FETİH  MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek,
Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle süreun dişleri çekilecek!

Yürü, hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Sen de geçebilirsin; yârdan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerken...

Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini;
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini!
Çocuk görme, hor görme delikanlım kendini.

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın,
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır,
Şu mihrab Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır...

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin; millet yürüyecek arkandan
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan...

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Bırak, bozuk saatlar yalan - yanlış işlesin,
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın.
Yürü arslanım, fetih hazırlığı başlasın!

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

-Arif Nihat ASYA-
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri