Büyük İslam İlmihali
Mesbuk Hakkındaki Meseleler
- Ayrıntılar
- Kategori: Bİİ- Namaz Kitabı
- Gösterim: 4443
Mesbuk, bir rekat kılındıktan sonra imama uyan kimsedir ki, son oturuşta dahi imama uymuş olsa yine mesbuk sayılır. Mesbuk hakkında aşağıdaki meseleler ortaya çıkar:
Mesbuk kaza edeceği rekatlarda, tek başına namaz kılan gibidir. Örnek: Bir kimse sabah namazının ikinci rekatında imama uyacak olsa, mesbuk olmuş olur. Aldığı tekbirden sonra sükût eder. İmamla beraber son oturuşta yalnız "Tahiyyat'ı" okur. İmam selâm verince, kendisi ayağa kalkar ve imam ile kılmamış olduğu ilk rekatı kılmaya başlar. "Sübhaneke ve Eûzü Besmele'den" sonra Fatiha sûresi ile bir miktar daha Kur'an-ı Kerim okur. Bilindiği şekilde rüku ve secdelere gider: Ondan sonra oturup "Tahiyyatı, salâvatları ve Rabbena âtinâ'yı'' okuyarak selâm verir.
Akşam namazının ikinci rekatinde imama uyan kimse de birinci rekat hakkında bu şekilde hareket eder.
Mesbuk, akşam namazının son rekatinde imama uysa, "Sübhaneke'yi" okur ve imamla beraber o rekatı kılarak teşehhüde oturur. İmam selâm verdikten sonra kalkar, Sübhaneke, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur'an-ı Kerim okur. Rüku ve secdelerden sonra oturur ve yalnız "Tahiyyat'ı" okur. Sonra "Allahü Ekber" diyerek ayağa kalkar, yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an-ı Kerim okuyarak rüku ve secdeleri yapar. Sonra son oturuş yaparak selâm ile namazdan çıkar. Bu halde üç defa Teşehhüde oturmuş olur. Bununla beraber mesbuk, ikinci rekatın sonunda yanılarak teşehhüde oturmayacak olsa, sehiv secdesi yapması gerekmez. Çünkü bu rekat, bir yönden birinci rekat yerindedir.
Mesbuk, dört rekatlı namazlardan birinin dördüncü rekatında imama uysa, imam ile teşehhüde oturduktan sonra kalkar, Sübhaneke, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir miktar Kur'an okur. Rüku ve secdelerden sonra oturur. Yalnız "Tahiyyat'ı" okur. Ondan sonra kalkar, Besmele ile Fatiha'yı ve bir miktar daha Kur'an âyetlerini okur. Sonra rüku ve secdelere varır, oturmaksızın kalkar. Yalnız Besmele ve Fatiha ile bir rekat daha kılarak son oturuşu yapar. Tahiyyat'ı, Salâvatları ve Rabbena âtinâ'yı okuyup selâm vererek namazını tamamlar.
Mesbuk, dört rekatlı namazların üçüncü rekatinden başlayarak imama uysa, imamla beraber son oturuşta yalnız "Tahhiyyat'ı" okur. İmam selâm verdikten sonra kalkar, Sübhaneke, Eûzü-Besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okur. Rüku ve secdelere varır, sonra kalkar yalnız Besmele ile Fatihayı okur. Biraz daha Kur'an-ı Kerim okur. Yine rüku ve secdelere gider. Teşehhüde oturur. Tahiyyat'ı, Salâvatları ve Rabbena âtinâ'yı okuyarak selâmla namazını tamamlar.
Mesbuk, dört rekatlı namazların ikinci rekatinde imama uyacak olsa, üç rekatı imamla kılmış olur. Teşehhüdden sonra imam selâm verince ayağa kalkar. Sübhaneke'yi, Eûzü-Besmele'yi, Fatiha'yı ve ekleyeceği âyetleri okur. Rüku ve secdelere varıp son oturuşu yapar. Selâm verip namazını tamamlar.
İmam rükuda iken, imama uyan kimse, o rükua ait olan rekata yetişmiş olur. Fakat imamı secde halinde bulan kimse, hemen secdeye varırsa da o secdenin rekatına yetişmiş olmaz. Bunun için o rekatı yukarıda anlatıldığı şekilde kaza etmesi gerekir.
Mesbuk, imam selâm verdikten sonra "Allahü Ekber" diyerek ayağa kalkar ve noksan kalmış olan rekatları tamamlar. İmam selâm vermeden mesbukun kalkıp noksan kalan rekatları kılmaya başlaması uygun değildir. Ancak namaz vaktinin çıkmak üzere olması ve insanların önünden geçme durumu olması gibi özürler sebebiyle selâmından önce kalkar.
Bununla beraber imam, henüz selâm ile namazdan çıkmamış olunca, mesbukun Teşehhüd miktarı oturması lâzımdır. Bundan önce kalkması caiz değildir.
İmam teşehhüdü tamamlamadan mesbukun kalkıp Kur'an okuması muteber değildir. Onun için mesbuk, birinci veya ikinci rekatı kaza için ayağa kalkar da, imamın teşehhüdü bitirişinden sonra namaz caiz olacak kadar Kur'an okursa, namazı caiz olur. Fakat namaz caiz olmayacak kadar az okumuş olursa namazı sahih olmaz.
Mesbukun kaza edeceği rekatlarda başkasına uyması ve başkasının da bu halde mesbuka uyması caiz değildir. Mesbuk burada yalnız başına sayılmaz. Fakat bir mesbuk ne kadar rekat kaza edeceğini unutup da kendisi ile bareber mesbuk bulunan kimsenin ne kadar rekat kaza edeceğini yalnız göz önünde bulundursa, bununla namazı bozulmaz.
Mesbuk, namazını yeniden kılmak niyeti ile tekbir alacak olsa önceki tekbiri ile başlamış olduğu namazı bozmuş olur. Tek başına namaz kılan kimse böyle değildir; başka bir namaz kılmaya niyet etmedikçe, aynı namaza yeniden başlamak niyeti ile alacağı tekbir bu namazı bozmaz. Çünkü her iki namaz, tek başına namaz kılan için birbirinin aynıdır. Mesbuk ise, bir yönden tek başına namaz kılan gibidir, bir yönden de imama uyduğundan onun için aynı namaz değildir.
Mesbuk, İmam Azam'a göre, Kurban Bayramında Teşrîk tekbirlerini imamla beraber alır, sonra ayağa kalkıp geri kalan rekatları tamamlar. Halbuki İmam Azam'a göre, tek başına namaz kılan kimse bu tekbirleri getirmek zorunda değildir. Bunun için mesbuk, burada tek başına namaz kılan gibi değil, muktedi (imama uyan) yerindedir.
Mesbuk, ayağa kalkması sahih olacak bir zamanda ayağa kalkıp da, imam henüz selâm vermeden mesbuk namazını bitirerek selâmda imama uysa, namazı bozulmuş olmaz.
İmam daha selâm vermeden, mesbuk Tahiyyat'ı okuyup bitirmiş olsa, bir görüşe göre Şehadet sözünü tekrarlar, bir görüşe göre de susar. Burada sahih olan mesbukun Tahiyyat'ı yavaş yavaş okumasıdır.
Birinci oturuşta imamdan önce Teşehhüd'ü bitirmiş olan bir muktedi de susar, Teşehhüd'de bulunmaz.
Mesbuk, cehren (aşikâre) okunan namazlarda imama uyunca, "Sübhaneke"yi okumaz. Geri kalan rekatları kazaya kalkınca okur. Sahih olan budur. Buna yukarıda işaret edilmişti.
İmam yanılarak beşinci rekata kalkınca, mesbuk da ona uyarak kalksa, bakılır: Eğer imam dördüncü rekatta oturmuş ise, mesbukun namazı bu kalkış ile bozulmuş olur. Fakat imam dördüncü rekatta oturmamış ise, beşinci rekatta secdeye varmadıkça, mesbukun namazı bozulmaz.
Bir mesbuk lahık da olabilir. Şöyle ki: İmama sonradan uyan kimse, uyku veya abdesti bozan bir sebeble rükünlerden veya rekatlardan bir kaçını imam ile kılamayıp kaçırsa, hem mesbuk olur, hem de lâhık olmuş olur. Bu durumda önce kaçırdıklarını kıraatsız olarak kaza eder, sonra mümkün ise, geri kalan namazda imama uyar. Daha sonra da imama uymadan önceki rekatları kıraatla (Kur'an okuyarak) kaza eder. Önce bunları kaza edip ondan sonra, namaz arasında kaçırmış olduğu rükünleri veya rekatlerı kaza etmesi de caizdir. Fakat bunu yapmakla meşru sırayı gözetmemiş olacağından günahkâr olur.