Hataların en büyüğü!
- Ayrıntılar
- Kategori: Genel yazılar
- Gösterim: 1374
Resûlullah efendimize, “Mü’min korkak olabilir mi?” dediler. “Evet olabilir” buyurdu. “Mü’min cimri olabilir mi?” dediler. Yine “Evet olabilir” buyurdu. “Mü’min yalan konuşabilir mi?” dediler. Bu soruya; “Hayır” buyurarak; bir müslümandan şartlar ve mizac gereği olarak elinden olmadan, istemiyerek bazı olumsuzlukların sadır olabileceğei fakat yalanın hiçbir zaman sadır olamayacağını kesin bir dile ifade buyurdular.
Yalan söylemek, pek bayağı ve en aşağı bir iştir. Dünyada zilleti gerektiren şeylerin en büyüğüdür. Âhırette ise zelîl ve rüsvây olmayı îcâb ettiren pek fenâ birşeydir. Yalan, güzelliğin ayıbı, lekesi, noksanı ve iyi ahlâkın âfetidir. Hıyânetin delîlidir. Yalan, çok kötü bir huydur. Doğru sözü az olanın, arkadaşı da az olur.
Yalan, münâfıklığın en büyük alâmetlerindendir. Ahlâkın düşüklüğünü gösteren kuvvetli bir delîldir. Yalancıya hiçbir zaman güvenilmez. Yalancı, konuştuğu zaman doğru konuşmaz. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Münafığın alâmetleri üçtür. Konuştuğunda yalan söyler. Bir va’dde bulunduğu zaman va’dinde durmaz, kendisine birşey emânet edildiğinde hıyânet eder.”, “Sözün âfeti yalan söylemektir.”, “Hatâların en büyüğü, yalan konuşmaktır.”
Hikmet sahibi büyük zâtlar, “Dilsiz olmak, yalan söylemekten iyidir” demişlerdir.
Hazreti Ömer buyurdu ki: “Hiçbir kimse, mizah yaparken yalan söylemeyi terketmedikçe îmânın hakîkatine kavuşamaz.”
Buhterî; “Ne ciddi ne de şaka hâlinde yalan söylemek insana yakışmaz” buyurdu.
Büyüklerden birisi buyurdu ki: “Sultan, yalancı birine bir iş verirse, bu kimsenin zararı sultânın idâresine tesîr eder.”
Lokman Hakim oğluna nasihatinde; “Ey oğul! Kim yalan konuşursa, onun kıymeti gider” buyurdu.
Yezid bin Meysere buyurdu ki: “Ağacın dibine dökülen su, ağacı yeşerttiği gibi, yalan da kötülükleri sulayıp, onların yeşermesine ve büyümesine sebep olur.”
Meymûn bin Mihrân buyurdu ki: “Akıllı kimse, yalancı kimsenin sevgisine aldanmasın. Onun va’dine güvenmesin. Yalancılıkla tanınmış birisinden doğru konuşmasını beklemek mümkün değildir.”
Mehmet Oruç