6-EN'AM:

66- De ki: Ben sizin üzerinize bir vekil değilim. Allah'ın kudreti bana tevdi ve havale edilmiş değildir. Şu halde ne onun size yapacağı azabı yapabilirim, ne de sizi ondan muhafaza edebilirim. Ben ancak bir Resulüm, bir elçi, bir haberciyim, Allah'ın vahyettiği emirleri, haberleri ve hükümleri O'nun adına nisbet ederek haber verir, tebliğ ederim.

67- Her haberin, her haber verilen şeyin kararlaştırıldığı bir zaman vardır. Sizin azabınız da bu cümledendir. Siz de başınıza geleceği yakında bilirsiniz. Böyle de!

68-69-70- HAVD, eğlence tarzında ve aşırı derecede dalmak demektir. Nisâ' sûresinde geçen "Allah size Kitap'da indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar (bu sözü bırakıp) başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın" (Nisâ, 4/140) âyeti de bunun tefsiri olduğundan, hitabın, genel hitap olduğunu, dalmanın ve yüz çevirmenin mânâlarını açıkça göstermiştir. Şu halde bazı lüzumsuz yere söz uzatanların kuruntuya düştükleri gibi, bundan ilâhiyât meselesinde derinleşme ve incelemenin, istidlâl ve münazaranın Allah'ın âyetlerine dalmaktır diye haram olduğunu çıkarmaya kalkışmamalı, ancak delil ile uğraşırken mânâdan gaflet edecek derecede dalgınlığa da düşmemelidir. Hasılı ey mümin, hadlerini bilmeyerek âyetlerimize dalıp eğlenenleri, kötülemeye girişenleri, inkâr ve alay etmeye kalkışanları gördüğün zaman, (ki Mekke'de Kureyş müşrikleri böyle yapıyorlardı), onlardan çekil, yanlarında oturma. (İbnü Âmir kırâetinde tef'ilden ) şayet şeytan sana unutturursa, seni meşgul eder, bu yasaklamayı unutmana sebep olursa, ki bu ihtimal, hitabın her mümine genel olması dolayısıyladır. Hatırladıktan sonra o zalimler güruhuyla beraber oturma. Zalimîn = denmesi lafa dalma (havd) mefhumunda sınırı aşma mânâsı bulunduğuna işaret etmek ve yasaklama sebebini genelleştirme ile bütün zalimlerle beraber oturmanın da yasaklandığını açıklamaktır.

Dinlerini eğlence ve oyuncak edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak!. Yani dünya hayatına dalıp, din işlerini keyif ve isteklerine göre eğlence ve oyun kabilinden tutanlar veya din adına eğlence ve oyun gibi gönül eğlendirip aldatmaktan başka faydası olmayan şeylere tutunanları veya sorumlu oldukları hak dini dünya hayatına aldanarak, sonucu ve ahireti hesaba katmayarak eğlence ve oyuncak yerine koyup alay edenleri veya dini, dünyaya ait gayeleri için eğlence edinenleri, özetle dinleri oyuncaktan ibaret olan ve dini oyuncak sayanları terket, bunlarla birlikte olma, ve onlara karışma.

"Bunları bırak" emri, "onlarla birlikte olmayı ve onlara karışmayı yasaklama" ve "Bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar" (Zuhruf, 43/83) kabilinden onları bir tehdit ve korkutma (inzar) olduğuna ve yoksa "korkutma, bir şey söyleme" demek olmadığına işaret edilerek buyuruluyor ki: "hiç kimsenin, kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmaması gerektiğini, kendisi için Allah'tan başka hiçbir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat."

Geri Dön
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri