Nişantaşı ne zaman sosyetenin merkezi oldu?

Bir dönem İstanbul sosyetesinin merkezi olarak bilinen Nişantaşı 150 yıl önce ormanlık bir alandı. Yalnız Vişnezade ve Valideçeşme adında iki küçük mahallesi vardı.

Maçka’dan Teşvikiye Camii’ne kadar fundalık ve bostanlıklar bulunuyordu. III. Selim zamanında bir nişan yeri yapılarak talimhane yaptırılmıştı. İstanbul halkının çilek ihtiyacını karşılamak için Şişli tepelerine kadar çilek tarlaları bulunuyordu. Sultan selim zamanında yaz günlerinin belirtisi olarak çilek festivalleri düzenlenmiş, halka bedava çilek meyvesi dağıtılmıştı.

Devamını oku: Nişantaşı ne zaman sosyetenin merkezi oldu?

Elinde altın top tutan Afrika Sultanı

Tarihi Katalan Atlası, 14. yüzyılda 1375 yılında Abraham Ceresques tarafından yapılmış dünya atlasıdır. Bugün Paris'te Nasyonel Biblotek'te korunmaktadır. Özellikle 14. yüzyıl Avrupa'sını anlatsa da İskandinavya, Mısır, Afrika, Çin, Hazar denizi, Arabistan, Orta Asya gibi  bölgeleri de anlatır. Haritanın en önemli özelliği çizimler dışında yazıya ve figürlere dayalı açıklamaların bulunmasıdır.

Bu haritanın şüphesiz en ilginç figürlerinden biri de  sağ elinde altın top tutan, tahtına kurulmuş siyahi hükümdardır.

Devamını oku: Elinde altın top tutan Afrika Sultanı

'Süleymaniye'nin kubbesi aslına dönsün'

Restorasyonu büyük ölçüde tamamlanan Süleymaniye Camii'nin, Kurban Bayramı'nda yeniden ibadete açılması planlanıyor.

Ancak yaklaşık 1,5 asır önce İtalyan Mimar Fossati'nin ana kubbeye çizdiği Barok-Rokoko süslemelerin kaldırılmaması yeni bir tartışma başlattı.

İşlemelerin Mimar Sinan'ın felsefesine aykırı olduğu ve cami bütünlüğünü bozduğu belirtiliyor. Zaman'ın haberine göre, sanat tarihçileri ve mimarlar iskeleler sökülmeden ana kubbenin aslına uygun şekilde Osmanlı-Türk üslubuyla yeniden tezyin edilmesini istiyor.

Devamını oku: 'Süleymaniye'nin kubbesi aslına dönsün'

Vaktiyle sakalsızları adamdan saymazlardı

Bir asır öncesine kadar memur ve zâbitler dışında herkes sakallıydı. Bunlardan da yüksek rütbede olanları mutlaka sakal koyuverirdi. Kırkını geçip de sakal bırakmayana rastlanmazdı.

Bundan yüz sene evvel kimsenin aklına bir zaman gelip erkeklerin neredeyse tamamının matruş bir suratla gezeceği gelmezdi. Erkekler çıkmaya başladığı andan itibaren sakal bırakır, hiç kesmezdi. Sakal bırakmayanlar ayıplanır; hatta alaya alınırdı. Sakal Müslümanlar için sünnet olmakla beraber, hemen herkes sakal bırakırdı.

Devamını oku: Vaktiyle sakalsızları adamdan saymazlardı

'Efendi' yazarından intihal manzaraları!

Bir gazete okuyucusu iseniz ne beklersiniz köşe yazarınızdan? Güvenilir, farklı olmasını, kendini tekrarlamamasını, çalıp çırparak yazmamasını, yanlış bilgilendirmemesini...

Ne var ki, bugün teşhir edeceğim iki 'yazar'ın bütün bunların aksini hem de sık sık yaptığını söylemek zorundayım. Hem kaynak göstermeden her şeyi bilir edasıyla yazıyorlar; hem de eski, tekrar, yanlış, üstelik de aşırma bilgilerle sayfaları dolduruyorlar.

Gazetecilik haber atlatmaktır bir yerde. Başka bir yerde çıkmamış haberi okurunuza sunmaktır. Gelgelelim bir gün gazetenizi alıyorsunuz ve yazarınızın yazısını sanki bir süre önce yine aynı gazetede başka bir kalemden okuduğunuz izlenimine kapılıyorsunuz.

Devamını oku: 'Efendi' yazarından intihal manzaraları!

Osmanlı’da kadın hayatı

Batı’nın Osmanlı kadınına bakışı “Harem” eksenlidir...

Osmanlı sarayındaki haremi bir “Mutsuz kadınlar hapishanesi” olarak algılamışlar, haremdekiler hakkında fantastik hikâyeler uydurmuşlardır...

Oysa harem, yabancı yazarların hiç görmeden yazdıkları seyahatnamelerinde anlattıkları gibi, bir “mutsuz kadınlar hapishanesi” değil, öncelikle padişahların evidir...

İkincisi: Kadının dikkat, liyâkat ve zekâsına göre yükseldiği bir “Kadın Üniversitesi”dir (Erkeklerinki de Enderun’dur).

Devamını oku: Osmanlı’da kadın hayatı

Son Çar'a iade-i itibar

Rusya'da 300 yıl hüküm süren Romanov hanedanına mensup II.Nikolay, Rus imparatorluğunun son Çar'ı olarak tarihe geçti.1904-1905 yılları arasında Rus-Japon savaşındaki mağlubiyet II.Nikolay'ın otoritesini ciddi anlamda sarsmış yükselen muhalefet sebebiyle 1905te Duma'yı toplantıya çağırmak zorunda kalmıştır. Böylece Çar Meşrutiyet yönetimini kabul ederek yetkilerini parlamentoyla paylaşacağına söz verdi. Ancak kısa bir süre sonra hazırlanan anayasada kendini mutlak yetkili olarak tanımlattı. Hatta 2 kez Duma'yı vaktinden önce dağıttı.

I.Dünya savaşı Rus imparatorluğunu ve II.Nikolay'ı daha da zor bir duruma düşürdü. Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar ve artarak devam eden muhalefet ülkede gösterilerin yaşanmasına sebep oldu.

Devamını oku: Son Çar'a iade-i itibar

Paylaşılamayan ibadethane: Babür Camii

Yerleşik inançları ve değerleri kendi inancı adına yok etme eylemi, potansiyel olarak her dinin ve düşüncenin inananlarına yöneltilebilecek bir suçlamadır. Tarihin belli dönemlerinde her dinden ve her düşünceden insanların, kitlesel veya bireysel olarak toprakta, anıtta ve değerde hak iddiasında bulunarak kimi çatışmalar, yağmalar, tahrifat ve tahribatlar yapmış veya yapabilecek olduğunu ileri sürmek her halde çok yanlış olmayacaktır.

Meşruiyetini kendi kutsalından alarak, ötekine farklı biçim ve gerekçelerle saldırılara, tarihin farklı dönemlerinde ve pek çok yerde rastlamak mümkündür. Ancak bu suçlamaların hedefinde, genellikle dinsel şiddetin kimliğiyle özdeş hale getirildiği Müslümanlar yer almaktadır. Bu durumun en ilgi çekici örneklerinden biri Babür Camiidir.

Devamını oku: Paylaşılamayan ibadethane: Babür Camii

MI6 Osmanlı'yı izlemek için kurulmuş!

Dünyanın ilk istihbarat teşkilatı olarak bilinen İngiliz istihbarat Teşkilat MI6, Rusya ile İngiltere arasında gerçekleşen Reval görüşmelerinden sonra Osmanlı Devleti'ndeki gelişmeleri yakından takip etmek için kurulmuş.

İngiliz tarihçi Keity Jeffery, 800 sayfalık "The History of the Secret Intelligence Service 1909-1949"adlı hacimli eserinde İngiltere'nin Orta doğudaki gelişmeleri takip etmek için kurulduğunu ve Osmanlı'daki gelişmeleri, M16 ajanlarının aktardığı bilgilerle izlediğini söylüyor.

Devamını oku: MI6 Osmanlı'yı izlemek için kurulmuş!

Tarihte ilk toplu iş sözleşmesi Osmanlı'da yapılmış

Tarihte yapılan en eski toplu iş sözleşmesinin 1815 yılında İngiltere'de yapıldığı kabul ediliyordu. Ancak Kütahya Vahid Paşa Kütüphanesi'ndeki Şer'iye Mahkemesi sicilinin 57'nci sayfasında yer alan 'Kütahya Fincancılar Esnafı Anlaşması bu tarihi bilgiyi değiştirdi.

Bu Anlaşma İngiltere'de bulunan anlaşmadan 49 yıl önce 13 Temmuz 1776 tarihinde Kütahya'daki çini atölyesi sahipleri ile bu atölyelerde çalışan kalfa ve çıraklar arasında yapılmıştır.

Devamını oku: Tarihte ilk toplu iş sözleşmesi Osmanlı'da yapılmış

Son halifeye Hristiyanlık teklifinde bulunmuşlar

Saltanatın kaldırılmasından sonra halifelik makamına TBMM tarafından Şehzade Abdülmecid Efendi getirilmiştir. Başat papalık olmak üzere Hıristiyanlığın kurumsal temsilcileri yeni Osmanlı halifesine kutlama mesajı göndermişler, yeni görevinde başarılar dilemişlerdir. 1923'ün Temmuz ayında Şehzade Abdülmecid Efendi'ye Amerika'dan bir mektup gönderilir. İngilizce kaleme alınan mektup matbu iki sayfa olup, "Türkiye Halifesi Hazretlerine" göre diye başlamaktadır.

7.000 kişilik Protestan heyetinin ortak kararıyla alınmış mektupta ilk defa hilafeti temsil eden bir kişiye Hırisitiyanlığı kabul etmesi teklifinde bulunarak din değiştirmesi istenmiştir.

Devamını oku: Son halifeye Hristiyanlık teklifinde bulunmuşlar

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.