Habertürk’ün 27.05.2004 tarihli haberinden öğrendim. Olimpiyatların , olmazsa olmaz bir kuralı varmış. Olimpiyat kurallarına göre olimpiyatların yapılacağı şehirde, gelenleri mutlu edecek sayıda fahişe bulunması gerekiyormuş...
Sıkıntı burada başlıyor... Belediye yetkilileri 50 -100 kişi olsa kolay diyor. Fakat geleceklerin sayısı Atina nüfusunun yüzde 5'ini bulunca iş zorlaşıyor. Tabii ki Atina kendi iç kaynaklarını kullanarak bu işin altından kalkamıyor.. Bunun için Atina'nın kadın belediye başkanı Dora Bakoyannis’ 2004 yılı olimpiyatları için çok telaşlanmış. Oyunlara aylar kaldığı için de çaresiz kalıp Türkiye'ye ve diğer komşu ülkelere haber yollayarak yardım talep etmişti. Duruma 'el atmalarını' ve 'fahişe açığını' kapatmalarını istemişti...
Bu arada başka bir iç problem baş göstermişti Atina’da. Problem 'Yunan Fahişeler Hareketi'nin (kege) bayan başkanı Dımıtra Kanelepulo tarafından şöyle açıklanmıştı; yeni açılacak genelevlerin okul, kütüphane ve kilise gibi kamusal hizmet mekanlarının 200 metre yakınına açılmasının yasak olmasından dolayı, bu karar kayıt dışı fuhuşu artıracak. Ve haksız rekabete yol açacak. Olan Yunanlı fahişelere olacak, fiyat indirmek zorunda kalacağız' diyordu başkan. Onun telaşı da fahişelik fiyatlarının aşağıya çekilmiş olmasından.
Bugüne kadar ben zannederdim ki, Olimpiyat oyunlarında sadece spor yapılır. Organizasyonun gayesi bu. Demek ki, binlerce kişiye yarı açık genelevi sunma görevi de varmış. Aileyi, ahlakıi değerleri yok etme gibi bir vazifesi de varmış.
Bu ve bunun gibi organizasyonlar, insanoğlunun maneviyattan, dinin kontrolundan çıktığında neler yapabileceğini göstermesi bakımından çok ibretli. İşin tuhafı bütün bunları, özgürlük ve medeniyet adına yapmaları. Bir taraftan kadın haklarından bahsederlerken diğer taraftan kadını seks kölesi yapmaları. İnsanı insan yapan, hayvanlardan ayırt eden hayayı, ahlakı yok ediyorlar; bunu da insanlara iyilik olarak sunuyorlar. İşin garibi bu tür istismarlara hiçbir kadın hakları savunucu derneğinden de tepki gelmemesi. Demek ki olup bitenden onlar da memnun.
Hıristiyanlar, ellerindeki tahrif edilmiş İncil’de bile geçen, Lut kavminin fuhuştan dolayı başlarına gelenler ile Pompei halkının başına gelenlerden ibret almıyorlar. İnsan diyecek şey bulamıyor. Zaten Cenab-ı Hak böylelerinin yerini bildirmiş, bize diyecek bir şey bırakmamış. Ayet-i kerimede şöyle bildiriliyor: “ Onlar hayvan gibidirler; hatta hayvandan daha aşağıdırlar.” (Furkan,44). Aslında bunların Hıristiyanlığa falan da inandığı yok. Para ve şehvet, tapınakları olmuş bunların!..
Peygamber Efendimiz de , ahir zamanda fuhuşun, zinanın çok yayılacağını, sokaklarda, caddelerde aleni olacağını haber veriyor. Hatta yoldan geçenlerin, yolun kenarına çekilin de, yürümemize mani olmayın diyeceği bildiriliyor. Artık hızlı bir şekilde, o günlere gittiğimiz anlaşılıyor.
Anasayfaya dön | Kapak Sayfası |
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri |