2-BAKARA:

240- KIRÂET: Ebu Amr, İbnü Âmir, Hafs rivayetiyle Âsım ve Hamza kırâetlerinde mansub şeklinde, diğerlerinde ise merfu şeklinde okunur. Abdullah b. Mes'ud kırâetinde de şeklindeydi.

Tefsircilerin büyük çoğunluğu bu, âyetinin inişinin, evvelki âyetten daha önce olduğunu, fakat okunuşta geri bırakıldığını söylemişlerdir. Bununla beraber tarih açıklanmış değildir. Önceki iddet, bu da nafaka içindir.

Yine içinizden vefat edip de acıklı hanımlar bırakanlar, eşleri için senesine kadar evden çıkarılmayarak geçinecekleri bir malı vasiyet edip bırakırlar. Bunların, hanımları için böyle bir vasiyet hükmü vardır ki vasiyet yapılmasa bile hüküm verilir. Bunun üzerine o hanımlar, kendiliklerinden çıkarlarsa, o zaman kendi haklarında meşru bir şekilde yaptıkları hareketlerde size bir günah yoktur. Nafaka haklarını, kendileri düşürmüş olu r lar. Allah azizdir, hakimdir (çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir); meşru olanın aksine hareket edenleri veya meşru olan harekete müdahale edenleri hesaba çeker.

Burada nekre (belirsiz) olarak "ma'ruf", öncekinde (belirli bir kelime olarak) "bi' l-ma'ruf" buyurulması; bunun inişinin önce, öbürünün inişinin ise daha sonra bulunmasından dolayı olduğunu tefsirciler açıklıyorlar. Çıkış halinde günahın olmayışı gösterir ki bu bir sene tamamen iddet değildir. Çünkü iddet olsaydı, çıkışları günah olurdu. Şu halde bu âyet, birincisinden inişte de önce olsaydı, dört ay on gün iddet müddetiyle çelişkili olmazdı. O halde önce olduğundan dolayı nafakaya ait olan bu müddetin, iddet müddetiyle neshedilmiş veya tahsis edilmiş olması gerekmezdi. Fakat şurasını unutmamak gerekir ki bu bir sene kadar intifa hakkı, vasiyet veya vasiyet hükmünde olarak sabittir. Halbuki ileride görüleceği üzere karı da kocasına dörtte bir veya sekizde bir hisse ile varis olacaktır. Bu şekilde miras âyetlerinin inişinden sonra varise v a siyet neshedilmiş (kaldırılmış) olduğundan, bu vasiyet de neshedilmiştir. Bundan dolayı kocası vefat eden eşlere kendi miras paylarından başka bir de nafaka vacib değildir. Bu âyet, İslâm'ın başlangıcında karıya miras yokken inmiş ve daha sonra miras ile hükmü kaldırılmıştır. Ve bu hükmün kaldırılması, karının aleyhine değil, lehine (yararına) olmuştur. Bir sene de iddet mânâsı düşünenler, bu neshin, sonradan inen iddet âyetiyle olduğunu da söylemişlerdir. Demek ki her iki takdirde neshedilmiştir. Ancak M ü cahid'den mesken hakkında neshedilmediğine dair ayrı bir görüş vardır. İmam Şafiî de o görüşü benimseyerek, bunlara nafaka yoktur, fakat bir sene meskende oturma hakkı vardır demiştir. Mesken de nafakadan sayıldığı için, bu düşünce rivayet ve dirayet bakımından zayıftır.

Geri Dön
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri