"Uyku nasılki için rüya-yı sadıka
cibetinde İran- Irak Savaşı'nda kaybettiği kocasının biriktirmiş
olduğu imkanları da çoktan tüketmiş, bir gün aç, bir gün tok yaşar hale
gelmişlerdi. Kendi neyse de geride kalan üç çocuk yokluk bilmiyor, acıkınca
feryadı basıyorlardı. Kerkük'ün sokaklarında ise sefalet kol geziyordu.
Kim kime yardım edecek, destek olacaktı?.. Bir yanı yıkılmaya yüz tutmuş evceğizinin camından
yola doğru ümitsizce bakarken bir taksinin durduğunu, - Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Üç çocuğumla
üç gündür aç beklemekteyim. Bu gidişle namusumun Beklemedik bir anda gelen bu Allah rızası için
yardım talebi zaten kıkanaat geçinen şoförü şaşırtmıştı. Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına.
Ancak bu parayı aylardır biriktiriyordu. Çünkü taksinin dört - Ne zaman değiştireceksin bu lastikleri? Birazcık
geç kalsanaklıma kötü şeyler geliyor. O an için nefsi ve şeytani birlik olup vesvese
vermeye başladılar: - Sen zaten zor geçinen kimsenin. Yardım edecek
durumda değilsin. Bas gaza, git yoluna. Fakat imanı ve vicdanı da sesleniyorlardı: - Para dediğin şey böyle gün için lazım olur.
Belli olmaz Allah'ın rızasını nerede olduğu. Biriktirdiğin parayı bu Nihayet nefsini ve şeytanını yenmiş, cebindeki
parayı tümüyle uzatarak: - Al bacım, sen namusunla yaşa. Bu para bir müddet
idare eder. Sonrasına da Allah başka sebepler yaratır - Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah da senin
ihtiyacını karşılasın... duasını duymuş, gün boyunca - Hâlâ değiştirmemissin arabanınlastiklerini? Bu geçiştirme işi birkaç gün devam ettiği için
bir akşam yine eve gelirken iyice sıkılmış, bu defa ne diyeceğim Hanım bu defa kendisine adres yazılı bir kağıt
uzatmış, sonra da şöyle demişti: - Bugün lastikçi geldi, şu adresi verdi. Yarın
bana gelsin lastiklerini değiştireceğim, deyip gitti. Al bu adresi, dedi. Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı.
Çünkü böyle bir lastikçi ile konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi. İlk işi kâğıttaki adrese gitmek oldu. Garipliğe
bakın ki tamirciyi hayatında hiç görmemiş, buraya hiç gelmemişti. - Sen o musun, deyip boynuna sarıldı, başladı
hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Sonra da şöyle devam etti: - Tam üç gündür Resülullah Aleyhisselam rüyama
giriyor ve bana, "şu adresteki şoförün lastiklerini değiştir,
bir mertebe-i velayet hükmündedir.
Öyle de, umum için,
gayet güzel ve muhteşem bir sinema-ı
Rabbaniyenin
seyrangabıdır. Fakat güzel ahlakı,
güzel düşünür.
Güzel düşünen, güzel levhaları
görür, fena ahlaki fena
düşündüğünden, fena levhaları görür."
Bediüzzaman
içinden bir yolcunun da indiğini görmüştü. Demek
ki taksi şoföründe az çok para olacaktı. Çünkü müşteri
indirmişti. Bütün cesaretini ve ümidini toplayarak
yola koştu. Yaklaşıp direksiyonun başında arabasını hareket
ettirmek üzere olan şoföre seslendi:
lekelenmesinden korkmaya başladım. Allah rızası
için yardımda bulunun. Ben açlıktan ölmeye razıyım.
Fakat çocuklarımın çığlıklarına tahammül edemiyorum...
Düşünmeye başladı.
lastiği de eskimişti. Onları değiştirmek için
çırpınıyordu. Zaten akşamları eve gelince hanım devamlı ikaz
etmekten geri kalmıyordu:
Acaba bir kaza mı yaptı kabak lastiklerle? diye
korku içinde bekliyorum.
muhtaç hanıma vermelisin. Tam yeridir!
demiş, minnet etmemek için de hemen gaza basıp
oradan uzaklaşırken, kadının:
kulaklarında çınlayan bu duaya hep (amin) deyip
durmuştu. Akşam eve gelince beklediği soruya yine
muhatap oldu:
Adam, hiçbir şey hissettirmeden:
- Bir lastikçiyle anlaştım. Yeni lastikler gelince
hemen değiştirecek... diyerek geçiştirdi.
diye düşünürken hiç beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı.
Elindeki kâğıdı uzatınca bir şaşkınlık iki tarafta
da yaşandı. Adam:
ücret olarak da benim şefaatime nail ol" buyuruyor.
Allah için söyle. Sen ne türlü bir iyilik ettin,
nasıl bir hayır dua aldın ki, Resülullah Aleyhisselam
üç gündür beni ikaz ediyor, senin lastiğini değiştirmem için
beni vazifelendiriyor? (Ahmed Şabin)
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |