Bu davet herkese

 

* Allahü teâlâ kullarını Cennetine davet ediyor. İslamiyet, Cennet davetiyesinin adıdır. Bu davet herkese var. Müslüman, bu davete icabet edene, kâfir de red edene denir.

 

* Asırlardır, başta Peygamber efendimiz aleyhisselam olmak üzere, bütün eshab-ı kiram, bütün ehl-i sünnet âlimleri, bütün evliyalar hep aynı şeyi söylemişler; Kendinize inanmayın, aklınıza güvenmeyin, eşinize dostunuza paranıza malınıza mülkünüze güvenmeyin. Allah’tan başkasına itimat etmeyin. Hepsi sonunda size sıkıntı verir diye bildirmişler.

 

* Silsile-i aliyye büyükleri, başkasına değil kendimize düşman olmayı öğretmiştir. Düşmanı dışarıda aramayın, düşman içinizdedir buyurmuşlardır.

 

* Hassas, nazik ruhlu kimse, fabrikadan yeni çıkmış olup, ambalajından kendisinin ayırdığı bir çocuk oturağı içine yemek koyup yiyemez. Onun benzerlerine necaset konulduğunu hatırlayarak tiksinir. Küfür alameti olan şeyleri kullanmak da böyledir. İmanı kuvvetli, dinine hassas olan, nasıl övülürse övülsün, onları kullanamaz.

 

* Bedenin mütehassısları olduğu gibi dinin mütehassısları da var. Doktorun tavsiyesine uymaya akıllılık diyorsun da niye din mütehassısının tavsiyesine uymayı akıllılık kabul etmiyorsun. Olmaz öyle şey. Akıllı, doktorun dediğine tâbi olandır. Hangi doktora? Hangi doktorsa. Eğer bedenin doktoruysa, bedenin doktoruna peki diyeceksin, eğer dinin doktoruysa dinin doktoruna peki diyeceksin. Dinin mütehassısları, mezhep imamlarımız ve ehl-i sünnet âlimleridir.

 

* Otur, talip olduğun şeyleri bir kontrol et, bir muhasebe yap. Neye göre? Sana talip olanlara göre: Ölüm sana talip, Cennet sana talip, Cehennem sana talip!

 

* Nefs öyle yaratılmıştır ki katiyen hayırlı hiçbir şeyi istemez. Neden? Gıdası haramdır. Yani her şeyin bir gıdası vardır, nefsin gıdası da günahlardır, haramlardır.

 

* Allahü teâlânın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız, siz de Onun kullarına öyle muamele edin, eğer siz Onun kullarına iyilik yaparsanız, Cenab-ı Hakdan iyilik bulursunuz, eğer siz Onun kullarını kırar dökerseniz, Allahü teâlâ da sizi kırar döker. Af ederseniz, af edici bulursunuz.

 

* Şeytan ancak Rabbimizin emir ve yasaklarına uyan kişilere musallat olamaz. Olursa da Cenab-ı Hak onları korur, onun tehlikesine düşmez.

 

* Müslümanda 3 haslet bulunur: İhlaslı olur. Akıllı olur. İlm-i siyaseti bilir.

 

* Bu dünya ahiretin tarlasıdır. Burada tohumlarını ekmeyip yiyenler, böylece bir tohumdan kat kat meyve kazanmaktan mahrum kalanlar ne kadar talihsiz ve ahmaktır. Kardeşin kardeşten, ananın evladından kaçacağı o gün için hazırlanmıyorlar. Böyle kimseler dünyada da ahirette de aldanıyorlar ve sonunda pişman olacaklardır. Aklı başında olan bu dünyayı fırsat bilir.

 

* Dünyada en ziyade düşmanı olan Allahü teâlâdır. Bütün küffar, bütün ateistler. Sonra? Kur'andır. Kur'an-ı kerime hücum ediyorlar. Peygamberdir. Ona inanmıyorlar. Ve ondan sonra? Elbette ki onun vârisleridir.

 

* Eğer dünya menfaati ile ahiret menfaati aynı anda insanın karşısına çıksa, ahiret menfaatini tercih ederse, dünyayı orda terk ederse, bu ehli dünya sayılmaz.

 

* Nefsi en ziyade tahrip eden şey, başkasından gelen hak söze evet demektir. 

 

* Kalbe, ruha lezzet veren şey, nefse sıkıntı verir. Ruh lezzeti ile nefs lezzeti zıddır. Birinin zevk duyduğundan öteki elem duyar.

 

* Dünyada nefse en hoş gelen şey, Mümin kardeşinin gıybetini yapmaktır. Nefs bundan haz duyar. Sabahlara kadar değil kırk sene oturtur adamı uyku bile getirtmez. O öyle zevk verir ki, onu kötülemek, ondan bahsetmek onu alt etmek, felaket bir şey.. Ruh mahvolur, perişan olur gider. Onun için aman din kardeşinizin aleyhinde konuşmayın, konuşanları dinlemeyin.

 

* Müslümanın ölümü hayattır, hem de sonsuz hayat.

* Bir şey muhakkaksa onu olmuş bilin. Ölüm muhakkaktır, ona göre hazırlanın.

 

* Dünyalığı kendinizden az ve aşağı olanlara bakın. Böyle yaparsanız, elinizdekine ve halinize şükredersiniz. Ahiret için böyle değil, bunun tersi yapılır. Ahiret için çalışıp verdiğine şükretmekle beraber daha çok isteyin. Ahireti bizden yüksek olanlara, üstün olanlara bakıp onlar gibi olmaya çalışın. Bunlar, ehl-i sünnet âlimleridir. Böyle yaparsanız, hem kendinizi bir şey zannedip kibre düşmezsiniz hem de makbul olanların yolunda olmuş olursunuz.

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri