"Bütün yargılamalar, İlahi mahkemenin sönük bir taklididir." Aliye İzzetbegoviç
TBMM 17. Dönem Erzurum Milletvekillerinden Sabahaddin
Aras, Korkuteli'nde savcılık yaptığı yıllarda,
cinayet işleme iddiasıyla tutuklanan bir köylünün
tahkikatını yapar. Dava neticesinde köylü,
TCK'nın 448'nci maddesinden suçlu bulunarak hapse
atılır.
Yıllar sonra, Sabahaddin Aras savcılıktan ayrılıp,
milletvekili olduğunda, o cinayetten mahküm olan köylü
Sabahaddin Aras'ı arayıp bulur. Adam, kendini
tanıttıktan sonra asıl meramına gelerek sözlerini şöyle sürdürür:
"Ben, adam öldürme suçundan mahküm ettiğiniz o
köylüyüm. Sizi görmeye ve içimde yıllardır beni rahatsız
eden sırrımı anlatmaya geldim. O cinayeti ben
işlememiştim, başkası işlemişti. Ama o hadiseden önce ben
kimsenin bilmediği başka bir cinayeti işlemiştim.
Allah beni cezalandırmak için bu suçu karşıma çıkardı.
Ben de 'Bunda bir hikmet vardır.' diyerek fazla
sesimi çıkarmadım."
Aslında imtihan gereği, insanların işlemiş olduğu
pek çok suçun cezası dünyada verilmeyip büyük mahkemeye
(ahirete) bırakılmaktadır.
Cenab-ı Hak; ara sıra insanoğlunun, yeryüzü coğrafyasında
meydana gelen hadiselerin ibret dilini anlamaları,
bu hadiselerdeki ince hikmet atkılarını görüp
kendilerine çekidüzen vermeleri için, yukarıda olduğu gibi bazı
hadiseleri nazarlara sunmaktadır.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |