171) Yolculukta Tekbir Ve Tesbih

(Yolcunun Tepelere Ve Benzeri Yüksek Yerlere Çıktıkca Allahüekber, Vadilere Ve Benzeri Düz Yerlere İndikce Sübhânellah Demesi, Tekbir Ve Tesbih Getirirken Yüksek Sesle Bağırmaktan Kaçınması)

 

977. Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:

Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahüekber; iniş indiğimizde de sübhânellah derdik.[1]

 

978. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile askerleri tepelere çıktıklarında Allahüekber derler, düzlüklere indiklerinde de sübhânellah diye tesbih ederlerdi.[2]

 

979. Yine İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hac veya umreden dönerken her yokuş veya yüksek yere çıktığında üç kere “Allahüekber” der sonra:

– ‘Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na hastır. O, her şeye gücü yetendir. Biz yolculuktan dönen, tövbe eden, kulluk yapan ve Rabbimiz‘e hamd eden kişileriz. Allah verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve o toplulukları hezimete uğratıp perişan etti’ buyururdu.”[3]

 

980. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber’e:

– Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak istiyorum, bana öğüt ver, dedi. Hz. Peygamberimiz ona:

– “Allah’a karşı saygılı ol ve her tepeye çıktığında Allahü ekber de! buyurdu.

Adam gittikten sonra arkasından:

– “Allahım, ona uzakları yakın et ve bu seferi ona kolay kıl” diye dua etti.[4]

 

981. Ebû Musâ el–Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi:

Biz bir yolculukta Hz. Peygamberimiz ile birlikte idik. Tepelere çıktıkça Allahüekber, lâ ilâhe illallah diye yüksek sesle tekbir ve tehlil getirdik. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:

– “Ey müslümanlar! Kendinizi zorlamayınız. Zira siz sağıra veya burada olmayan birine seslenmiyorsunuz. Allah daima sizinle beraberdir, işitir ve size sizden daha yakındır” buyurdu.[5]

 

* Yolculuklarda da tesbih = Subhanellah ve tekbir = Allahüekber demek bize belletilmiştir. Kişi her zaman ve her zeminde Allah hatırlanmalı ve fazla bağırıp çağırmamalıdır. Çünkü Allah bize şah damarımızdan daha yakındır. Bkz. Kaf: 50/16, Vakıa: 56/85. [6]


 

[1] Buhârî, Cihâd 132, 133. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 72.

[2] Ebû Dâvûd, Cihâd 72.

[3] Buhârî, Cihâd 158; Müslim, Hac 428.

[4] Tirmizî, Daavât 45; İbni Mâce, Cihâd 8

[5] Buhârî, Cihâd 131, Meğazî 38, Daavât 51, Tevhîd 9; Müslim, Zikr 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 26.

[6] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 290.
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri