Allah korkusunun alameti

 

Allah korkusunun alametleri nelerdir?

CEVAP

Allah korkusunun sebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri, kendi ayıplarını, günahlarını ve ibadetteki kusurlarını görerek, bunun yanında Allahü teâlânın kendisine verdiği sayısız nimetleri düşününce, yaptıklarından utanıp, kalbinde korku başlar. Bunun hali şuna benzer. Bir padişah birine iltifat ederek sayısız yardım ve ihsanlarda bulunsa, üstelik büyük bir rütbe verse, bu kimse de, padişahın bu iyiliklerine karşılık nankörlük ve hıyanet etse, bunu da padişahın görüp bildiğini anlasa, o kimsenin kalbine bir korku ateşi düşer. İşte Allah’tan korkmak da böyledir. Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:

(Her hikmetin başı Allah korkusudur.) [Taberani]

 

Hikmetin birçok manası vardır. Faydalı ilim, fen ve sanat, manevi ilim gibi manalara gelir. Şu halde Allah’tan korkup haramlardan kaçan ve ibadetleri yapan kimsenin hikmet sahibi, akıllı biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte, (En akıllınız, Allah’tan en çok korkandır) buyuruldu. (İbni Muhber)

 

Allah korkusu, sevileni kaybetmekten meydana gelen bir korku olduğu gibi, Ona isyan ederek tehlikelere maruz kalmaktan da meydana gelen bir korkudur. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde buyuruyor ki: 

(Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.) [Al-i İmran 200]

(Ancak âlimler Allah’tan korkar.) [Fatır 28]

(En şerefliniz, Allah’tan en çok korkanınızdır.) [Hucurat 13]

 

Allah’tan korkmanın alameti şu yedi şeyde, [dilde, kalbde, gözde, midede, elde, ayakta ve ibadette] belli olur.

1- Dilde:

Yalan söylemez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı günaha götürür.Günah da Cehenneme sürükler.) [Buhari]

(Münafıklık alametinden biri de yalan söylemektir.) [Buhari]

(Yalan, imana aykırıdır.) [Beyheki]

(Müminde, her huy bulunabilir. Fakat yalancı ve hain olamaz.) [Bezzar]

(İnsanları güldürmek için yalan söyleyenlere, yazıklar olsun!) [Ebu Davud]

 

Allah’tan korkanın dili yalan söylemediği gibi, gıybet de etmez. Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendine verilmesine sebep olur. Gıybet büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Gıybet, kişinin imanını zayıflatarak yok eder.) [İsfehani]

(Gıybet, etmek leş yemekten daha kötüdür.) [İ.Hibban]

(Biri için söylenen kusur, onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa iftira olur.) [Müslim]

(Kıyamette, bir kimse sevap defterine bakar, "Şu ibadetleri yapmıştım. Bunlar yazılı değil" der. "Onlar, silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı" denir.) [İsfehani]

(Gıybet eden kimsenin duası kabul olmaz.) [Şir’a]

 

Allah’tan korkan, boş da konuşmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kıyamette günahı en çok olan boş konuşandır.) [Ebu Nasr]

(Birinin boş konuşması, boş vakit geçirmesi, Allahü teâlânın onu sevmediğini gösterir) [Mekt.Rabbani]

Şehid olan bir gencin annesi, (Oğlum sana Cennet müjde olsun!) dedi. Resulullah efendimiz, o kadına, (Ne biliyorsun, belki boş şey konuşurdu) buyurdu. (Tirmizi)

 

2- Kalbde:

Kalbi, kin, haset gibi kötü huylardan temizlenmiştir.

 

3- Gözde:

Harama bakmaz. Hadis-i şerifte, (Harama bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Allah korkusu ile harama bakmayana, Allahü teâlâ öyle bir iman verir ki, tadını kalbinde hisseder) buyuruldu. (Hakim)

Kâinattaki her şeye ibretle bakar. Hz. İsa, (Sözü zikir, sükutu fikir, bakışı ibret olanlar, bana benzemiş olur) buyurdu.

 

4- Midede:

Haram lokmadan uzaktır. Hadis-i şerifte, (Bir lokma haram yiyenin kırk günlük güzel ameli kabul olmaz) buyuruldu. (Taberani)

 

5- Elde:

Harama uzanmaz.

 

6- Ayakta:

Günah işlenen yere gitmez.

 

7- İbadette:

İhlası [Allah rızasını] esas alır, riyadan kaçınır.

 

Allah’tan korkan kimse, Onun emir ve yasaklarına riayet eder. Hiç kimseye kötülük etmez. Kendine edilen kötülüğe sabreder. Kusurlarına tövbe eder. Çalışırken, alış-veriş ederken, kimsenin hakkını yemez. İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kimseyi çekiştirmez, kimseye sert davranmaz. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an, gördüğünü ve bildiğini düşünür, hiç kötülük etmez. Kısaca, Allah’tan korkan, vatanına, milletine faydalı olur.

 

Allah sevgisi ve Allah korkusu

Sevgi gibi, korku da çeşitlidir. Allah sevgisi, Ana baba sevgisinden, evlat sevgisinden, hanım sevgisinden, tabiat (doğa) sevgisinden farklıdır. Allah korkusu ile düşman korkusu da çok farklıdır. Kur’an-ı kerimde, (Allah’tan nasıl korkmak gerekiyorsa, öyle korkun) buyuruluyor. (Âl-i İmran 102)

 

Allahü teâlânın istediği gibi, Allah’tan korkmaya takva denir. Takva, Allah’a iman edip, Onu sevmek, Ona kulluk etmek, yani Onun emir ve yasaklarına riayet etmektir. Düşmandan korkmak takva değildir. Düşmana iman edilmez. Düşmanın Cennete ve Cehenneme koyma yetkisi de yoktur. Düşmanın sadece zarar vermesinden korkulur. Şu halde iki korku arasında çok fark vardır. Yine, (Eğer iman etmişseniz, onlardan [düşmanlardan] değil benden korkun) buyuruluyor. (Âl-i İmran 175)

 

İnsan, sevdiği kimseyi, herhangi bir şekilde üzmekten korkar. Bizleri yoktan var eden ve çeşitli nimetler ihsan eden Rabbimizi elbette çok sevmemiz gerektiği gibi, bu sevgiyi kaybetmekten de çok korkmamız gerekir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah indinde en kıymetliniz, Ondan en çok korkanınızdır.) [Hucurat 13]

(Allah’tan korkun! Biliniz ki Allah’ın azabı çok çetindir.) [Bekara 196]

(Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.) [Maide 100]

 

Allah’tan korkmak, bir zalimden korkmak gibi değildir! Bu korku, saygı ve sevgi ile karışık olan bir korkudur. Âşıkların, mâşuklarına [sevdiklerine] karşı yazdıkları şiirlerde, böyle korku içinde olduklarını bildiren şiirleri az değildir. Maşukunu [sevgilisini] kendinden pek yüksek bilen bir âşık, kendini o sevgiye layık görmeyerek, hislerini böyle korku ile anlatmaktadır.

 

Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanları mutluluk ve huzura kavuşturan iki kanat gibidir. İman etmeyen için, Allah korkusu bahis konusu olamaz. İman edenin de, imanın tadını bulması için, Allah’ı çok sevmesi ve kâfir olmaktan çok korkması gerekir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Allah’ı ve Resulünü her şeyden çok seven, yalnız Allah’ın sevdiklerini seven ve küfre düşme korkusu, ateşte yanma korkusundan çok olan kimse imanın tadını bulur.) [Buhari]

 

Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir. İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz. Bu kuvvetli duygu karşısında, onları selamet yoluna çıkaracak çare, terbiye ve ahlak meselesidir. Din, ahlak demektir. Allahü teâlâdan korkan bir insan iffetsiz olamaz. O halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta gelen vazifedir.

 

Allah’tan korkmak için, Allahü teâlâyı iyi bilmek gerekir. Allahü teâlâyı bilmek için, Onun büyüklüğünü ve sıfatlarını öğrenmek mecburiyetindeyiz. Durup dururken, Allah korkusu meydana gelmez. Allah’tan korkmak da, bir bilgi, bir çalışma ve bir gayret işidir.

 

Sevgi ve korku nasıl olur? 

Allah’tan kork deniliyor. Sevmek korkmaktan daha iyi değil midir?

CEVAP

Allah’tan korkmak, bir zalimden korkmak gibi sanılmasın! Bu korku, saygı ve sevgi ile karışık olan bir korkudur.

 

İnsan, sevdiği kimseyi, herhangi bir şekilde üzmekten korkar. Allahü teâlâyı ise, herkesten çok sevmek gerekir. Allah’ı çok seven bir kimse, herhangi bir yanlış iş yapıp Onu üzerim diye korkmaz mı? Bizleri yoktan var eden ve çeşitli nimetler ihsan eden Rabbimizi elbette sevmek gerektiği gibi, bu sevgiyi kaybetmekten de çok korkmak gerekir.

 

Müslüman, Allahü teâlâya karşı küçülmeyi en büyük şeref bilir. İşte bu fark, korkunun kıymetli olduğu ince bir noktadır. İnsan ne kadar olgunlaşsa, Allah’a olan sevgisi de, o nispette sağlam olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Suheyb ne iyi bir kimsedir. Allah’tan korkmasaydı da, yine hiç günah işlemezdi.) [İbni Kuteybe]

 

İnsanlardan Allah korkusunu kaldırarak, Allahü teâlâyı yalnız ihsan sahibi sanmak ve kulların dertlerine, sıkıntılarına deva olacak, şefkat ve himaye halinde düşünmek, reformculara Avrupa hıristiyanlarını taklit etmekten gelmektedir. Çünkü hıristiyanlar, böyle inanırlar. Allahü teâlâdan korkmamak, Onu, kanunlarını yürütmeye gücü yetmeyen bir hükümet gibi aciz, yahut çocukların yalnız arzularını yaparak, onları şımartan ana-baba gibi beceriksiz tanımak olur.

 
Huzura uçuran kanat

Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanları seadet ve huzura kavuşturan iki kanat gibidir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Allah’tan korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayan ise her şeyden korkar.) [Ebuşşeyh]

Allahü teâlânın emrine riayet eden mümin Rabbini çok sever. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(İman edenlerin Allah sevgisi çok sağlamdır.) [Bekara 165]

 

Kişinin, bilmediği şeyi sevmesi ve korkması mümkün değildir. Allah’ı çok seven ve Onu iyi tanıyan, Allah’tan çok korkar. Allah’ı en iyi tanıyan da Peygamber efendimiz olduğuna göre, en çok korkan da elbette Odur. Nitekim buyuruyor ki:

(İçinizde Allah’tan en çok korkan benim.) [Buhari]

 

Peygamberlerden sonra Allah’ı en iyi tanıyan, onların vârisi olan âlimler ve onlara yakın olanlardır. Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:

(Allah’tan, kulları içinde, ancak âlimler korkar.) [Fatır 28]

(Allah’a ve Resulüne itaat edip Allah’tan korkan ve sakınanlar; Kıyamette kurtulan işte bunlardır.) [Nur 52]

(Allah katında en kıymetliniz, ondan çok korkup sakınanızdır.) [Hucurat 13]

 

Allahü teâlâdan yalnız mümin korkar. Yani Allah korkusu imandandır. Çünkü (Eğer iman etmişseniz, onlardan değil benden korkun) buyuruluyor. (Al-i İmran 175)

 

Allah korkusu, rızık için de çok faydalıdır. Peygamber efendimiz, (Allah korkusunu kendine sermaye edinenin rızkı, ticaretsiz ve sermayesiz gelir) buyurup, [Talak suresinin] (Allah’tan korkana, Allah bir çıkış yolu ihsan eder, ummadığı yerden rızkını gönderir) [mealindeki 2.ve 3.] âyetlerini okudu. (Taberani)

 

Müminun suresinin, (Rablerinin huzuruna çıkacaklarından kalbleri korku ile çarpar) mealindeki 60. âyet-i kerimesindeki kimselerin, hırsız mı, zani mi olduğu sorulunca, Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Bunlar, namaz kılan, oruç tutan, zekat veren kimse olup "acaba ibadetlerimiz kabul olmadı mı" diye korkarlar.) [Tirmizi]

 

Allah korkusu, ebedi saadete kavuşturucu büyük nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allah ve Resulünü her şeyden daha çok sevmeyen iman etmiş olmaz.) [Buhari]

(Allah korkusu ile kalbi ürperenin, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.) [Beyheki]

(Günahlarını hatırlayıp ağlayan, hesap görmeden Cennete girer.) [İ.Gazali]

(Allah korkusu her hikmetin başıdır.) [Taberani]

(Allah’tan hakkıyle korksaydınız, cehilsiz ilme kavuşurdunuz.) [İbni Sünni]

(Aklın çok olması, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur.) [İbni Muhber]

 

Allah sevgisi ile Allah korkusu arasındaki fark nedir?

CEVAP

Allah sevgisi ile Allah korkusu, insanları saadete, huzura kavuşturan iki kanat gibidir.

Bir kimsenin, kendisini yoktan yaratıp, çeşitli nimetler ihsan eden Rabbini sevmesi gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Size verdiği sayısız nimetlerden dolayı Allah’ı seviniz!) [Tirmizi]

 

Akıllı insan, nimet sahibinin sevgisini kaybetmekten çok korkar. Ayrıca Ona isyan edip azaba müstehak olmaktan da korkar. Demek ki Allah korkusu, sevileni kaybetmekten meydana gelen bir korku olduğu gibi, Ona isyan ederek tehlikelere maruz kalmaktan da meydana gelen bir korkudur. Kur'an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Ey iman edenler, Allah’tan korkun!) buyurulmaktadır.

 

Eshab-ı kiram gibi salih kimseleri Allahü teâlâ sever. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever.) [Maide 54]

(İman edenlerde Allah sevgisi çok kuvvetlidir.) [Bekara 165]

 

Allah sevgisi imanın şartlarındandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İman, Allah’ı ve Resulünü her şeyden çok sevmektir.) [İ.Ahmed]

(Allah ve Resulü her şeyden daha sevgili olmadıkça iman edilmiş olmaz.) [Buhari]

 

Peygamber efendimizin bir duası şöyle:

(Ya Rabbi, bana sevgini, seni sevenlerin sevgisini, sevgine yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasip et ve senin sevgini [susuzluktan yanan kimsenin şiddetle arzuladığı] soğuk sudan benim için daha sevgili kıl!) [Tirmizi]

 

Allah sevgisi gibi, Allah korkusu da mühimdir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Kulları içinde Allah’tan en çok korkanlar, âlimlerdir.) [Fatır 28]

(Rabbinden korkan kimseye iki Cennet vardır.) [Rahman 46]

(Mümin öyledir ki, Allah’ın ismi söylenince kalbine korku düşer.) [Enfal 2, Hac 35]

 

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:

(Her hikmetin başı Allah korkusudur.) [Taberani]

(Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez.) [Nesai]

 

İnsan, sevdiği kimseyi üzmekten korkar. Allahü teâlâyı ise, herkesten çok sevmek gerekir. Bizleri yoktan var eden ve çeşitli nimetler ihsan eden Rabbimizi elbette sevmemiz gerekir. Bir mümin, Rabbini üzmekten ve Onun sevgisini kaybetmekten korktuğu gibi, isyan edenleri ebedi ve şiddetli azaba mahkum edeceğini bildiği için de korkar. Bu bakımdan Allah’ı sevmek ve Ondan korkmak dinimizin emridir. Allah’ı seven, Onun sevdiklerini de [enbiyasını, evliyasını da] sever.

 

Allahü teâlânın emrine riayet eden mümin, Rabbini çok sever. Kur'an-ı kerimde, (İman edenlerin Allah sevgisi çok sağlamdır) buyuruluyor. (Bekara 165)

 

Kişinin, bilmediği şeyi sevmesi ve korkması mümkün değildir. Allah’ı çok seven ve Onu iyi tanıyan, Allah’tan çok korkar. Allah’ı en iyi tanıyan da Peygamber efendimiz olduğuna göre, en çok korkan da elbette Odur. Nitekim buyuruyor ki:

(İçinizde Allah’tan en çok korkan benim.) [Buhari]

 

Peygamberlerden sonra Allah’ı en iyi tanıyan, onların vârisi olan âlimlerdir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah’tan, kulları içinde, ancak âlimler korkar.) [Fatır 28]

Allah’tan korkan akıllıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(En akıllınız, Allah’tan en çok korkan, emre ve yasaklara en iyi riayet edendir.) [İbni Muhber]

(Aklın çokluğu, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur.) [İ.Maverdi]

 

Allah’tan kimler korkar

Almanya'da hoca denilen bir kadının, diğer hezeyanları yanında, (Allah’tan korkulmaz) sözüne de cevap verir misiniz?

CEVAP

Allah korkusu, sevileni kaybetmekten meydana gelen bir korku olduğu gibi, Ona isyan ederek tehlikelere maruz kalmaktan da meydana gelen bir korkudur. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:

(Allah’tan korkunuz ki, kurtuluşa eresiniz.) [Al-i İmran 200]

(Rabbinden korkan kimseye iki Cennet vardır.) [Rahman 46]

(Allah’tan korkan kimse, öğüt kabul eder.) [A'lâ 10]

(İman etmişseniz, onlardan değil benden korkun.) [Al-i İmran 175]

(Yalnız benden korkun.) [Bekara 40]

(İnsanlardan korkmayın, benden korkun.) [Maide 44]

(Ancak âlimler Allah’tan korkar.) [Fatır 28]

(En şerefliniz, Allah’tan en çok korkanınızdır.) [Hucurat 13]

Allah’ı iyi tanıyan, Allah’tan çok korkar. Allah’ı en iyi tanıyan Peygamber efendimiz, (Allah’tan en çok ben korkarım) buyurmaktadır. (Buhari)

 

Allah’tan, akıllı korkar

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:

(Aklı çok olan kimse, Allah’tan daha çok korkar.) [İbni Muhber]

(Her hikmetin başı Allah korkusudur.) [Taberani]

(Allah’tan korkup ağlayan, Cehenneme girmez.) [Nesai]

 

Peygamber efendimiz, (Allah korkusunu sermaye edinenin rızkı, ticaretsiz gelir) buyurup, şu mealdeki âyetleri okudu:

(Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder, ummadığı yerden rızkını gönderir.) [Talak 2-3, Taberani]

 

Allahü teâlâ (Benden korkun), Peygamber efendimiz de, (Allah’tan en çok ben korkarım) buyuruyor. Sapık kadın ise, (Allah’tan korkulmaz) diyor. Bu kadının, hep tefsir okuduğu için sapıttığı anlaşılıyor.

İmanlı olan, âlim olan, şerefli olan, akıllı olan Allah’tan korkar. Allah’tan korkan da Cennete girer. Cahil olan, sapık olan, kâfir olan da Allah’tan korkmaz. Allah’tan korkmayan da Cehenneme girer.

Kadın, (Dini yanlış anlatanları, fasıkları gıybet etmek de günahtır) diyor. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:

(Gıybet, bir kimsenin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Din düşmanı veya bid'at ehlinin ve açıkça günah işleyenin bu günahını ve alış-verişte hile yapanın bu hilesini, müslümanlara duyurarak, bunların zararından sakınmalarına sebep olmak ve müslümanlığı yanlış anlatanın bu iftiralarını söylemek gerekir, gıybet olmaz.) [R. Muhtar]

 

Peygamber efendimiz de, (Hayasızları gıybet etmek günah olmaz) buyurmaktadır. (Beyheki)

Doğru ilim sahibi olmadıkça, iyi niyetli olmak insanı Cehennemden kurtaramaz. (Cehennem iyi niyetlilerle doludur) buyurulmuştur. Bu kadar sapık fırka var. Onların niyeti kötü müdür? Her sapığa sorun, (Ben Allah rızası için yapıyorum) der. Zararını önlemek için, sapıkların aleyhinde konuşmak günah olmaz, sevap olur.

 

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:

(Fitne [bid'at, sapıklık, küfür] yayıldığı zaman, hakikati, doğruyu bilen, [imkanı nispetinde, söz ile, yazı ile, medya = gazete, dergi, radyo, tv ile] başkalarına [mümkün olan her yere ve herkese] bildirsin, [imkanı varken, engel de yokken] bildirmezse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun!) [Deylemi]

 

Sapık kadın, (Allah’ın ibadete, kurbana ihtiyacı yoktur. Bundan dolayı Allah için kurban kesilmez, insan için kesilir) diyor. Kurban dahil her ibadet, Allah için yapılır. Kurban, insan için kesilirse, leş olur. Allah’tan başkası için kurban kesilmez. Yolcusu veya sevdiği, saydığı kimse gelince, sevinç için veya o insan için, saygı için veya şükür hayvanı kesmek caiz değildir. (Bezzâziyye)

 

Elbette Allahü teâlânın ibadetimize ihtiyacı yoktur. Fakat o emrettiği için, Onun rızası için ibadet ediyor, kurban kesiyoruz. İbrahim aleyhisselama, (Oğlunu benim için kurban et) buyurdu. Hz. İbrahim de emre uydu. Fakat bıçak kesmedi. Allahü teâlâ da koç gönderdi. Allah rızası için kurban kesmek ondan kalmıştır.

 

Gözyaşı rahmettir

Ağlayıp gözyaşı dökmenin Allah korkusu ile bir ilgisi var mıdır?

CEVAP

Günah işleyerek kalbi kararan, katılaşan kimseler, çok güldükleri halde, ağlayamazlar. Şefkat ve merhamet ehli olanların kalbleri rikkatlidir. Allahü teâlâyı çok sevenler, bu sevgiden mahrum kalma korkusu ile gözyaşlarını tutamazlar. Allah korkusu ile ağlamanın fazileti büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allah’ı anarken, Allah korkusu ile gözünden yaş akana, kıyamette azap olmaz.) [Hakim]

(Allah korkusu ile ağlayan göze, Cehennem ateşinin dokunması haramdır) [Nesai]

(Kıyamette herkes ağlayıp gözyaşı dökecektir. Ancak dünyada Allah korkusu ile, bir damlacık gözyaşı dökenler ağlamayacaktır.) [İsfehani]

 

(Allah korkusu ile, gözünden yaş akan mümini, Hak teâlâ ateşten koruduğu gibi, ateşi de onun nurundan korur.) [İbni Mace]

(Allah için gözlerinden yaş akan müminin vücudunun, Cehennem ateşinde yanması haramdır. Bir damla gözyaşı ile yanağı ıslanan kimsenin yüzü, hiçbir zaman darlığa düşmez. Kıyamette her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.) [Beyheki]

 

(Vücudu Allah korkusu ile ürperen kimsenin günahları, ağaçtan yaprakların dökülmesi gibi dökülür.) [Beyheki]

(Allahü teâlâ, Hz. Musa’ya buyurdu ki: "Benden korkup ağlayarak yapılan ibadet, diğer ibadetlerden üstündür.") [Taberani]

(Cenab-ı Hak, yemin ile buyuruyor ki: "Dünyada benden korkarak ağlayanı, Cennette ebedi güldürürüm.") [Beyheki]

 

(Sağılan süt, tekrar memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan da ateşe girmez.) [Tirmizi]

(Allahü teâlânın, himayesinden başka hiçbir himayenin bulunmadığı kıyamette, himayesine aldığı yedi kimseden biri de, yalnız iken Allah’ı anıp gözünden yaş akan kimsedir.) [Buhari]

(Allah korkusu ile gözden akan bir damla göz yaşından veya Allah yolunda akıtılan bir damla kan damlasından daha kıymetli, Allah indinde bir damla yoktur.) [Tirmizi]

 

(Ağlayın, ağlayamazsanız, kendinizi zorlayın, hüzünlenin! Kıyametteki azabın dehşetini bilseniz, ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sesiniz kısılıncaya kadar ağlarsınız.) [Buhari]

(Her mümin dağlar kadar günah ile mescidimizde bulunsa, ağlayan şu kişinin hürmetine oradakilerin hepsinin günahları affolur. Çünkü melekler "Ya Rabbi, ağlayanları, ağlamayanlara şefaatçi kıl!" derler.) [Beyheki]

 

İbni Ömer hazretleri buyurdu ki:

(Allah korkusu ile bir damla gözyaşı akıtmak, binlerce altın sadaka vermekten daha kıymetlidir.) [İhya]