İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki:
Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid’at ehli yani sapık olur. Her ikisine kavuşan hakikate varır. (Merec-ül-bahreyn)
Fıkıh ilmini öğrenmeden tefsir ile vakit geçirmek doğru değildir. Çünkü, tefsir ile, vaaz, kıssa öğrenilir. Fıkıh ile, helal, haram öğrenilir. (Redd-ül-muhtar)
Kur’an-ı kerim, hiçbir dile, hatta Arapçaya bile tercüme edilemez.Her hangi bir şiirin kendi diline bile tam olarak tercümesine imkan yoktur. Hadis-i şeriflerde de durum aynıdır. Hadis kitaplarından hadis nakletmek için hadis âlimlerinden icazet almak gerekir. (Berika c.1)
Hadis-i şerifleri ve âyet-i kerimeleri, hadis kitaplarından ve Kur’an-ı kerimden değil, hakiki İslam âlimlerinin kitaplarından nakletmelidir. Mesela, (İhya’daki hadis-i şerifte) veya (Mektubat’ta bildirilen âyet-i kerimede buyuruluyor ki...) diyerek nakletmek gerekir.
Kur’an-ı kerimin manasını yalnız Hz.Muhammed s.a.v. Efendimiz anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i şerifler Kur’an-ı kerimi, mezhep imamları hadis-i şerifleri, İslam âlimleri de mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır.