Dinde nakil esastır 

 

Piyasada Allah’ı tanımakla ilgili ve Allah’ın varlığını ispat etmeye kalkışan birçok kitap vardır.

Genelde bu kitaplar, akli ve felsefi görüşlerle doludur. Kaynakça olarak gösterilen kitapların çoğu da asrımızdaki sapık yazarların eserleridir. İmam-ı Rabbani, imam-ı Gazali büyük İslam âlimlerinin kitaplarından nakil yoktur. Milyonlarca hadis-i şerif varken, hadis-i şeriflerden nakil yapmıyorlar. Hep şahsi görüşle, şahsi yorumla doludur.

 

Bu tip yazarlar, küfre düşürücü sözleri bilmiyor. Zaten Allah’ın varlığını ispat ile uğraşanlar, genelde küfre düşürücü ifadeler kullanıyorlar. İslam âlimleri, (Allah’ın yaratmak, var olmak gibi sıfatlarını insana vermek veya insanın, akıl, şuur, hafıza ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatlarını Allah’a vermek küfürdür) buyuruyorlar. Mesela bir kimse, (Allah akılsızdır) dese, bu bir hakaret olacağı için küfre düşer. (Allah akıllıdır) dese, bu sefer de, onu yaratık kabul ettiği için küfre düşer. (Allah iyi düşünür) dese yine kâfir olur. Çünkü akıl, şuur, hafıza, düşünme işi mahluktur, yani yaratıktır. Allah’ın böyle sıfatları yoktur. Yazarlar ise bunun gibi büyük hatalara düşmüştür. Yaratılmış olanın özelliklerine bakarak, yaratanın özelliklerini bulmaya çalışacağız diyorlar. İslam âlimleri, (Bilinenle bilinmeyen mukayese edilmez) buyuruyor. Yazarlar işe yanlış başladığından yanlış sonuçlar çıkarıyorlar. İnsan vasfı sayar gibi, Allah’ın vasfını sayıyorlar. Allah çok akıllıdır, hafızası çok geniştir, çok hızlı düşünür, çok çalışkandır diyorlar. Senâüllah Pâni-püti hazretleri (Allahü teâlânın varlığı, sıfatları, razı olduğu şeyler, ancak peygamberlerin bildirmesi ile anlaşılır. Akıl ile anlaşılamaz) buyuruyor. Kimi yazar da Allah özenerek yaratır diyor. Böyle söylemek Allah’ı aciz sanmaktan ileri gelir. Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona sadece ol deriz, o da, hemen oluverir.) [Nahl 40]

 

Bu yazarlar kaderi de iyi bilmiyorlar, (İnsan, kendi kaderine tesir eder) diyor. Kader, değişmeyen son şekildir. Kaderi Allah da değiştirmez. Allah’ın vasıflarını bildirirken, âlimlerin kitaplarından alarak, sıfat-ı zatiyye ile sıfat-ı sübütiyyeyi, yazsalar, büyük hizmet etmiş olurlar. Kendi görüşleri, kendi akıllarını din gibi ortaya atıyorlar. Hadis-i şerifte, (Dini aklı ile ölçen kadar zararlı kimse yoktur) buyuruldu. (Taberani)

 

Bu çeşit yazarlar, İslam dini yerine, "İslam nazariyesi" "İslam düşüncesi", "İlahi şuur" tabirlerini kullanıyorlar. İslamiyet, ilahi bir dindir, bir düşünce sistemi değildir. Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir. Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir. Akıl, zihin mahluktur. Allahü teâlânın bildirdiği şeylere düşünce, görüş denmez. Kur'an-ı kerimdeki hükümlere bile "Kur'ani görüş" diyorlar. Bu tabirleri kullanmak küfürdür. Âlimler buyuruyor ki: İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, tahkik etmeden, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan, tasdiktir. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz. Allahü teâlâ, (Onlar gayba iman ederler) buyuruyor. (Bekara 4)

 

İman ne kadar kıymetli ise, zıddı olan küfür de o kadar kötüdür. İmanı kurtarmak için ibadetleri yapmak ve haramlardan kaçmak gerekir. Bilhassa küfre düşürücü söz ve hareketlerden sakınmak gerekir. Mesela imanını çok kuvvetli sanan biri, Allah dostlarından birine düşman olsa veya Allah düşmanlarından birini sevse, yahut dinin bir emrini lüzumsuz görse, yaptığı ibadetler kıymetsiz olur ve Cehenneme gider. Küfre düşürücü ifade kullananın imanı gider de haberi olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri