kafirun suresi 4. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6


وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ

Ve lâ ene âbidun mâ abedtum.


ve lâ ene: ve ben değilim
âbidun: kul olan, tapan
mâ abedtum: sizin kul olduğunuz, sizin taptığınız şeyler


Hasan Basri Çantay
«Ben (zâten) sizin tapdıklarınıza (hiçbir zaman) tapmış değilim».

Ömer Nasuhi Bilmen
«Ve ben sizin taptığınıza tapıcı değilim.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Diyanet İşleri (eski)
'Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim.'

Diyanet İşleri
“Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”

Diyanet Vakfi
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

Celal Yıldırım
Ben de (elbette) sizin taptığınıza tapıcı değilim.

Suat Yıldırım
Ben sizin ibadet ettiklerinize asla ibadet edecek değilim.

Ali Fikri Yavuz
Zaten ben, sizin tapmış olduklarınıza tapan değilim.

İbni Kesir
Ben de sizin taptıklarınıza, tapacak değilim.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve ne ben taparım sizin taptıklarınıza.

Adem Uğur
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.

Ali Bulaç
"Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim."

Bekir Sadak
«Ben de sizin taptiginiza tapacak degilim.»

Fizilal-il Kuran
Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Gültekin Onan
Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim."

Muhammed Esed
Ve ben tapmayacağım (asla) sizin tapıp durduğunuza,

Şaban Piriş
Ben sizin kulluk ettiğinize kulluk edecek değilim.

Tefhim-ul Kuran
«Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.»

Ümit Şimşek
Sizin tapmış olduklarınıza da ben hiçbir zaman tapmam.

Süleyman Ateş
Ben asla sizin yapmakta olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim.

Yaşar Nuri Öztürk
Kul değilim sizin taptığınıza,

Edip Yüksel
'Ben asla sizin taptığınıza tapacak değilim.'