Çerkes Edhem Bey ''hain'' değildi
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1300
Bu milletin çocukları, ezanı, bayrağı ve ata yadigârı toprağı savunmak için, kimi zaman karlı dağlarda, (Sarıkamış Harekâtı gibi), kimi zaman çöllerde (Medine Müdafaası gibi), kimi zaman Trablusgarp’ta, kimi zaman Balkanlar’da, kimi zaman Çanakkale ve Sakarya’da el ele, gönül gönüle savaştı yıllar boyu...
Kimi Türk, kimi Kürt, kimi Laz, Çerkes, Abaza, Arnavut, Arap kökenliydi, ama kimse kökenine bakmıyor, herkes ortak bir “ümmet” bilinci içinde savaşıyordu...
Biliyorlardı ki, “Osmanlılık” kavramı çökerse devlet de çökecek, herkes enkaz altında kalacaktı.
Herkesin minâresi kendine...
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2207
Ekonomik krizler, Avrupa'da ulus devletleri tehdit ettiğinde, sağ partiler demokrasinin darbe alması pahasına milliyetçi propagandalarla oy kazanmaya bakarlar. İsviçre'deki durum da bundan farklı bir şey değil. Minârelerin asırlarca Müslüman hâkimiyetinin göklere yükselen sembolü olduğu düşünülürse, Avrupalılar minâreden ürkmekte haksız sayılmaz. Bu gibi meselelerin ileride yaşanmaması için Müslümanların da kendilerine verilen saldırgan imajı silmeye çalışmaları uygun olacaktır.
***
Minâre, Arapça menâre kelimesinden gelir. Nur (ışık) yeri demektir.
Osmanlı'nın Topkapı'daki saklı hazinesi
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2578
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1478'de yaptırılan ve Osmanlı Devleti'nin 380 yıl idare merkezi ve resmi ikametgahı olarak kullandığı Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki eserlerin muhafaza altına alındığı bazı depoların kapıları açıldı.
Tek binadan oluşmayan yapılar topluluğu olan Topkapı Sarayı'nın 80 bine yakın koleksiyonu, sarayın daha çok güzergah dahilinde olmayan değişik yapılarındaki 50 depoda muhafaza ediliyor. Müzede, çini ve Japon porselenleri, hazine, saray işlemeleri, padişah elbiseleri, kaftanlar, kıymetli örtüler, arabalar gibi her eser topluluğunun ayrı bir deposu bulunuyor.
İngiltere’den iki savaş gemisi alacaklı mıyız?
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2633
Devamını oku: İngiltere’den iki savaş gemisi alacaklı mıyız?
“Birinci Dünya Savaşı öncesinde İngiltere’ye iki savaş gemisi ısmarladık. Amacımız donanmamızın gücünü arttırmaktı. Ücretini nakit ödedik. Fakat İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nda kendi tarafını tutmadığımız için parasını ödediğimiz savaş gemilerini gaspetti.
Tabir caizse, paramızın üzerine yattı.
Olayın hikâyesi kısaca şöyle: 1903 yılında İngiltere’ye Osmanlı Deniz Kuvvetleri konusunda bilgi veren Kraliyet Armadası Birinci Lordu Earl Selbourne, Osmanlı Donanması için aynen şu cümleyi kullanıyordu:
“Günümüzde bir Osmanlı donanmasından söz etmek mümkün değildir.”
Dilin tutunduğu yer
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1310
Hayatımız dramatik sahnelerle dolu. Bunlar daha çok yıkıma dönük. Kendimizle başlayıp kendimiz olmayan, olamayan bir hayata geçişteki zorluklar, çatışmalar bitmediği gibi bundan böyle de bitmeyecek. Millet olarak tuhaf bir döngüdeyiz. Bu, kimi zaman bizim irademiz ve dahlimiz ile olurken, kimi zaman da bizi aşan bir durum söz konusu oluyor.
Her ruh kendi akarında sağlıklıdır, mutludur ve huzurludur. Ruhların acı çekmesi, doğası dışındaki bir durumdan kaynaklanıyor. Bir şey aslından bir başka şeye dönüşürse huzursuz olur. Bizden öncekiler, biz ve bizden sonrakiler arasında büyük uçurumlar bulunuyor. Bunu, kimi zaman modern hayatla, ya da değişen zaman ile ilişkilendiriyoruz.
Tarihî bir kurumumuzun feryadı
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1218
Kütüphanenin ilim ve kültür hayatındaki önemini mürekkep yalamış herkes az buçuk takdir eder. Aslında kültür ve medeniyeti günışığına çıkaran yazıdır, kitaptır, kütüphanedir. Bizim açımızdan konuyu ele alınca iş ayrı bir ciddiyet arz eder; çünkü son bin yıllık medeniyetimiz kitaba, ilmihale dayanır. Bunun için hayatımızda diğer milletlere göre kitabın, kütüphanenin yeri farklı olmalıdır; ama nerde!..
Bizde önceleri zenginler, Köprülü, Koca Ragıp Paşa gibi hizmet adamları hizmet telakki edip kütüphane kurarlardı.
Osmanlı da Posta ve Telgraf Nezareti
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 3403
Osmanlı'da 1839 Posta Teşkilatı kurulması amacıyla 1840 yılında ilk Posta Nizamnamesi yürürlüğe konulmuştur.
Bu amaçla İlk Posta Nezareti (Bakanlık) kurulmuş, İstanbul - Edirne, İstanbul
(Üsküdar) - Kartal ve hatta İstanbul (Üsküdar) - İznik düzenli posta hatları ihdas edilmiştir. Daha sonra bu hatlar genişletilerek İstanbul' dan Tokat, Diyarbakır, Musul ve Bağdat' a posta taşınmasına bağlanmış, daha önce kurulan İstanbul - Edirne posta hattı Sırbistan'a kadar uzatılmıştır.
Kâbe'nin şu 2 fotoğrafına dikkatli bakınız
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 3512
Kâbe'nin son çekilen resimleri, iki ayrı düşünce yapısını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bakalım Ankara, Kâbe’deki son Osmanlı eserinin yıkılmasını mı onaylayacak, yoksa özenle sökülerek bir şekilde korunmasını mı?
Son yazımızın altına, “bir müddet elektronik ekranlardan uzak durarak radyoaktif diyet uygulamayı düşünüyorum. Ne telefon açacağım, ne de bilgisayar. Şu keşmekeşte sükûnetin tadını çıkaracağım. Biraz da kendimi dinleyeceğim, bakalım ne diyor?” şeklinde bir not düşmüştük. Allah’a şükür, gerçekleştirmeye muvaffak olduk.
Gül bahçelerinde ve GATA’da yaşar Abdülhamid
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2001
Bir yanda “gerici” sayılan Abdülhamid canını dişine takmış, gelen muhacirlerin bile suyunu sıkıp gül yağı çıkartıyor, öbür yanda “ilerici” yöneticilerimizin gözleri önünde bir medeniyet fidanının dibine kabir suyu dökülüyordu.
1993 Mayıs’ının 24’ü sabahına İstanbul, misli görülmemiş ‘pis’ bir patlamayla uyanıyordu. İstanbul’un orta yerinde bir çöplük, metan gazı sıkışmasından infilak etmiş ve bu olay ajanslar tarafından dünyaya, 470 bin metreküp çöpün kaydığı tarihin ilk “çöplük heyelanı” olarak geçilmişti. Yıllardır gelişigüzel dökülen çöpler koca bir mahalleyi yutmuş ve toplam 39 kişi, hayatını çöplerin intikamına kurban vermişti. Çöplüğün adı, çoğunuzun hatırlayacağı gibi, Hekimbaşı Çöplüğü idi.
II. Abdülhamid'in Hanımıyla Yapılmış Tek Söyleşi
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1246
Devamını oku: II. Abdülhamid'in Hanımıyla Yapılmış Tek Söyleşi
Kapağında sarışın bir ecnebi artistin yer aldığı eski "Hayat" dergilerinden birinde Yassıada mahkemesi haberlerini okuyup sayfayı çevirmemle irkilmem bir oldu: Bu feleğin bütün iyi ve kötü çizgilerini cömertçe serdiği çehre bana bir şeyler fısıldamak için adeta çırpınıyordu. Kimdi ve bir magazin dergisinde nasıl yer bulmuştu bu 94 yaşındaki kadın?
Okurlara "uzun yaşamanın sırları"nı anlatacak olan bu asırlık hanımefendi, Sultan II. Abdülhamid'in kollarında son nefesini verdiği Müşfika Kadınefendi'den başkası değildi.
Müthiş bir keşifti benim için. Zira yalnız Abdülhamid'in bir hanımıyla değil, bir padişah hanımıyla yapılıp da yayınlanmış tek söyleşiydi bulduğum. Kim bilir neler neler anlatmıştı?
İstanbul Camilerinin İlginç Hikayeleri
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2741
Diyanet İşleri Başkanlığının, çıkardığı envantere göre İstanbul'da tam 2 bin 944 tane cami bulunuyor. Yapımı oldukça eski olan bu mabetlerin bazılarının ismi, bazılarının ise inşa edilme öyküleri oldukça ilginç.
ŞEMSİ PAŞA CAMİİ
Gerçek ismi Şemsi Paşa Camii olan ve Üsküdar sahilde bulunan camiinin ismine dair ilginç rivayetler aktarılıyor.