SULH VE İNSANLAR ARASINI ISLAH BAHSİ
         Fasilda Toplam 5 Hadisi Şerif
Konu İnsanların Arasını Bulmak;yalan Söylemenin Meşrû Olduğu Yerler
Başlık Araları Bozulan İnsanların Aralarını Düzeltmek İçin Yalan Söyleyen Kişi, Yalancı Günâhına Müstehık Değildir, Meâlindeki Ümm-i Gülsüm Hadîsi
Ravi Ukbe Kızı Ümm-i Gülsüm
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre müşârün-ileyhâ, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in: "Halk arasını düzelten ve bunun için hayır kasdiyle söz ulaştıran veya hayır kasdiyle (yalan) söyliyen, yalancı değildir" buyurduğunu işittim, demiştir.

Hadis No 1156


Konu İnsanların Arasını Bulmak
Başlık Kubâ Halkı Arasında Çıkan Bir Nizâı Peygamber Efendimiz`in Islah Buyurduklarına Dâir Sehl İbn-i Sa`d Hadîsi
Ravi Sehl B. Sa`d
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre (bir gün) Kubâ halkı döğüşmüşler, hattâ biribirlerine taş atmışlardı. Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`e bu hadîseden haber verilince, Resûlullah (bâzı Ashâb`ına): Haydi bizimle gidiniz de onların aralarını düzeltelim, buyurmuştur.

Hadis No 1157


Konu Hudeybiye Gazâsı Ve Sulhü
Başlık Ömretü`l-kazâ Dönüşünde Mekke`de Bulunan Hazret-i Hamze`nin Kızı Da Medîne`ye Gelmişti. Bunun Kime Müsâfir Olacağı Hakkında Alî, Zeyd İbn-i Hârise, Ca`fer Nizâ Ettiklerinde Resûlullâh`ın Aralarını Bulması Hakkında Berâ` İbn-i Âzib Hadîsi
Ravi Berâ` B. Âzib
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre, Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (altıncı sene-i Hicriyenin) Zilka`de (ayı) içinde umre etmek istemişti de (sefer etmişti. Fakat) Mekke müşrikleri Resûlullah`ı Mekke`ye bırakmaktan imtinâ` etmişlerdi. Nihâyet Resûlullah Mekkelilerle (sene-i âtiyede) üç gün Mekke`de kalmak üzere (Hudeybiye) de bir sulh akdetti. Musâleha-nâme yazdıkları sırada müslümanlar, (Alî İbn-i Ebî Tâlib rıdvânu`llahi aleyh yediyle): - Bu kitâbe, Muhammed Resûlullah`ın mûcebince sulh olduğu maddeleri muhtevîdir, unvânını yazmışlardı. Müşrik murahhasları Resûl-i Ekrem`e: - Biz, senin risâletini ikrâr etmiş değiliz ki! Biz, senin Resûlullah olduğunu bilmiş ve tasdîk etmiş olsaydık seni (Mekke`ye girmekten) men` etmezdik. Şu kadar ki, sen, Muhammed İbn-i Abdi`llâh`sın! dediler. Resûlullah bunlara cevâben: - (Siz, beni tekzîb etseniz de vallahi) ben, Resûlullah`ım, Muhammed İbn-i Abdi`llâh`ım, dedi. Bundan sonra Alî`ye: - Resûlullah lâfzını sil! buyurdu. Alî: - Hayır, vallahi ben, senin (Resûlullah unvânını) kat`iyen silemem! dedi. Bunun üzerine Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem kitabı aldı. Ve: - Bu kitab Muhammed İbn-i Abdi`llâh`ın, mûcibince sulh olduğu şu maddeleri muhtevîdir, diye yaz (dır) dı: 1) Mekke`ye silâh sokmayacak, yalnız mahfazası içinde getirilebilecektir. 2) Mekkelilerden bir (er) kişi Muhammed`e tâbi` olmak isterse, Mekke`den çıka (rak Medîne`ye gide) miyecektir. Muhammed`in Ashâbından birisi Mekke`de kalmak isterse, bunun da Mekke`de ikameti men` edilmiycektir. (Ferdâsı sene) Resûlullah Mekke`ye dâhil oldu. Muayyen üç gün geç (meğe yaklaş) ınca Mekke müşrikleri Alî`ye gelerek: - Muâhede müddeti geçti. Artık Peygamber`ine söyle de Mekke`den çıksın! dediler. Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem de (Ashâbiyle birlikte) Mekke`den çıktı. (Bu sırada Hazret-i) Hamza`nın kızı (Resûl-i Ekrem`e): - Yâ ammî yâ ammî!, diye feryâd ederek arkalarına takılmıştı. Alî radiya`llahu anh onu hemen tutup (mahfede bulunan) Fâtıma radiya`llahu anhâ`ya hitâb ederek: - Amucanın kızını al! deyip onu mahfeye yükledi. Râvî Berâ` İbn-i Âzib diyor ki: (Medîne`ye vardıktan sonra) Hamza`nın kızının misâfirliği hakkında Alî, Zeyd (İbn-i Hârise), Ca`fer nizâ` ettiler. Alî: - Bint-i Hamza benim amucamın kızıdır. Onun terbiyesine ben herkesten ziyâde hak sâhibiyim, diyordu. Ca`fer de: - O, benim amucamın kızıdır. Teyzesi de taht-ı nikâhımdır. (Terbiyesi bana düşer) demişti. Zeyd de: - O, benim kardeşimin kızıdır, bana herkesten yakın diyordu. (Resûl-i Ekrem`e arz-ı husûmet edildiğinde) Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Bint-i Hamza`nın teyzesine âid olduğuna hükmederek: - Teyze (hıdâne husûsunda) ana mesâbesindedir, buyurdu. Sonra Hazret-i Alî`ye: - Sen bana (neseble, muhabbetle) bağlısın, ben de sana muttasılım, diye taltîf buyurdu. Ca`fer`i de taltîf ederek: - Sen de hılkaten ve ahlâkan bana benzersin! dedi. Zeyd İbn-i Hârise`ye de: - Sen bizim kardeşimiz, dostumuzun! di (ye şeref ver) di.

Hadis No 1158


Konu İnsanların Arasını Bulmak
Başlık Peygamber Efendimiz`in Minber Üzerinde Yanında Bulunan Azîz Hafîdi Hasan İbn-i Alî`ye İşâret Ederek: Benim Şu Oğlum Şeref Sâhibi Bir Efendidir. Yakında Allah, Oğlum Sebebiyle İki Büyük Müslüman Fırkasının Arasını Düzeltecektir, Meâlindeki Ebu Bekre Hadîsi
Ravi Ebû Bekre Nufey` B. Hâris
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre müşârün-ileyh şöyle demiştir: (Bir kere) gördüm ki, Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem minber üzerinde (hafîdi) Hasen İbn-i Alî radiya`llahu anhumâ`yı yanına alarak, bir kere cemâate, diğer bir def`a da Hasen İbn-i Alî`den yana dönüp ona işâret ederek: - Bu benim oğlumdur, şeref sâhibi bir Efendidir. Umarım ki Allah, oğlum sebebiyle yakında müslümanlardan iki büyük fıkranın arasını ıslah ede, buyurdu.

Hadis No 1159


Konu Borç Ödemek
Başlık Resûl-i Ekrem`in Tavsiyesi Üzerine Bir Dâyinin Medyûn İle Deynin Yarısı Üzerine Sulh Olması Hakkında Hazret-i Âişe Hadîsi
Ravi Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Hadis

Rivâyet olunduğuna göre, müşârün-ileyhâ demiştir ki: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem (bir kere hâne-i saâdet) kapısı önünde (bir alacak da`vâsından) hasımların yüksek sesle nizâ ettiklerini işitmişti. İki muhâsımdan biri, (medyûn) öbüründen (dâyinden) deynin bir mikdârını bağışlamasını, alacağını rıfk ile taleb etmesini istiyordu. Dâyin ise: - Vallahi bağışlamam! diye yemîn edip duruyordu. Bunun üzerin Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem (hâne-i Saâdet`ten) bu iki muhâsımın yanına çıkarak: - Ma`rûf (ve meşrû`) olan bir iyiliği işlememek üzere yemîn eden nerededir (, kimdir?) diye sordu. Dâyin (kemâl-i hicâb ile): - Benim yâ Resûla`llah! dedi ve şimdi medyun nasıl arzu ederse öyle olsun (diye yarı yarıya sulh oldu).

Hadis No 1160




Anasayfaya dön Kapak Sayfası
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri