Mehmet Emre Fetvalar
Hangi Ürünlerden Öşür Alınır?
- Ayrıntılar
- Kategori: Fetvalar
- Gösterim: 6193
1219 - Abdürrahim Fetvalarından: Vefat eden ziyaretçinin varislerine intikal eden mahsulden öşür alınır" (H.Ec. 1/12)
Açıklama: Öşürle ilgili mükellefiyet, tarladaki mahsulün kemale ermesiyle kesinlik kazanır. Şayet mahsul sahibi vefat ederse, mahsulün yeni sahibi (veya sahipleri) olan mirasçılar öşrü ödemek zorundadırlar.
Asıl mükellefin vefat etmesi ile üzerindeki hakkullah ve kul hakları düşmüş olmaz. Bu sebeple, onun arkaya bıraktığı maldan bu hakkın ödenmesi gerekir. Bu ödeme, varisler tarafından yerine getirilmeyecek olursa, vazifeli memur tarafından tahsili yoluna gidilir.
1220 - Netice Fetvalarından: "Zeyd (adlı şahıs), öşre tabi olan bir yeri, çayır haline getirse ve her sene otunu biçip satsa öşrü tazmin olunur" (H.Ec. 1/20)
Açıklama: Mubah meralardan biçilen otlardan öşür verilmeyeceğine dair fetva ile bu fetva arasında bir uyuşmazlık yoktur. O topraklar, umuma ait yerler olup, bu fetvada bahsi geçen yer ise, sahipli ve aynı zamanda öşür arazisindendir. Öşre tabi olan bir yeri çayır haline getirdiği için otundan öşür vermesi gerekir.
1221 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, birkaç seneden beri öşrünü vermekten sarf-ı nazar ederek vermekte gecikerek tükettiği zahirenin öşrünü tazmin eder" (H.Ec. 1/19)
Açıklama: Toprak mahsulünün zekâtı demek olan öşür, verilmediği müddetçe kişinin zimmetinde borç olarak kalır. Bu vebalin altında kalmak istemeyen mü'minler, mahsulünü ambara koymadan önce öşrünü vermelidir.
1222 - Netice Fetvalarından: "Sipahi (devlet askeri), öşür almayı terk ve (sahibine) hibe etse, bu bağış sahih olmaz" (H.Ec. 1/19)
Açıklama: Öşür, kulun üzerinde ilâhi bir haktır. Onun tahsiline vazifelendirilmiş bulunan kimsenin mal sahibine bağışlaması sahih ve geçerli değildir. Öşrü toplayan bulunmasa bile, mal sahibi bu dini vecibeyi bizzat yerine getirmekle mükelleftir. Ancak bu bağışlama, veliyyü'l-emr (hükümdar, vali) tarafından yapılması halinde duruma bakılır. Şayet mal sahibi zengin ise, veliyyü'l-emrin öşrü tazmin etmesi gerekir. Arazi sahibinin fakir olması halinde tazmin lâzım gelmez.
1223 - Abdürrahim Fetvalarından: "Müzârea akdi yapan iki kişiden, tohum sahibine öşür vermek lâzımdır" (H.Ec. 1/19) Açıklama: Bu hususta İmam-ı Azam Hazretleri, arazi sahibinin öşür vermesi ictihadındadır. İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, yerin sahibi ile o yeri işleyen kimse çıkacak mahsulden hisseleri nisbetinde öşür verirler.
1224 - Abdürrahim Fetvalarından: "Öşür alınagelen bağın içinde bulunan ağaçların mahsulünden de öşür alınır" (H.Ec. 1/21) Açıklama: Bir mahsulden öşür alınması için, onun öşür arazisinde yetişmiş olması yeterli bir sebeptir. İster sahibinin mesai sarfetmesiyle, isterse kendiliğinden yetişmiş olsun, mutlaka öşür verilmesi gerekir.
1225 - Behce Fetvalarından: "Eskiden beri üzümünden öşür alınan bağa, soğan ve sarmısak ekilse, o soğan ve sarmısaktan öşür alınır" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Öşür arazisinde yetiştirilen bağın üzümünden vergi ödendiği gibi, asmaların arasında yetişen soğan, sarmısak ve patates gibi mahsullerden de öşür verilmesi gerekir.
1226 - Abdürrahim Fetvalarından: "Pelitten öşür alınır" (H. Ec. 1/21)
1227 - Netice Fetvalarından: "Bir senede iki mahsul alınan tarlanın öşrü de iki defa alınır" (H.Ec. 1/19)
Açıklama: Öşrün zekâttan farklı olan taraflarından biri de öşrün yılda bir defa verilmekte dondurulmuş olmamasıdır. Bir mevsimde iki, hatta bir yılda beş mahsul alınmış olsa, her yetişen mahsulden ayrı ayrı öşür verilmesi gerekir.
1228 - Abdürrahim Fetvalarından: "Mahsulünden öşür verilen bostanın sahibi, öşrünü vermeden önce (bostanı) başkasına satsa, vazifeli memur, satılan şey'in bedelinden öşrünü almaya güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 1/20)
Açıklama: Mahsulü sebebiyle öşür vermesi gereken kimse, bu dini vecibeyi yerine getirmeden önce, çıkan mahsulü satacak olsa, öşür borcu, üzerinde kalır. Bu hususta vazifeli bulunan memur, satılan şeyin bedelinden öşrü tahsil eder.
1229 - Soru: Öşürde zengin ve fakir ayırımı var mıdır? Veya efdal olan, müftabih olan hüküm nedir?
Cevap: İmameyn'e göre çıkan mahsulün miktarı beş vesak (takriben bir tonu) bulmadıkça öşür mükellefiyeti yoktur. İmam Azam'a göre, az veya çok, yaş veya kuru ne çıkarsa öşür vermek gerekir.
1230 - Soru: Memur olan bir kimse zekât, öşür ve sadakasının hangisini vermekle dini mesuliyetten kurtulabilir? O memurun evi ve arazisi yok.
Cevap: Zekâtı dinen zengin olan verir. Öşürü tarlada kalkan mahsulden vermek gerekir. Sadakayı ise herkes verebilir. Arazisi olmayan, öşür vermekle mükellef olmaz. Evinin olup olmaması, zekâta tesir etmez. 80.18 gram altın veya bunun tutarında parası olan memur zekât verecektir.
1231 - Soru: Çay müstahsilinin sattığı çay yaprağından öşür vermesi gerekir mi? Mesned göstermek suretiyle izah etmenizi dilerim.
Cevap: Evet, çay yaprağından da öşür ödemek gerekir. Zira İslâm fıkhında "çay" ismiyle öşürden bahsedilmiyorsa, bu, çay istihsalinin yeni oluşumundandır. Fakat nebat nevinden bunun benzerine, meselâ dut yaprağına, fesleğen ve şeker kamışına öşür düşmektedir. (Hukuk-ı İslâmiyye ve Istıla-hat-ı Fıkhiye Kamusu c. 3, s. 566, madde: 55)
1232 - Soru: Biz, öşür hakkında şu kadarını biliyoruz ki, tahıl ürünlerinden onda biri fakirlere verilecektir. Fakat bazı mal sahipleri, "Ben gübre attım, çalıştım, çabaladım ve fazla emek sarfettim. Böyle olunca onda bir olmaması gerekir" diyor. Yani sulanan arazide olduğu gibi yirmide bir olması lâzımdır diyor. Siz ne dersiniz?
Cevap: Mal sahibi yalnız attığı gübreyi söylüyor. Bunu atışının sebebi, malın verimini artırmaktadır. Gübre atınca tarlanın verimi de fazlalaşmaktadır. Bu sebep ile verim artınca öşrün de artması tabiidir. Su, mahsulün olması için gereklidir. Gübre ise, artması için faydalıdır. Su, asli ihtiyaçtır. Bu sebeple su para ile temin edilirse öşür yirmide bir verilir.
1233 - Behce Fetvalarından: "Öşür alınan üzüm bağları için ev yapılacak olsa, o bağ, ev bahçesi sayılmayıp, eskiden olduğu üzere öşür alınır" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Bağın içine ev yapıldığında, bağ eve nisbet edilerek vasfedilemez. Bilâkis ev bağa tabi olur ve ona nisbetle "bağ evi" denilir. Evin bulunması dikkate alınıp da ev bağı, ev bahçesi denilemez. Bu itibarla o bağın üzümüne, eskiden olduğu gibi öşür vermek gerekir. Fakat mülk olan evler, vergiye tabi olmadığı gibi, bunların bahçelerindeki ağaçların meyvelerinden de öşür alınmaz. Zira bu bahçeler eve tabidir.
1234 - Behce Fetvalarından: "Öşür, tarlayı icara (kiraya) veren (mülk sahibine) lâzım gelir" (H.Ec. 1/18)
Açıklama: Bu fetva, İmam-ı Azam Hazretleri'nin içtihadına uyularak verilmiş bulunmaktadır. İmameyn'e göre, öşrü mahsul sahibinin (müstecirin) vermesi gerekir. İmameyn'in kavli müftabih (fetva vermekte) tercih edilmiştir.
1235 - Netice Fetvalarından: "Mahsulünden öşür alınagelen bir ağaçlık (fidanlık), hızarlanıp her sene ağaçları (fidanları) satılmış olsa, fidanlarından öşür lâzım olur" (H.Ec. 1/18)
1236 - Netice Fetvalarından: "Ekilmiş bulunan kenet'in kenetinden ve tohumundan öşür alınır" (H.Ec. c. 1/17)
1237 - Soru: Kavak ağaçları öşüre tabi midir?
Cevap: Evet, yetişen kavaklardan öşür verilmesi gerekir. (Fetava-i Kadihan, c. 1, s. 253)