Fıkıh Köşesi
ÇOCUKLARIN HAKLARINA RİAYET VE ADALET
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 5218
Soru: "İslam dininin, anne ve baba hukukuna verdiği değeri biliyoruz. Fakat bugüne kadar çocukların, anne ve baba üzerindeki haklarını iyi bir kaynaktan öğrenemedik. (...) Bizim beldemizde, yaygın bir hastalık vardır. Genellikle malların tasarrufu babalara ait kabul edilir. Onlar da mallarının iyisini (bazen hepsini) oğlan çocuklarına vermeye gayret ederler. Kız çocuklarını, ikinci sınıf evlad kabul ettiklerini söyleyebiliriz. (...) Bu durum, kız çocuklarının ve kadınların garibine gitmektedir. Bazı çevreler, bunu istismar etmekte ve İslam'ın kız çocuklarına değer vermediğini söylemektedirler. Bu kültürün kaynağı nedir? İslam dini, kız ve erkek çocuklar arasında bir ayırım yapmış mıdır?"
CEVAP: Önce herkesin bildiği, fakat şuurla idrak edemediği bir noktayı hatırlatalım. Her insanın; er veya geç ölümü tadacağı kat'i nasslarla sabittir. İçinde yaşadığımız alem, bir imtihan dünyasıdır. İnsanların sevap ve mükafat almaya, ceza ve azap görmeye esas teşkil eden, ihtiyari fiilleri vardır (1) Her Müslüman'ın; "zerre miktarı hayrın da zerre miktarı şerrin de hesabının sorulacağı güne" iyi hazırlanması gerekir. Bilindiği gibi bir amelin sahih ve salih olabilmesi için, iki önemli rükne dayanması şarttır. Birincisi: mükellef, sadece Allahu Teala (cc)'nın rızasını kazanmak niyetiyle (ihlasa ve ihsan haline riayet ederek) o ameli işlemelidir. İkincisi: Ameli eda ederken, İslami ölçülere (fıkha) riayet etmesi şarttır. Bu girişten sonra meseleye gecebiliriz.
Resul-i Ekrem (sav)'in: "Kimin bir çocuğu olursa ona güzel bir isim koysun ve onu en güzel şekilde terbiye etsin. Büluğa erince de derhal evlendirsin."(2) buyurduğu malumdur. Bu hadis-i şerif'te; çocukların hukuku ile ilgili genel hükümler yer almıştır. Muhakkak ki "en güzel şekilde terbiye etmek"; hem maddi, hem manevi birçok meseleyi gündeme getirir. Kur'an-ı Kerim'de; Hz. Lokman (as)'ın çocuğuna yaptığı nasihata yer verilmiş ve eğitimde nelere dikkat edilmesi gerektiği hatırlatılmıştır.(3) Mektubunuzda; gerek hibe, gerek miras konusunda, kız çocuklarına yapılan haksızlıkların hükmünü soruyorsunuz. Önce hibe konusuna kısaca değinelim. Hz. Numan b. Beşir (ra)'den rivayet edilen hadis-i şerif'te; çocuklara mal hibe etmekle ilğili olarak Resul-i Ekrem (sav)'in: "Allahu Teala (cc)'dan korkunuz!.. Çocuklarınızın arasında adalete riayet ediniz"(4) emrini verdiği sabittir. Hz. Abbas (ra)'dan rivayet edilen başka bir hadis-i şerif'te: "Ey ashabım!.. Atıyye ve hibede çocuklarınızın arasında müsavata (eşitliğe) riayet ediniz. Ben çocuklardan birisini diğerine tafdil edecek olsaydım, kız çocuklarını tercih ederdim" buyurmuştur. İslam alimleri, bu hadisleri dikkate alarak: "Hibe ve hediye konusunda; çocuklar arasında müsavata riayet etmek müstehaptır" hükmünde icma etmişlerdir. Feteva-ı Hindiye'de: "Bir kimse birden fazla çocuğu olduğunda, malını yalnız onlardan birine vereceğini söylerse, günahkar olur. Kadı'nın 'şer'i şerifle hükmeden hakimin' onun bu hibesini iptal etmesi caizdir.(...) Cevahirü'l feteva'da da böyledir"(5) hükmü kayıtlıdır.