İnanç Isıya Benziyor
- Ayrıntılar
- Kategori: Has kalem
- Gösterim: 1079
İnanmak da inanmamak da çok büyük birer güçtür...
İki üç örnek vereyim;
Dağların tepesinde kaskatı kesilmiş buz kütlelerini kim indirebilir ki ovaya?..
Ya da, çığı kim durdurabilir?..
İnanmamak; olumsuz kalmak, şüphe etmek, teklifi reddetmek, olmayacağını düşünmek, mümkün görmemek, harekete yeltenmemek, kıpırdamayı istememek, uyumsuzluk, tembellik, katılık, sertlik, soğukluk...
*
Başarmış, ama inanmamış kaç kişi var?
Eğer kazanmışsan; ya inanmıştın, veya karşındaki senden daha az inanıyordu!..
*
Medeniyet; olabileceğine inananların kurduğu mimari...
İnançsızlık; yalnızlık!..
*
Dağlar, kurumuş çalılardan pamukları toplayan ırgat elleri gibi; ayıklıyor karları bulutların içinden...
Kar; enerji demek... Kar; su ve yeşil demek...
Su ise; hayat!..
İnançsa ısıya benziyor... Isıya; yani buzu yumuşatmaya, karı akar hale getirmeye benziyor...
İşte bunun için her medeniyet inananların elleriyle imar oluyor; buz değil, demir bile akıp şekle giriyor inançla ısınınca...
*
Sen, biliyorsun dağların başında duran karı...
Ama, dağların tepesinde bekleyen güç, harekete geçmek için seni bekliyor; ısınacaksın ve ısıtacaksın...
Çığın önünde kim durabilir?
Bin kılıç dikilse, keskiiin,,, bin parçaya bölsen onu, her parça ayrı ayrı hücum eder istikamete doğru!..
*
Ovalar kar bekliyor, tarlalar su...
Dağlar hafiflemeyi bekliyor, çığ ise; senin sıcacık nefesini!..
Hadi, ısın artık...
İnan...
Ve başar!
Muammer Erkul