Yârım, yarım elmam...

Yeryüzü, sanki bir elma bahçesi...
Ve bütün ağaçlardaki elmaların hepsi ikişer parça halinde düşüyor hayatın içine...
Yani, bütüüün elmalar yarım!
*
Sonra da bu renk renk, boy boy, sayısız yarım elma; eşini, diğer yarısını aramaya başlıyor, hem de; “acele etmezsen aradığını başkası yiyecek” paniğiyle...
Kolay mı, yarımını bulmak? Kendi rengine, kendi şekline, kendi tadına en uygun olan yarım elmayı bulmak kolay mı?
Her yarım, yârım olur mu?
*
Diyelim ki buldun yarımını...
Fakat belki de bir darbe almıştı eşin veya sen düşerken yaralanmıştın!
Biriniz çölee, biriniz göle düşmüştü belki; biriniz kurumaya, diğeriniz çürümeye başlamıştı, kim bilir...
*
Fakat her yarım elma, mükemmeli arıyor; yani “mükemmel bir yarım” elmayı! Zor olan bu...
İşin sırrı şu ki; mükemmel olan, zaten bütündür. Fakat arayan da, aranan da yarım! Yani burada iki yarım, bir tam’ı oluşturmaya çalışıyor, sıkıntı bu noktada...
Ve diğer sıkıntı; ekşi ekşinin, tatlı tatlının, mayhoş mayhoşun tadından hazzetmiyor ve tatlı tatlının tadını alamıyor!
İşte bu, sabır sınavı olmalı: İki yarımken bir bütün olacaksınız, bu duruma uyum sağlayacaksınız ve birbirinizin tadını alacaksınız...


*

 

Aşk, kırmızı bir elmadır dostlar; bütün ve tatlı. Kütür kütür ve suludur.
Yedikçe çoğalır; dişi olana ve çiğnemeyi bilene!


 

 

 

 

Muammer Erkul

Türkiye Gazetesi

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.