerine namaz kılana bir kırat,gömülmesinde bulunana da iki kırat sevap vardır. Bir kırat ise Uhut dağı kadardır.(Hadisi Şerif) Hz. Fatih savaşa giderken,nereye ve kiminle savaş yapacağını hiç kimseye söylemezmiş. İşte başarının sırrı da budur. Kızıl elma böyle olmuş. Kul günah işlediğinde sol tarafta ki yazıcı melek 7 saat bekler. Belki Hz . Allah(c.c.)affeder diye. Şayet affetmezse kul da tövbe etmezse o zaman yazılır. Ya bir asır'dır Ayasofya için işlenen günah ne olur.?!..

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 18:03



HZ. FATİH’İN AYASOFYA LÂNETİ! -1-

YEDİKITA


HZ.FATİH’İN AYASOFYA’YI CAMİİ OLMAKTAN ÇIKARANLARA LÂNETİ.
 “Kim Ayasofya’yı camii olmaktan çıkarırsa; Allah’ın, meleklerin,
 peygamberlerin lâneti onun üzerine olsun." Rumeli Hisarının tam ortasına Hz .Fatih,işçilerin,çalışanların namaz kılmaları için camii yapmıştır. Şu anda bu camiiden bir taş bile kalmamıştır. Şimdi ise ürovizyon şarkı yarışmasının yapıldığı yerdir. Baba ve annenin terbiye etmediğini “ zaman “ terbiye eder . Zamanın terbiye etmediğini de “cehennem “ terbiye eder!..

 

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 17:56



Ayasofya,

huverrahman


481 yıl sonra yeniden geri mi alınmışdır yoksa? Bunu câmi' olarak kul
 landırmayan açık ve gizli güçler bize şunu mu deyip dururlar? *Nasıl ki,
 feth adı altındaki işğalinizin sembolü i'lân etdiğiniz Ayasofya'yı geri al
 dıysak,şunu kafanıza koyun ki,çok yakında,İslambol adını takdığınız Konstanti'imizi de geri alacağız* Korkarım ki,biz o vasiyetnameye ihâ
 nete devam edersek,âkıbet de bu olacaktır.İlgililere duyurulur.

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 17:32



işte budur

s.altin


eline kalemine sağlık
 işte budur,herşeye her yaptıklarına amenna değil yeri gelince eleştirebilmelidir..yoksa başdakilerin akilleri hırsız olduğundan dünyalıkcıolduğundan başdakini ikaz edemeyebilir.Burda sorumluluk taprcasına ilahlaştırıcasına tapmak değil yeri gelince haksızlıkda konuşabilmek ikaz edebilmektir.Başörtüsü için%1.5 bucuk için yasa çıkarmam diyen binde bucuk için ruhban okulubu tartışıyorsa hadi ayasofya açılsın deyince kaç bucuk diyecek?madem msülümansın camini ibadete aç göreli

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 15:22

olacak inşAllah

azizün

yirmidokuz mayıs ikibin on üç çok önemli bir tarih.çok şey anlattı anlatacak.bu tarihin birisnde camimiz de ibadete açılacak.

BeğendimBeğenmedim
31 Mayıs 2013 Cuma 14:28

Sayın Müezzinoğlu bu cuma günü yüreğime su serptiniz, duygularıma tercüman oldunuz.yüreğinize ve kaleminize sağlık.
HABERVAKTİM.COM