FETİH  YOLUNDA  BİR  IŞIK: EYÜP  SULTAN

Başta Akşemseddin olmak üzere ileri gelen şeyhlerle dervişler "İstanbul'un mutlaka fethedileceğini"
söyleyerek ordunun moralini yükseltiyorlardı. Yapılan tefsirlere göre, Kur'an-ı Kerim'de geçen "Beldetün
Tayyibetün - güzel şehir" sözündeki rakamların toplamı ebced hesabıyla 857 oluyordu ve bu rakam,
Hicri takvime göre İstanbul'un fetih yılı oluyordu.

Bu şehir, Milad öncesinden başlayarak hiç gündemden düşmemiş, şimdiye kadar çeşitli milletler tarafından
defalarca kuşatılmıştı. İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'in Hadis-i Şerifleriyle tuttukları ışık Müslümanları
da bu şehir üzerine yöneltti.

655 yılında ve Hazreti Osman'ın Halifeliği döneminde Hazreti Muaviye tarafından, 668 yılında Muaviye'nin
oğlu Yezid tarafından, daha sonra da başka İslam orduları tarafından kuşatmalar yapıldı. 668 yılında yapılan kuşatmada, Peygamber Efendimizin sancaktarlığını yapn Hazreti Eyyup El Ensari şehid olmuştu. O'nun yakın
bir yerde defnedilmiş olacağını tahmin eden din byükleri mezarının yerini bulmak için büyük gayret gösteriyorlardı.

Akşemseddin kendini adeta bu konuya adamıştı. Bir gece Padişah'ın hazır bulunduğu otağda secdeye kapanıp
kendinden geçmiş ve Allah'la başbaşa kalmıştı. Secdede o kadar uzun kaldı ki, orada bulunanların çoğu,
"Efendi mezarın yerini bulamadığı için utancından başını kaldıramaz oldu" diye alaya almaya
başlamışlardı. Derken, Akşemseddin başını yerden kaldırdı, gözyaşlarıyla sırılsıklam olmuş yüzünü yanında
bekleyen Sultan'a çevirdi ve büyük müjdeyi verdi:

"- Beyim! Allah'ın hikmeti, seccademizi Eyüp Sultan Hazretlerinin mezarı üzerine sermişiz.
Hemen şu yeri kazsınlar!" 

Hemen toprak kazıldı... Heyecan dorukta, bütün bakışlar aynı noktada! Ve işte bir sanduka üzerine şöyle bir
yazı. "Hâzâ kabrü Ebü Eyyüb.."

Kimde can kalır? Herkes sevinçten ağlıyor ve haber Türk ordusunun safları arasında dalga dalga yayılıyor:
"Müjdeler olsun, müjdeler olsun ki, Eyyup Sultan Hazretlerinin mezarı bulundu!.."

Bu müjdeyi alan ordunun değil bir Bizans, bin Bizans bile dayanamaz artık. Nitekim dayanamadı da.
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri