141) İzin İsterken İsmini Söylemek (İzin İsteyene “Kim O?” Denildiğinde, Bilinen Adı Veya Künyesi İle Ben Filanım Demesinin Sünnet Olduğu, Ben Veya Buna Benzer Bir Cevap Vermesinin İse Mekruh Olduğu)

 

876. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, meşhur mi’rac hadisinde, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Sonra Cibrîl beni en yakın semâya çıkardı ve kapının açılmasını istedi.”

– Kim o denilince:

– Ben Cibrîl’im, dedi.

– Yanındaki kim denildi.

– Muhammed, dedi. Sonra ikinci kat semâya çıkardı ve kapının açılmasını istedi.

– Kim o denildi.

– Ben Cibrîl’im, diye karşılık verdi.

– Yanındaki kim denildi.

– Muhammed, dedi. Üçüncü, dördüncü ve diğer semâlara yükseldikçe, her birinin kapısında:

– Kim o deniliyordu. O da:

– Ben Cibrîl’im cevabını veriyordu.[1]

 

877. Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gece dışarı çıkmıştım. Bir de ne göreyim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tek başına yürüyor. Ben de ay ışığında yürümeye başladım. Resûlullah başını çevirdi ve beni gördü:

– “Kim o?” diye seslendi. Ben:

– Ebû Zer, dedim.[2]

 

878. Ümmü Hânî (Fâhite Binti Ebû Tâlib) radıyallahu anhâ şöyle dedi:

(Mekke’nin fethi günü) Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelmiştim. Resûl–i Ekrem yıkanıyor, Fâtıma da onu insanların gözünden perdeliyordu. (Ben selâmımı verdim. ) Peygamberimiz:

– “Kim o?” dedi. Ben:

– Ümmü Hânî’yim, diye cevap verdim.[3]

 

879. Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve kapısını çaldım. Resûl–i Ekrem:

– “Kim o?” dedi.

– Benim, diye cevap verdim. Hz. Peygamberimiz:

– “Benim benim!” diye tekrar etti. Galiba bu cevaptan hoşlanmamıştı.[4]

 

* Kapı çalarken veya bir yeri telefonla ararken kim o, kimsiniz, sorusuna kendimizi tanıtacak şekilde ismimizi söylemeliyiz. Aksi takdirde “Benim” diye cevap vermek uygun olmuyor. Hadislerde yasaklanmış oluyor. Çünkü bu ifadeler kapalı oluyor. Gerekirse isim, soyisim, memleket ve benzeri ifadelerle kendimizi tanıtarak takdim etmeliyiz. [5]

 


 

[1] Buhârî, Bed’ü’l–halk 6; Enbiyâ 43; Menâkıbü’l–ensâr 42; Müslim, Îmân 259–264. Ayrıca bk. Nesâî, Salât 1.

[2] Buhârî, Rikak 13; Müslim, Zekât 33.

[3] Müslim, Hayz 70–71; Müsâfirîn 81–82. Ayrıca bk. Buhârî, Gusül 21; Salât 4; Tirmizî, İsti’zân 34.

[4] Buhârî, İsti’zân 17; Müslim, Âdâb 38–39. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 128.

[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 268.
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri