İSLAMDA ÇOCUK HUKUKU

Çocuk, yedi yaşında akıllı olur. Oğlan 12, kız 9, yaşından sonra büluğa erer. Bu yaş herkesde değişiktir. Çocuk balig olduğunu söyleyince kabul edilir. İnsan, ibadetlerle büluğa erdikten sonra mükellef olur. Alışverişe ehil olur.

Çocuğun zekat, Sadaka-i fıtr vermesi ve kurban kesmesi lazım değildir.Toprağı varsa, uşr vermesi lâzımdır. Fâsid olmayan ibâdetlerinin sevâblarına kavuşur. Çocuğa ilim öğretenlere, iyilik yaptıranlara çok sevâb verilir.

Çocuk, büyüklere imâm olamaz. Bir kimse, bir çocuğa imâm olunca, cemaat sevâbı hâsıl olur. Çocuk velî olamaz. Yemîni kabûl edilir. Ezân okuması sahîh ise de, mekrûhdur. Farz-ı kifâyeyi yapması ile, büyüklerden sâkıt olmaz.

Bir çocuk, satın alınan malın mülk olacağını ve satınca mülkten çıkacağını anlarsa, buna (Mümeyyiz), yanî akıllı denir. Bu umumiyetle yedi yaşında olur. Mümeyyiz olmıyan çocukların bütün sözleşmeleri bâtıldır. Mümeyyiz olan çocuğun zararına olan işlerdeki sözleşmeleri, velîsi izin verse de, sahîh değildir. Birine borçlu olduğunu söylemesi, ödünc, sadaka hediyye vermesi böyledir. Faydalı olan işler için sözleşmeleri velîsi izin vermese de sahîh olur. Hediye, sadaka kabûl etmesi, ücret ile yaptığı işin ücretini alması böyledir.

Zararlı da, faydalı da olabilen sözleşmelerinin sahîh olması için, velîsinin izin vermesi lâzımdır. Kendi malı ile alış venrişi böyledir. Bunamış olan ihtiyârlar da, mümeyyiz çocuk gibidir. Alışverişlerini, velîleri isterse kabûl, isterse red eder.

Çocuk kendi malını kullanamaz, başkasına hizmet etmesi de, ancak velîsinin izni ile câiz olur. Bir sabî, bir kabı umumi havuzdan doldursa, sonra tekrar havuza dökse, kimsenin bu havuzdan su içmesi halâl olmaz. Havuzdan çocuğun dökdüğü su kadar su alıp velîsine vermek lâzımdır. Velî kendisine verilen suyu çocuk için kullanır. Çocuğun, umûmî çeşmeden alıp getirdiği su da böyledir.

Velî, çocuğun malını kimseye hediye edemez. Birine hediye etmek isterse, evvelâ bunun kıymeti kadar parayı ona hediye eder. O da, bu para ile çocuğun malını velîsinden satın alır. Bu para çocuğun olur. Velî, kendi parası ile, çocuğun kullanması için aldığı şeyleri dilediğine hediye edebilir. Çocuk malını anasına babasına verse, bunların mülkü olmaz.

Birşeyi yapması için çocuğa izin vermek câizdir. Çocuğun izinli olduğunu ve getirdiği şeyin hediye olduğunu söylemesi kabûl edilir. Sattığı şeyi, izinli olduğunu sorup anladıktan sonra, almak câiz olur. Çocuğun, başkasının malından getirdiği hediyeyi ve sadakayı almak da böyledir. Çocuğun izinli olduğunda şübhe edilirse, araştırmak lâzım olur.

Çocuğa gelen hediyeyi, çocuğa zarûrî lâzım değilse, yalnız fakîr olan anası babası yiyebilir. Başka fakîrlere de yidiremezler. Ana baba fakîr değil, fakat kendilerinde bulunmayan birşey ise, yiyebilirler ve kıymetini çocuğa öderler. Anaya babaya hediye etmek niyyeti ile getirilen şeyi, kıymetsiz olduğunu bildirmek için, çocuğa hediye diyerek verilirse, anaya babaya getirilmiş olur. Bunu, zengin iseler de yiyebilirler ve dilediklerine verebilirler.

Akllı çocuk, alış verişe ve zekât vermeğe vekîl yapılabilir. İzinli olsa dahî kefîl olamaz. Çocuğun selâmına cevâb vermek vâcib olur. Çocuğa selâm vermek câizdir. Besmele ile kestiği yenir. Çocuk çukura, suya düşüp ölürse, anası babası cezâlanmaz. Elinden düşürüp ölürse, keffâret lâzım olur ki, altmış gün oruc tutar.

Çocuğun anasından, babasından izinsiz herhangi bir sefere çıkması câiz değildir.. Bâlig olan çocuğun da, seferin tehlikeli olması veya kendisine muhtâc olmaları hâlinde, izinleri olmadan gitmesi câiz değildir. Ana baba olmazsa, ced ve cedde (Dene ve nine) onların yerine geçer.

Fakîr oğlunu evlendirmek babaya vâcibdir. Çocuğun malını ona harc etmeğe, babası veya babası yoksa dedesi velî olur. Anası olmaz. Anası, kendi yanında kalan çocuğun ihtiyâcını onun parası ile satın alabilir.

Bâliga olmamış, gösterişli kız da, kadın gibidir. Yanî mahremsiz sefere çıkamaz.

Âdil veya hâli belli olmıyan baba, mükellef olmıyan çocuğunun binâ ve her malını, piyasa fiyâtına kendine ve başkalarına satabilir, parasını çocuğa ve fakîr ise, kendine de nafaka yapar. Fâsık ve isrâf eden baba, satamaz. Çocuk bâlig olunca, müşterîden bunları geri alabilir. Fakîr baba, kayıp olan büyük oğlunun yalnız menkûl mallarını, kendi nafakası için satabilir. Binâsını, toprağını satamaz. Baba yoksa, vasî de yoksa, babanın babası satabilir. Vasî, çocuğun yalnız menkûl mallarını, yalnız başkalarına satabilir. Vasî, meyyit tarafından tayîn edilmiş ise, çocuğun malını yüzde elli kârla kendine de satabilir. Hâkim tarafından tayîn edilmiş ise, kendisi hiç satın alamaz. Ammâ, yetîm çocuklarının nafakaları için, menkûl mallarını satabilir. Miras malında menkûl mal varken, vasî, meyyitin borcu için, binâ ve toprak satamaz. Borçtan fazla malını da satamaz.

Küçük çocuğa verilen hediyeyi babası kabz eder. Babası yok ise, babanın vasî tayin ettiği kimse, o da yoksa, dedesi kabûl eder. Dedesi de yoksa, dedesinin vasıyyet ettiği kabûl eder. Bu dördünden biri varken, çocuğa bakan akrabâsı bile alamaz. Bu dördünden biri yoksa, çocuğa evinde bakan kabûl eder. Aklı başında çocuğun kendisi kabûl edebilir.

Sâlih olan oğlan ve kızlarına hediyeyi, eşit miktarda vermek efdaldir. Ölüm hastası olmayanın malının hepsini çocuklarından birine hediye etmek câiz olur ise de günâhdır. Çocuğun mülkü olur ise de babaya günâh olur. Reşîd ve sâlih veyâ ilim tahsîlinde olan çocuklarına daha çok vermek câizdir. Dindarlıkları eşit ise, eşit dağıtmalıdır. Çocukları fâsık olanın mîrâs bırakmayıp, sâlihlere, hayrâta vermesi efdaldir. Çünkü, günâha yardım etmemiş olur. Fâsık çocuğa nafakadan fazla yardım yapmamalıdır. Çocuğa gelen hediyeden ananın babanın yimesi câizdir.

Fakîr çocuğun nafakasını yalnız babası verir. Babası fakîr ise, babasına ödetmek üzere, zengin olan anası verir. Anası da fakîr ise, zengin olan dedesi verir. Çocuk zengin ise, kendi malından nafakalanır. Malı olmayan yetîmin anası, dayısı ve amca çocukları zengin olsalar, nafakasını anası verir. Babası kayıp, anası fakîr, amcası zengin olan çocuğun nafakasını amcası verir. Yakın asebe kayıp veyâ fakîr olunca, uzak olanı verir.

Anadan başkası, çocuğa verdiği nafakayı babasından isteyemez. Anası, çocuğunu emzirmeğe zorlanamaz. Para ile emzirecek başka kadın bulunamazsa, ananın emzirmesi vâcib olur. Anaya ücret verilmez. Boşanan anayı, iddetden sonra, para ile süt anası tutmak câiz olur. Ana ücret ile, yabancı kadın parasız emzirmek istese, çocuk yabancıya emzirtilir.

Erkek çocuğa, bâlig oluncaya kadar nafaka verilir. Kız çocuklara evleninciye kadar ve bâlig olan hasta oğula iyi oluncaya kadar babası bakar. Bunlar zengin ise, kendi malları ile nafakalanırlar. Veled-i zinâya babası nafaka vermek zorunda değildir.

Baba, baba ölmüş ise babanın vasîsi, bu da ölmüş ise, ölürken vasıyyet ettiği kimse, bu ikinci vasî de yoksa, babanın âdil olan babası, bu da yoksa, dedenin vasîsi veyâ vasîsinin vasîsi, birinci derece velîdirler. Çocuk yanlarında olmasa dahî, çocuğun menkûl mallarını her zaman, binâları ise zarûret olunca, herkese, hattâ kendilerine satmaları, kirâya vermeleri ve herkesden ve kendi mallarından çocuğun parası ile, çocuk için satın almaları ve çocuğun malı ile ticâret yapmaları ve ticâret yapması için ona izin vermeleri, ücret ile ve ücretsiz çalışmağa vermeleri câizdir.

Kardeş ve amca, çocuk kendi yanlarında olup baktıkları zaman, ancak çocuğun muhtâc olduğu şeyleri, ona alıp satabilirler. Vasî olmadıkları zaman, çocuğun malı ile çocuğun menfaati için, ticâret yapamazlar ve çocuğa ticâret yapması için izin veremezler. Çocuğa gelen hediyeleri, çocuk için alırlar.

Babanın, (Şu malımı küçük çocuğuma şu kadar liraya sattım) yâhud (Filân küçük çocuğumun malını şu kadar liraya kendim için satın aldım) demesi lâzımdır. Hem satması, hem alması için bir kimseyi vekîl edemez. (Oğlum ......nın malından bildiğini, dilediğin fiyât ile dilediğine satmak için) diyerek, birini vekîl eder.

(Mu’âmelât)da, meselâ alış verişde, îmân ve adâlet aranmaz. Çocuğun, kitâblı ve kitâbsız kâfirlerin sözüne inanılır. Yetîm oğlana ücretsiz olarak, yalnız annesi iş yaptırabilir. Velîsi, akıllı çocuğu, hocaya veya ustaya verip, buna öğret! Bu da sana hizmet etsin dese, bunlar çocuğa hafîf iş yapdırabilir. İlim ve edeb öğreten velîsi de, hocası gibidir. Fakat, yaptıracakları işin ve sokakdaki çeşmeden getireceği suyun, piyasaya göre ücretinin, öğretmek ücretinden fazla olmaması ve hizmet etmeği, velînin söylemiş olması lâzımdır.

Çocuğun kendisi ve malı için velîsi, yanî babası, baba yoksa babanın vasîsi, vasî yoksa dedesi, dedesi de yoksa, bunun vasîsi, bu da yoksa hâkim, ücret ile, hafîf işlerde çalıştırabilir. Ücret, yalnız çocuk için sarf edilir. Kadın, velî olamaz. Çocuğun anne ve babasının günah olmayan emirlerine itaati  farzdır. Onlara hürmet etmesi de böyledir.

Akıllı olmuş bir çocuk, şeker, meyve gibi kendine yarar şey isterse, ona satmak câiz değildir. Çünkü, velîsi izin vermemiş demektir. Eğer tuz, pirinç gibi şey isterse, satmak sahîh olur. Çünkü, velîsinin izin verdiği anlaşılır. Bunun izin ile alış veriş etmesi câizdir. Çocuk akıllı olmamış ise, velîsinin izni olsa da, alış veriş etmesi sahîh olmaz. Velî, babasıdır. Baba olmaz ise, babanın vasî ettiğidir. Bu da olmaz ise, babanın babasıdır. Bu da yok ise bunun vasî ettiğidir. Bu da olmaz ise, kâdîdir veyâ kâdînin [ya’nî hâkimin] vasî ta’yîn etdiği kimsedir. Ana ve kardeş ve amca velî olmaz. Ancak, kâdî veyâ velîlerden biri bunları vasî yaparsa olabilirler.

Babasının dahâ önce yapdığı anlaşma ile alacağı malı, çocuğu gönderip aldırması câizdir.

Çocuk, birinin malını telef etse, çocuğun malından ödenir. Malı yoksa, malı oluncaya kadar beklenir. Velîsi ödemez. (Mecelle, Madde 916)

Çocuğun, Kur’ân-ı kerîmi, edebleri ve farzları, harâmları, Ehl-i sünnet i’tikâdını öğrenmesi için babası ikrâh eder, zorlar. Çocuğunu döğdüğü işlerde, yetîmi de döğebilir. Çocuk ve zevce sopa ile döğülmez. El ile, mendil ile vurulur. Ayakla, yumrukla vurulmaz. Kul hakkı olan suçlarda, çocuk tazîr olunur.

Karı kocanın ayrılması halinde, çocuğu yetiştirmek, başkası ile evli olmayan ananın hakkıdır. Anadan sonra, anne anneye, sonra baba anneye verilir. Bundan sonra kız kardeşe, sonra teyzeye verilir. Çocuk kimde olursa olsun, nafakasını babası verir. Kadın fakîr ise, çocukla birlikte yiyebilir. Babası yoksa, çocuğun malından sarf edilir. Malı da yoksa, kendilerinin teberru’ etmeleri vâcib olur. Malı olmayan yetîm kıza, anası ücret ile, halası parasız bakmak isterse, halasına verilir. Küçük kızı, başkası ile evli anası ve anasının teyzesi ve halası isteseler, anasının teyzesine verilir. Oğlan yedi yaşına gelince, kız bâliga olunca, babasına zorla verilir. Babası yoksa, fâsık olmıyan asabeleri alabilir.

Ölü doğan çocuk, düşük ve insan uzvu, meselâ kolu kefenlenmez, bir beze sarılıp gömülür. (Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye)

Anasayfaya dön Kapak Sayfası
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri