sebe suresi 12. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54


وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَأَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ وَمِنَ الْجِنِّ مَن يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَمَن يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ أَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعِيرِ

Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ şehrun ve revâhuhâ şehr(şehrun), ve eselnâ lehu aynel kıtr(kıtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezıg minhum an emrinâ nuzıkhu min azâbis saîr(saîri).


ve: ve
li: için, ... e ait
suleymâne: Süleyman
er rîha: rüzgâr
guduvvu-hâ: onun sabah gidişi
şehrun: bir ay
ve revâhu-hâ: ve onun akşam dönüşü
şehrun: bir ay
ve eselnâ: ve akıttık
lehu: ona
ayne: pınar, kaynak
el kıtri: erimiş bakır madeni
ve min el cinni: ve cinlerden
men: kim, kimse
ya'melu: yapar
beyne yedeyhi: elleri arasında, elinin altında, önünde
bi izni: izni ile
rabbi-hî: onun Rabbi
ve men: ve kim
yezıg: çıkar, sapar
min-hum: onlardan
an emri-nâ: emrimizden
nuzık-hu: ona tattırırız
min: den
azâbi: azap
es saîri: alevli ateş, cehennem ateşi


Hasan Basri Çantay
Süleymana da rüzgârı (müsahhar kıldık) ki sabahı bir ay (lık yol), akşamı bir ay (lık yol) du. Erimiş bakır ma'denini ona sel gibi, akıtdık. Önünde, Rabbinin izniyle, iş gören ba'zı cinler de vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden ayrılıb saparsa ona çılgın azâbdan tatdırırdık.

Ömer Nasuhi Bilmen
Süleyman'a da rüzgârları (musahhar kıldık). Sabahtan zevale kadar (gidişi) bir aylık ve zevalden guruba kadar (gidişi de) bir aylık yol kadar idi. Ve onun için bakır madenini sel gibi akıttık. Ve onun önünde Rabbinin izniyle çalışan bazı cinler de var idi ve onlardan her kim Bizim emrimizden sapmış olursa ona da ateş azabından tattırmış olduk.

Elmalılı Hamdi Yazır
Süleymana da rüzgâr: sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay, erimiş bakır menbaını da ona seyl gibi akıttık, hem rabbının iznile elinin altında Cinnîlerden de çalışan vardı, onlardan da her kim emrimizden inhiraf ederse ona Saîr azâbını tattırırız

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır kaynağını da ona sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da her kim emrimizden saparsa, ona ateş azabını tattırırız.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır menbaını da ona sel gibi akıttık. Hem Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık.

Diyanet İşleri (eski)
Gündüz estiğinde bir aylık mesafeye gidip, akşam da bir aylık mesafeden gelen rüzgarı Süleyman'ın buyruğu altına verdik. Onun için su gibi erimiş bakır akıttık. Rabbinin izniyle, yanında iş gören cinleri onun buyruğu altına verdik ki, bunlar içinde buyruğumuzdan çıkan olursa ona alevli ateşin azabını tattırırdık.

Diyanet İşleri
Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgârı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa, ona alevli ateş azabını tattırırız.

Diyanet Vakfi
Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.

Celal Yıldırım
Süleyman'a da rüzgârı (boyun eğdirdik). Sabah bir aylık, akşam bir aylık (mesafeden esmekte idi). Erimiş bakırı ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun ellerinin altında çalışanlar vardı. Onlardan buyruğumuzun gereğini yapmayıp sapanlara çılgın ateşin azabını tattırdık.

Suat Yıldırım
Süleyman’ın emrine de rüzgârı verdik. Onun sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü de bir aylık mesafe idi. Onun istifadesi için, erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırlardı. Onlardan kim emrimizden saparsa, ona ateş azabı tattırırdık.

Ali Fikri Yavuz
Süleyman’ın emrine de rüzgâr verdik: (Hz. Süleyman o rüzgârla) sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü de bir aylık yol alırdı. Erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Hem Rabbisinin izniyle idaresi altında cinlerden çalışan da vardı. İçlerinden kim emrimizden ayrıldı ise, ona cehennem azabından tattıracağız.

İbni Kesir
Süleyman'a da rüzgarı, gündüz estiğinde gidişi bir aylık mesafedir. Akşamleyin de gelişi bir aylık mesafedir. Ve onun için su gibi erimiş bakır akıttık. Cinnlerden de Rabbının izniyle elinin altında iş göreni verdik. Onlardan her kim, Bizim emrimizden çıkarsa; ona alevli ateşin azabından tattırırız.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve Süleymân'a da rüzgârı râm ettik, sabahleyin bir aylık yol alırdı, akşamleyin bir aylık yol ve ona bakır mâdenini, sel gibi akıttık ve cinlerden, huzûrundan iş işliyenler vardı Rabbinin izniyle ve onlardan, emrimizden çıkana yakıp kavuran azâbı tattırırdık.

Adem Uğur
Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.

Ali Bulaç
Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.

Bekir Sadak
Gunduz estiginde bir aylik mesafeye gidip, aksam da bir aylik mesafeden gelen ruzgari Suleyman'in buyrugu altina verdik. Onun icin su gibi erimis bakir akittik. Rabbinin izniyle, yaninda is goren cinleri onun buyrugu altina verdik ki, bunlar icinde buyrugumuzdan cikan olursa ona alevli atesin azabini tattirirdik.

Fizilal-il Kuran
Süleyman'ın buyruğuna da rüzgârı vermiştik. Bu rüzgâr sabahleyin esince bir aylık uzaklığa gider ve akşamleyin de bir aylık mesafeyi aşarak geri gelirdi. Onun için erimiş bakırı su gibi akıttık. Rabb'inin izni ile yanında çalışan bazı cinleri de buyruğuna sunmuştuk. Bu cinlerden buyruğumuzun dışına çıkanlara kızgın alevli ateşin azabını tattırırız.

Gültekin Onan
Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim buyruğumuzdan çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.

Muhammed Esed
Biz rüzgarı Süleyman(ın emrin)e verdik: sabahki hareketi bir aylık yolculuk (mesafesinde), akşamki hareketi de bir aylık (mesafede tamamlanan) rüzgarı. Ve erimiş bakır menbaını o'nun buyruğu altında akıttık; görünmeyen varlıklardan bir kısmı (da) Rablerinin izniyle o'nun için çalış(maya mecbur kılın)dılar; ve hangisi emrimizden çıktıysa ona yakıcı ateşin azabını tattırırdık:

Şaban Piriş
Süleyman’a da, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü de bir ay süren rüzgarı verdik. Ona bakırı su gibi akıttık. Cinlerden bir kısmı da Rabbinin emriyle onun emrinde çalışırdı. Onlardan, kim emrimizden çıkarsa, ateş azabından tattırırdık.

Tefhim-ul Kuran
Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş görmekte olan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.

Ümit Şimşek
Süleyman'ın emrine de rüzgârı verdik ki, sabah bir aylık, öğleden sonra bir aylık yol giderdi. Erimiş bakırı onun için sel gibi akıttık. Cinlerden de, Rabbinin izniyle onun gözü önünde çalışanlar vardı ki, onlardan her kim emrimizden çıkmak istese, ona alevli ateş azabından tattırırdık.

Süleyman Ateş
Süleymân'a da, sabah gidişi bir ay(lık mesafe), akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgârı boyun eğdirdik ve onun için katran (petrol) kaynağını da akıttık. Rabbinin izniyle cinlerin bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim buyruğumuzdan sapsa, ona alevli azâbı taddırırdık.

Yaşar Nuri Öztürk
Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık.

Edip Yüksel
Süleyman'a da, sabah gidişi bir ay (lık yol alan), akşam dönüşü de bir ay (lık yol alan) rüzgarı verdik ve onun için petrol kaynağını fışkırtarak akıttık. Rabbinin izniyle, cinlerden de bir kısım emrinde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden saparsa onu çetin bir cezayı tattırırdık.