7-ARAF SÜRESİ

32- De ki: Allah'ın kulları için çıkardığı zineti (mesela pamuk, keten gibi bitkilerden, yün ve ipek gibi hayvanlardan, zırh vb. gibi madenlerden çıkan ve insanları süsleyen giysiler gibi Allah zinetlerini). Ve rızık türünden temiz ve lezzetli şeyleri: (kısmet olup lezzet ve iştahla faydalanılacak, hoş hoş, temiz temiz çeşitli yiyecek ve içecekleri) kim haram kılmış? Bu bir inkarî istifham (soru)dır. Yani Allah'ın çıkardığı bu zinetleri ve tertemiz şeyleri haram kılmak kimsenin haddi değildir. Şu halde bu âyet yenecek ve giyilecek ve çeşitli süs eşyalarında aslolanın mubahlık olduğuna delildir. İbnü Abbas ve birçok tefsir bilgini zineti, giyilecek şeyler ile tefsir etmişlerdir. Fakat diğer bir görüşe göre israf olmamak üzere çeşitli zinetlerin hepsini içine almaktadır ki, zahiri de budur. Şu halde her yönden bedeni temizleme, hayvanlar ve diğerlerinden üzerine binilen binitler ve zinet eşyalarının her çeşidi, zinet deyimi altında dahildir. Çünkü hepsi zinettir. Eğer nebevî hadiste erkek için altın, gümüş ve ipeğin haram olması hakkında özellikle nass (dînî delil) gelmemiş olsaydı bunlar da bu genele dahil olurdu. De ki o zinet ve temiz şeyler bu dünya hayatında iman edenler için kıyamet gününde halis olarak vardır. Yani o zinetler, o temiz şeyler, esas itibariyle, müminler içindir. Çıkarılmasının hikmeti müminlerin faydalanmasıdır. Fakat bu, dünya hayatında kâfirler de ona, tâbi olmak sûretiyle de olsa, iştirak ederler. Fakat kıyamet gününde onlar yalnız bu dünyadaki müminlere mahsus olacak, kâfirler asla ortak olamayacaklardır. İkinci olarak o zinet ve temiz şeyler, bu dünyada, her ne olursa olsun eksiklikten, tatsızlıktan, karışıklıktan, kederden uzak kalmaz. Kıyamet gününde ise her türlü kederlerden uzak olarak vardır. O zaman o özel zinet, ancak bu dünya hayatında iman etmiş olanların olacak, kâfirlere de sadece mahrumiyet ve acı kalacaktır. İşte bilecek olan bir topluma âyetleri biz böyle açıklarız. 

33- De ki: Rabb'im, ancak şunları haram kılmıştır: Bütün fevahışi, yani çirkinliği açık, aşırı olan fenalıkları, özellikle kadın tenasûl uzvu ile ilgili olan namussuzlukları, fuhuş ve ahlâka aykırı olayları ki, gerek açık olanları olsun, gerek gizli; mesela nikâhı caiz olmayanı nikâh etmek, bâyin talâktan sonra nikâhı yenilemeden karı koca muamelesini devam ettirmek gizli fuhşiyat (ahlâka aykırı olay) cümlesindendir. Ve günahı; bütün günahları, akıl ve şeriate uymayan her kötü fiili, bilhassa bilinen günahı yani sarhoş edici içki kullanmayı, sarhoş olmayı, haksız yere isyanı; haddini aşarak cana, mala, ırza, yani haysiyet ve hukuka tecavüzü ve zulmü. "Haksız yere" kaydı, isyanın mânâsını açıklama ve te'kittir. Çünkü "hak yere" olan isyan olmaz. Allah'a hiç bir delil indirmediği herhangi bir şeyi ortak koşmanızı. Yani bütün âlem bir Allah'a delil olduğu halde Allah'a ortak koşmak için ilmî bir kudreti olacak hiçbir burhan, hiç bir delil yoktur. Müşriklik, delilsiz hüccetsiz şeytana uymaktan kaynaklanan bir cehalet ve aptallıktan ibaret bir nefsî arzudur. Bütün kötülüklerden, günahtan, isyandan daha büyük bir haramdır. Ve Allah'a karşı bilginiz olmayan şeyi söylemenizi, "Allah onu bize emretti" dediğiniz gibi cahillik ve inkâr ile yalan söyleyerek din ve hükümler uydurmaya kalkmanızı. İşte Rabb'im o zinet ve temiz şeyleri değil, bunları haram kılmıştır .Ve ilim şânından olanlara böyle açıklamıştır. Artık ilim ehli, bunların içindekimânâları istinbat eder, anlar, ona göre tatbik ve istifade ederler.

Bunun için buyuruluyor ki:
Ana Sayfa

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri