Turnalar uçun

siberian20cranes-ron“Turnalar uçun...
Yayladan geçin...”

Namlunun gözü gibi baktı bana!..
.....
Biliyordum...
Þimdi ben, vurulacaktım,, hem de bir turna gibi;
Ve düşecektim, ayaklarına!..

Halbuki, uzuuundu yolum.
Uzundu ama, canıma doğrulmuş kara bir namlu deliği gibiydi bakışları...

Yolu uzundu her turnanın,, ama ben “sanacaktım” artık sadece, bu yolun uzunluğunu...
Uzundu yolum; döndüğünde bana, ve dosdoğru canıma doğrulduğunda bakışları, bir namlu gibi!..
Uzundu yolum...

Þimdi sanki, titreyen bir iskemlenin üstünde tünemeye çalışıyordum; boynumda ilmek...
Ben iskemleden, iskemle benden daha çok titriyordu!
.....
Yani, yolu uzun bir turna yere seriliyordu; bırakarak uzun yolunun üstünde hayallerini...

Halbuki vurulmak, yorulmaktır...
Vurulmaktır yorulmak veya yorulmaktır vurulmaktan kötüsü; gidenlerin ardından, bakakalmaktır!..

“Turnaları indirmeyin yerlere, onlar yüksekten uçar...
Turnalar elle sevilmez;
Dille sevilir, gözle sevilir, gönülle sevilir!..”

Namlunun gözü gibi baktı bana...
Öyle ki, anladım; bir turna gibi vurulacağımı ve gözümü yolumun üstünde bırakarak düşeceğimi, ayaklarına...
Anladım; yolum yolda kalacaktı, kanım toza karışırken!..
Ve sıcak bir namlu, kılıfına sokulacaktı...
.....
“Turnalar uçun... Yayladan geçin... Yarimi seçin, turnalar...”

 

Stop
Muammer Erkul
02 Mayıs 2008 Cuma

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.