Bir Denk Gelmelikti Hayat...

yaamakBunaltıcı yaz sıcaklarının şehri esir aldığı günlerden sadece biriydi bugün. Ulu orta kalmışlığı çatlatsa da toprağın bağrını, ılık, ılık yüreğime yağan meltemler, serinletmekteydi benim içimi. Ruhumsa huzura teslimdi artık, gelgitler yaşamıyordu içim. Umutsa yanı başımda gece bekçiliğine başlamıştı artık hayatımın. Hepsi böyleydi işte, bundan ibaretti hayatım. Uluorta unutulmuş bir tebessümün, peşine takılmıştı adımlarım. Artık neden, niçin diye sorgulamıyordum hiçbir şeyi.
Sadece önüme sunulan hayatı dolu dizgin, kaçırmadan yaşıyordum. Üşenmeden ve ertelemeden yani. Çünkü yaşadığım hiçbir anı yeniden yaşayabilme ihtimalim bir daha hiç olmayacak biliyorum. O yüzden, küçücük sevinç damlalarından okyanuslar yaratıyor, hüsranlarımı ise bir kaşık suda boğuyordum ve hiç yapmadıklarımı yapıyordum hayat da, yada hiç yapmam dediklerimi, affetmem dediklerimi affediyor, için, için kırıklarımı düzeltiyordum yüreğimin. Hayallerimden imkansız kaleler yapmıyor, yaşanmış ufacık mutlulukları bir film karesi gibi, devamlı başa alıyordum.

Mutluydum, belkide hiç olmadığı kadar, yada hiç olmayacağı kadar. Güzeldi, yaşamak, yaşıyor olmak, tarihin yeniden tekerrür etmesi, yani her güzel şeyi yeniden başa sarmak. Keyifliydi hayat, bir denk gelmelikti yaşamak, ansızın, uluorta, ama aşikarlığı yüreklerde gizli, meftunluğu gözlerden okunan, işte tam o anda, bütün gemileri huzurun kıyısına limanlayan, bir denk gelmelikti, işte o zaman hayat…

Yaşamaksa bazen koca bir yüreğe sahip olmaktı. Yılmadan, bıkmadan, her derdin karşısın da heybetle durmaktı. O kadar kuvvetli olmaktı yani. Ama bunun yanı sıra, hayat çoğu zaman gafil avlar bizi. Birden bire düşüveririz dipsiz kuyuların kucağına, işte o zaman sanki bütün kalelerimiz zapt edilmiş ve bütün askerlerimiz çil yavrusu gibi dağılmış hissederiz ve ansızın tutsak oluruz yalnızlığın kollarına… Yada bazen hani, öyle avazımız çıktığı kadar şarkı söylemek isteriz de, bildiğimiz bütün şarkıları unutuveririz ya bir anda, zoraki zorlarız ya hafızamızı, ama nafiledir, bildiğimiz bütün ezberler silini vermiştir işte bir anda…

Yani çoğu zaman yaşadığımız bunlar, beynimizin, yüreğimizin, diğerleri ise hayatın bizi gafil avladığı yerlerdir. İşte o zaman, tamda bu sırada, hayatı bir kalkan, yaşamayı bir silah, umudu ise bir süngü yaparak, hayata gafil avlanmadan, savunmasız kalmadan, hep kazanmak lazımdır. Yaşamayı başarmak yani… Her demde yaşama sevincini yitirmeden, umut çırasını söndürmeden, yaşamayı başarmak gerek hayat da, hem de her şeye inat…!

Beren2005

09 Temmuz 2008 - 00:15

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.