11-HUD

43- Bu gün Allah'ın emrinden kurtaracak yoktur. Yani, bu gün bazı basit tedbirlerle bu afetten kurtulmaya imkân yoktur. Bu gün başka yağışlı günlere benzemez ve bu olay senin zannettiğin gibi basit yağmur ve fırtına olayı değildir. Allah'ın emriyle kesinleşmiş olan büyük bir azap ve helâk günüdür. Bundan sen değil, dağlar bile kurtulamaz. Ancak Allah'ın merhamet ettikleri müstesna, ki bunlar da gemide bulunanlardır. Bu ifadeden söz konusu tufanın umumi olduğu, yani bölgesel ve yerel bir tufan değil, bütün dünyaya yaygın bir tufan olduğu anlaşılıyor ki, meşhur olan da budur. Fakat bu umumiliğin yerkürenin dışındaki âlemlerle ilişkili olmadığı da kesindir. Nitekim Nuh Sûresi'nde Hz. Nuh'un duası "Ey Rabbim , kâfirlerden hiçbirine yeryüzünde adım atacak bir yer bırakma!" (Nuh, 71/26) şeklindedir. Buna göre, tufanın yerküre üzerindeki alanı da, kutup bölgeleri de dahil olmak üzere bütünü ve her tarafı değildir. O devirde insan ile meskun olan kısımlarını hesaba almak gerekecektir. O devirde Hz. Nuh'un bütün insanlara mı yoksa, kendi kavmine mi peygamber gönderildiği bahis konusu edilecektir, ki, bu noktada ihtilaf vardır. O devirde henüz insanlar Âdem'den beri bir tek kavim halinde miydiler, yoksa değişik kavimlere ayrılmış ve çeşitli bölgelere dağılmış mıydılar? Şurası kesindir ki, Hz. Nuh'un peygamber olarak gönderildiği kendi kavminin bulunduğu yerde tufanın umumiliği kesin, bunun ötesi zan ve tahmindir. Nuh Sûresi'ne (sûre 71) bakınız.

44-47- Derken aralarına dalga giriverdi, bunun üzerine o da boğulanlardan oluverdi. Ve denildi. Ey yer, suyunu yut! Ey gök, sen de kes artık! Bu emirlerin ifade ettiği heybeti ve kudreti tasavvur etmeli. Yere, göğe böyle emir veren ve onlara hükmeden ilâhî saltanatın azamet ve büyüklüğünü düşünmeli. Bu kudrete kim karşı durabilir? Sular çekildi ve emir icra edildi. Yani azap emri, azap hükmü yerine getirildi. Boğulacaklar boğuldu, kurtulacaklar kurtuldu. İş bitirildi. Gemi de Cudi üzerine oturdu.

Cudi: Engince bir dağdır ki, Musul'da denilmiş, El-Cezîre'de, Âmid'de, Şam'da denilmiş. Ebu Hayyan diyor ki, Cezire'de veya Âmid'de denilmesi Musul'a yakınlığı dolayısıyladır. Bir de denilmiş ki, Cudi her dağa söylenilebilen bir cins ismidir. Nitekim Zeyd b. Amr b. Nufeyl'in şu beyti bu kabildendir:

"Sübhanellah, sübhanellah diyerek tekrar tekrar O'nu tesbih ederiz.

Bizden önce O'nu dağ da, buz da tesbih etti."

Ve o zalim kavme, defolun denildi. Nuh'a karşı tavır alan ve yukarıda da açıklandığı gibi, sürekli alay eden ve haklarında Allah tarafından "O zalimler hakkında bana bir niyazda bulunma." diye onlar hakkında hayır dua edilmesine bile izin verilmeyen işte o zalim kavim böylece helâk edilmiş oldu.

 Geri Dön

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri