8-ENFAL SURESİ

35- Ve zaten Beytullah'ın yanında dua ve namaz namına yaptıkları şey de ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir.

"Mükâ": Islık veya ıslık çalmak demektir ki, gerek yalnızca dudakla ve gerek parmak yardımıyla üflemek ve öttürmekten daha genel anlamlıdır. Bundan dolayı genellikle üflenip, çalınan düdük seslerini de içine alır.

"Tasdiye": Esasen sada veya sadd kökünden yapılmış bir kelime olarak ses çıkartmak, veya engelleyip vazgeçirtmek demektir ki, her iki bakımdan da birini çağırmak veya eğlenip oynamak gibi bir maksada yönelik olarak el çırpmaya tasdiye denilir.

Rivayet olunuyor ki, bunlar erkek ve kadın, açık saçık elele tutuşur, Kâbe'nin etrafında dolaşırlar ve ıslık çalıp el çırparlardı. Böylece ibadet ediyoruz diye çalar oynarlardı. Hora teperler ve yaptıklarını alkışlarlardı. Bir de Hz. Peygamberimiz, Beyt-i Şerif'e gelip ibadet etmek, namaz kılmak ve Kur'ân okumak istediği zaman, onlar genellikle böyle ayin yapmakta aşırı giderlerdi. Kendileri de güya namaz kılıyor ve dua ediyorlarmış gibi nümayiş yaparlar ve gürültü çıkarırlardı. Böylece Hz. Peygamberimiz'in huzurunu kaçırırlardı. Ve bu yaptıklarını da kendileri için bir ibadet sayarlardı. Bu halleriyle bunların Beytullah konusunda nasıl velayet hakları olur? Ve Mescid-i Haram'a musallat olup, orada Allah'a ibadet eden asıl hak sahibi müttakileri engellemeye kalkışan bu edepsizlerin, cahillerin, gasıpların ve kâfirlerin şu halleriyle neleri vardır ki, Allah onlara azab etmesin.

Madem ki, haliniz budur ey kâfirler öyleyse bundan böyle o azabı tadın. Çünkü hep küfürde direnip durdunuz, istiğfar da etmediniz.

Geri Dön

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri