2-BAKARA:

244- KIRÂET: : Nâfi', Ebu Amr, Hamza, Kisâi, Halefi Âşir kırâetlerinde nın zammesiyle şeklinde, İbnü Kesir ve Ebu Cafer kırâetlerinde nın zammesi ve "ayn"ın şeddesiyle elifsiz , İbnü Âmir ve Yakub kırâetlerinde "fa"nın nasbı ve "ayn"ın teşdidiyle , Asım kırâetinde ise, râ'nın nasbı ve elif ile okunur. Nâfi', Bezzî, Ebu Bekir Şu'be, Kisâî, Ebu Cafer ve Ravh kı râetlerinde "sin" yerine "sâd" ile okunur.

Siz, bunlardan ibret alıp şükredin ve Allah yolunda savaşın, vazifenize bakın. Anlaşıldı ki korkunun ecele faydası yok. Kesinlikle takdir edilmiş olanın da reddine çare yok. Ecel geldiyse Allah yolunda ölmek, gelmediyse kıymetli zaferler elde edip sevablar kazanmak var ve biliniz ki, Allah mutlaka işitir, bilir. Gidenlerin ve kalanların ne söylediklerini işitir, kalblerinde neler gizlediklerini bilir.

245- Şimdi kimdir o yiğit ki, Allah'a bir karz-ı hasen, yani gönülden koparak iyi niyet ve ihlâsla dişinden, tırnağından güzelce kırpıp bir ödünç versin, Allah yolunda mal harcasın da, o da yarın ona, birçok defa katlayarak kat kat fazlasıyla versin, yahut her kim öyle ödünç verirse, Allah da ona b ö yle kat kat verir. Bu katların miktarını ancak Allah bilir. Bununla beraber, "...bir tanenin hâli gibidir ki yedi başak bitirmiş, her başakta yüz tane var..." (Bakara, 2/261) hesabıyla bire yedi yüz de denilmiştir.

Rivayet olunuyor ki Ebu'd-Dehdah (r.a.): "Ya Resulallah! Benim iki bahçem var, birisini tasadduk edersem bana cennette iki misli var mıdır?" demiş. "Evet" buyurulmuş, "Dehdah'ın anası da yanımda mı?" demiş, "Evet" buyurulmuş, "Sabiyye de beraberimde mi?" demiş, "Evet" buyurulmuş. Bunun ü zerine bahçelerinin en güzeli olan Huneyniyye adındaki bahçesini tasadduk etmiş, dönüp çoluk çocuğuna gelmiş, onlar da o bahçede bulunuyorlarmış. Hemen bahçenin kapısına durmuş, hanımı Ümmü Dehdah'a bunu nakletmiş. O da "Satın aldığın bahçeleri Allah müba r ek etsin!" demiş. Çıkmışlar, bahçeyi teslim etmişler, bu âyet inmiş. Resulullah, "Ebu Dehdah için Cennette nice hurma ağaçları saçak atıyor." buyurmuş.

Bu ne lütuftur ki Allah kullarına böyle bir ödünç alma işi ilan ediyor ve bu bereketin, ihlas ve iyi niyetle kulun iradesine bağlı olduğunu da gösteriyor. Buna talip olunuz. Allah bu katlı ihsanı önceden niye yapıvermiyor, demeyiniz. Çünkü, Allah sıkar ve açar, gerek fertlere ve gerekse toplumlara bazen darlık verir, bazen de genişlik. Darlıkta ümit s izliğe düşmemeli, genişlikte azıtmamalı her iki takdirde herkes hâline göre iyiliğe rağbet göstermelidir. Dişinden, tırnağından güzelce kesip Allah'a mal ve bedence isterse sıkıntılara tahammül etmek ve hiçbir şey bulamazsa "Allah'ı tesbih ederim, Alla h 'a hamd olsun, Allah'tan başka hiç bir ilâh yoktur. Allah büyüktür." demek suretiyle olsun karz-ı hasen yapılmalı "Allah'a güzel bir ödünç verilmeli" dir ki sonu genişlik olsun. Ve siz ne kadar kaçınsanız, sonunda o Allah'a döndürüleceksiniz. Mükafat ve y a cezanızı mutlaka bulacaksınız.

Bunların gelişmesini aydınlatmak için:

 

Geri Dön
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri