Sen hiç gitmedin ki..

a293021cc1a8639992490929c0f695d3Ey sevgili,

Senede bir ay zuhur etsen de bildim sen hep varsın.

Aklımdan fikrimden, kalbimden hiç çıkmadın ki.

Bu kadar iyiliğe, bu kadar cömertliğe, bu kadar derinliğe, bu kadar ruhaniliğe, lahutiliğe alıştırınca beni, eskiye dönüşü, sensizliği kim ister ki…


Seni tanıyıp seni bildikten ve seninle yaşadıktan sonra başka bir hayat tasavvuru olur mu hiç…

Daha dün hasretle yollarını gözlüyordum ki, geldin ve şimdi gidiyorsun.

Gelişin vuslattı.

Ya gidişin…

Ey sevgili;

Sana gönlümü açalı bunca yıl olsa da her gelişin yenidir bana.

Sen gelince beni heyecanlı bir telaş alır, duyup hissettiğim şeyleri ifade edecek söz bulamam.

Bilirim ki diriliş muştusuyla gelirsin.

Nasıl karşılanmalısın, sana ilk söz, ilk bakış ne olmalı bunu hiç öğrenemedim.

Gelip kapımı çalalı, kalbime dokunalı yine bir ay oldu.

Lahuti ikliminle beni malayani ve fuzuli hallerden, söz ve davranışlardan arındırdın, inşirah ve felaha davet ettin.

Ben yine sana tutkun, yine senin tesirin altında vaat edilmiş müstesna bir zamanı yaşadım.

Kalp sana ayarlı, gözler senden başkasına kör, dil senin öğrettiklerini tekrar ediyor…

Aşkın insanı değiştirme gücü bir kere daha belirdi.

Ben sonuçları değil süreçleri istiyorum senden.

Çünkü aşk bir süreçtir, insanı hamken pişiren, yakıp olduran aşkın süreçleridir.

İşte ben senden o süreçleri istiyorum…

Seni beklerken beklemenin bütün acılarını, hazlarını, ümitlerini, heyecanlarını, korkularını, vuslatı ve rüyayı doya doya yaşamayı...

Açlıktan kurtuluş yolunu, bencillikten arınmayı, bütün varlığa muhabbet duymayı, ama en çok insanı sevmeyi sen öğrettin.

Aşk yolunda günahın, isyanın, umursamazlığın, duyarsızlığın, düşüncesizliğin, ilgisizliğin, vefasızlığın, kadr-ü kıymet bilmezliğin yeri olmadığını da bildirdin…

Ey sevgili;

Hep aşkla geldin, aşkın hakikatini vaaz ettin, çeşitlerini gösterdin, duygumu, düşüncemi, müşahedelerimi değiştirdin.

Seninle bereketlendi günlerim, seninle aydınlandı gecelerim…

Seninle unuttum açlığı,

Senden öğrendim tokluğu,

Aşka tercüman olan efsunlu beyanı da senden duydum.

Yağmur oldun, rahmetler getirdin.

Sürprizlerle dokundum yüreğime, eskimez, solmaz, tükenmez hediyeler bıraktın...

Önce esaretten kurtardın, ardından kendine meftun ettin beni.

Þimdi bende bir sevgi istidadı varsa o sendendir.

Ey sevgili,

Hayvaniyetten çıkıp cismaniyeti terk ederek kalp ve ruhun derece-i hayatına yükselme ufkunu da gösterip gidiyorsun…

Ey sevgili;

Gelişin gibi gidişin de yenidir bana.

Ne mümkün varlığına alışmak, ne mümkün yokluğuna alışmak..

Muhteşemdi gelişin,

Huzurda huzura ermekti,

Gidişin hüzün dolu…

Þimdi buruk bir veda anı,

Þimdi yalnızlıkla baş başa kalıp seni hayallerde yaşamak vakti,

Þimdi rıhtımda gözyaşı dökme mevsimi…

Þimdi yeniden geleceğin günü beklemeye başlamanın heyecanı…

Ey sevgili;

Musibet zamanı uzundur denir ya,

Sensizliği musibete dönüştürmeden yaşamanın yolunu da gösterir misin giderken…

Biliyorum gidiyorsun, bende bıraktığın izlerin ve bir de füsunlu hatıraların var.

Rayihaların, seslerin ve fısıldadığın sırların tap taze,

Vaat ettiğin bütün haller aklımda olacak.

Seninle yaşayacağım, sen yokken de, yani sen dönüş yolundayken…

Ey sevgili;

Seni düşünmek yüceltir beni.

Seni beklemek bekleyişlerin en güzeli.

Geleceğini bilmek, geldiğini idrak etmenin işareti.

Sen gelince kainat susar, sözüne kulak kesilir bütün varlık,

Güller açar, gönüller aşkla çoşar,

Mevsimler değişir, kara bulutlar dağılır,

Kurumuş dallar yeniden filizlenir,

Çöller hayat bulur,

Her şey aşka durur,

Kainat topyekun dirilir,

İnsan kabına sığmayacak hale gelir ve varlık gayesinin kutlu yoluna koyulur.

Çünkü sen aşksın, aşkla gelensin.

Ey sevgili;

Aşk değiştirir bizi…

Aşkın değiştirdi bizi.

Sen aşk dedin, rahmetle geldin, merhamet oldun, iyilik getirdin, ab-ı hayat sundun, varlığıma mana kattın, gönlümü mamur ettin…

Artık söz senden açılır, söz seni söyleyince değer kazanır,

Göz seni arar,

Kalp senin için atar,

Ey sevgili;

Kalbim otağındır, lütfedip kabul eder misin…

Yolunu gözleyen maşukunu arada bir nazar edip de üns esintilerinle beni saran gafleti dağıtır, varlığını derinden hatırlatır mısın..

Yolunu hasretle gözleyip aşkla yaşayabilmem için bana tesir eder misin…

Sevgi nasıl izhar edilir, aşk nasıl ilan edilir bilemediğim gibi ayrılık anında neler söylenir, dil ne kadarına muktedirdir onu da hiç bilmiyorum.

Vuslatın olduğu gibi ayrılık vaktinin de acemisiyim.

Ey sevgili;

Varlığın iyice idrak ettiğim söylenemez, fakat sensizliğin yokluğuna da hiç ikna edemedim kendimi.

Yeniden geleceğin vakte ayarlı kalbim…

Vefa gösterip yine çalar mısın kapımı, yine dokunur musun gönlüme, sevdadan söz eder misin yeniden…

Ey zevgili;

Seni düşünmek yüceltir beni.

Aşk dediğin sabırla beklemesini de öğretir insana…

Beklerken öylesine hem hal olursun ki, neredeyse geldiğini bile fark etmezsin…

Seni beklemek bekleyişlerin en güzeli…

Sen geldiğinde özlemle, iştiyakla, aşkla bekliyor olacağım burada...

Ey sevgili;

Sen hep varsın,

Hiç gitmedin ki…

Þimdi seni görecek büyük bir istidat bana da lütfedilir mi ki…

İhanet etmezsem bu aşka bana yeter,

Ey sevgiliden en sevgiliye ulaşabilmem için…

MEHMET GÜNDEM

hossada.biz

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.