Hakkımızda hayırlı olanı istemeli 

 

Görünüşüm çok bozuk, aşağılık duygusuna kapılıyorum. Ne yapmalıyım?

CEVAP

Sıhhat, afiyet, zenginlik, asalet, güzellik gibi nimetlere sahip olmak ve bunları yaratılış gayesine uygun kullanmak çok iyidir. Fakat bunlar maksatları dışında kullanılırsa çok kötü olur. Bunlar bir bıçak gibidir. İyi iş de yapılır, kötü iş de yapılır. İnsana verilen nimet çok olunca şükrü o nispette zorlaşır. Rabbimiz size iki göz vermiştir. Sağır ve dilsiz değilsiniz. Eliniz kolunuz sağlam. En mühimi deli değilsiniz, aklınız vardır. Hepsinden daha mühimi de imanlısınız. Daha bizim bilmediğimiz ne nimetlere sahipsinizdir. Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:

(Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, bitiremezsiniz.) [Nahl 18]

 

Bunca nimetlere acaba hakkıyla şükrediyor muyuz? Sizin durumunuzda olmayan çok insan vardır. Acaba bu hallerine şükrediyorlar mı? Sizde ise, başkalarında bulunan sakatlık yoktur. Bunun için şükrediyor musunuz? İnsanlar şükür yönünden gafildir. O nimet gitmeyince kıymetini bilemez. Nimet içinde yüzen şükrü kolay hatırlayamaz. Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:

(Kullarım içinde hakkıyla şükreden azdır.) [Sebe 13]

 

İnsanlar zayıf, aciz yaratıldığı için sabrı da şükrü de azdır. Binlerce nimete şükretmez, fakat bir bela gelince feryat ve figan eder. Hasta olup gece uyuyamazsa, hep Allah’ı anarız. Fakat sağlam iken hiç Onu hatırlamaz. Müslüman Allah’ın dostudur. Dostluğun alameti, dostun belalarına sabretmektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Kimi çeşitli nimete kavuşunca, Allah’ı anmaktan yüz çevirir, [hastalık, fakirlik gibi] bir şer dokununca da [Allah’ın rahmetinden] ümidini keser.) [İsra 83]

 

(Sabredenlere, mükafatlar hesapsız verilir.) [Zümer 10]

(Sabredenlerle beraberim.) [Bekara 153]

(Sabredenlerin mükafatını, yaptıklarının daha güzeliyle vereceğiz.) [Nahl 96]

 

(Andolsun sizi biraz korku, biraz açlık, mal, can ve mahsulün eksilmesiyle imtihan edeceğiz. Ey Habibim, sabredenlere [lütfumu, ihsanımı] müjdele!) [Bekara 155]

 

Bu âyet-i kerimedeki (korku) Allah korkusu, gazada düşman korkusu; (açlık) ramazan orucu, kıtlık (malın eksilmesi) zekat ve malın zararı (canın eksilmesi) hastalık, (mahsulün eksilmesi) ise, çeşitli afetler yüzünden mahsulün azalması veya mahsul denilen evlatların ölmesi olarak açıklanmıştır.

 

İmtihanı kazanmak için sabretmek gerekir. Sabreden büyük nimetlere kavuşacaktır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allah sabredeni sever.) [Taberani]

(Haline sabredeni çok severim.) [İ.Gazali]

(Sabır, Cennet hazinesidir.) [İ.Gazali]

(Sabır imanın yarısıdır.) [Beyheki]

(Hoşlanılmayan şeye sabretmekte büyük hayır vardır.) [Tirmizi]

 

İnsan arzusunun sonu yoktur

İnsan arzusunun sonu yoktur. Her istediğine kavuşmak ister. Her istenilene kavuşmak, muhakkak insana mutluluk getirmez. Onun için hakkımızda hayırlı olanı istemek gerekir.

 

Zenginlik çok iyi olmasına rağmen bazılarının felaketine sebep olmaktadır. Sırf parası için öldürülebilir.

En lüks bir arabaya sahip olan, çoluk-çocuğuyla bir uçurumdan aşağı yuvarlanabilir. Çok zeki olan bir kimse zekasının kurbanı olabilir. Vücudumuzdaki bütün organlar bize emanettir. Yaratılış gayesine uygun kullanmak gerekir. Mesela harama bakan kimse, gözünün şükrünü yerine getirmediği gibi, üstelik günah da işlemiş olur. Güzel sohbet edenin maksadı, dinleyicilerin teveccühünü kazanmak ise dilini hayra değil, şerre kullanmış, kendini dili ile felakete sürüklemiş olur. Her uzvu hayra kullanmak büyük saadet olur. Hz. Ebu Bekir, boş bir şey konuşmamak için mübarek ağzına taş koymuştur. Onun için (Ya hayır konuş, ya da sus) buyurulmuştur. Hep şer konuşan için dili bir afettir.

 

Her erkek yakışıklı, her kız da güzel olmak ister. Herkes için güzellik faydalı olmayabilir. Mesela güzelliğine güvenip artist olmak için İstanbul’a gelen birçok kızın ne felaketlere maruz kaldığını gazetelerde okuyoruz. Güzellik muhakkak nimet değildir. Kimini mutlu ettiği gibi, kimini de felakete sürüklemektedir.

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri