İlim ve Terbiye
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1991
Mahlukatın en şereflisi olan insan ,Allah ı tanımak için dünyaya gönderilip,ahseni takvim olarak yaratılmıştır .Düyaya getirilen insan, teşbih yapıldığında bir nokta dahi konulmamış tertemiz bir sayfa yada işlenmemiş hammaddedir. İşte bunun içindir ki; Peygamberler (Aleyhimüsselam) İlahî talim ve terbiye ile yetiştirilip birer muallim ve mürebbi olarak insanlara gönderilirler. Esasen bir muallim olmadanda insanoğlu kendi aklıyla, kendini usul ve terbiye edemez.Mutlak surette bir mürebbiye ihtiyacı vardır.Nitekim tarihte Fatihler,Yavuzlar, Kanuniler bilinir. Fakat onları yetiştiren terbiye eden Muallimleridir.
İslam alimleri de tarih boyunca bu hususa büyük ehemmiyet vermişlerdir. . Müslüman idareciler de, ilim ehline, talim ve taallüme büyük ehemmiyet vermişlerdir.
Hz. Allah (قل هل يستوي الذين يعلمون والذين
لا يعلمون) “Habibim! De ki: Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?” buyurarak ilmin talim ve terbiyenin üstünlüğünü beyan etmiştir.
Günümüz şartlarında insanların Allah’a kulluk yolunda sebat ve terakki edebilmeleri son derece zorlaşmış, bu hususta tâlim ve taallumün ehemmiyeti daha da artmıştır. Kaybedilecek zaman, boşa harcanacak imkân yoktur. Mevlamızın ihsan ettiği imkân ve fırsatları ganimet bilmek ve şu vakti ahirde kendimizi çocuklarımızı bir nebze olsun dünyanın debdebesi gıll-u gış inden muhafaza edecek meşgalelerle uğraşmak lazımdır.
En büyük tedris aileden başlamaktadır ,bu terbiyeyi çocuklarına verebilmesi içinde Baba ve Anneninde bu eğitimi almış yada kendini bu yönde geliştirmiş olması lazımdır .Zira,
bir şahıs,Hz Ömer (r.a) a oğlundan şikayet etti. Hz Ömer çocuğa darıldı Bunun üzerine o genç Ya emiral mü’minin evladın baba üzerine hakkı yokmu ?dedi , Hz . Halife
“Var anasını asil aileden alıb,yüz karası halden uzak bulunur,kendisine iyi isim verir ,Ku’anı Kerimi öğretir” dedi Çocuk “ya Emiral mü’minin babam annemi dörtyüz dirhem gümüşe satın almış....Benim ismimi “cul” (yani gübre böceği) koymuş Kur’anı Kerimden bir ayet dahi öğretmedi” deyince Hz. Halife “Ey ihtiyar hala şikayetin varmı? buyurdu
İbni mes’ut (r.a) a biri Çocuklarıma hafızı kur’anmı yapayım ?diye sual edince “Hıfsı Kur’anı namaz kılacak kadar bilse kafidir ilim öğretin! Osayede kur’an okumalarıda inkişaf eder buyurdu Hadisi Þerifde : “Evlatlarınızı Nebinizin ve Ehli beytinin muhabbeti ile ve Kur’an ı okutarak terbiye ediniz” buyuruluyor .
İlk olarak Anne Baba güzel ahlak sahibi olmalıdır ki, çocuklarıda onları örnek alsın islami edeblerden nasibdar olsunlar.
Hz. Peygamberimiz (A.S)’de: أكرموا أولادكم وأحسنوا ادبهم) “Çocuklarınıza ikram ediniz (iyilik yapınız) edeplerini de güzel yapınız.”, buyurmuşlardır.
Bu Hadisi şeriften, edebin ne kadar lüzumlu ve güzel, edepsizliğin de ne kadar çirkin ve tehlikeli olduğu anlaşılmaktadır. Haya, terbiye ve edep müslümanın en lüzumlu ve en güzel vasıflarındandır. Bu güzel ve lüzumlu vasıflar şüphesiz ki, herkesden evvel, Allah(C.C)’ın mükerrem kıldığı insanın talim ve terbiyesi ile meşgul olanlara lazımdır. Edepsizlik müslümana yakışmaz.
Tebiyede asıl şartlardan biri sevgidir.
Þefkat ve merhametin meydana gelebilmesi için sevginin olması şarttır. Sevgi , çocuğun büyümesi, yetişmesi, ferdi ve içtimai inkişafı, hayata sağlam bir şekilde intibakı için lüzumludur. Bu sebeple çocuğun, herşeyden önce sevgi ve şefkate ihtiyacı vardır , derin bir sevgi ve şefkat sahibi , Yardıma muhtaç olanların her zaman yardımına koşar, hatalarına karşı tükenmez bir sabır taşır. Çocuğu ile arasında sert ve keskin sınırlar çizmez. Çünkü bilir ki sevgi gösterilmediği takdirde onlar cemiyetten farklı olarak yetişir. Başkaları ile normal münasebet kuramaz. Cemiyete intibâkı zor olur. Yardımlaşma, ve fedakarlık duygularını geliştiremezler. Sevgiden yoksun bir çocuk bedenen gelişir büyür fakat büyüdüğü zaman, şefkat ve merhametli olamaz. İşte bundan dolayıdır ki, peygamberler dini tebliğ ederken insanlara şefkatle ve merhametle muamele etmişlerdir. Bu sevgi ihtiyacı dolayısıyladır. Hz. Peygamberimiz çocuklara karşı engin bir sevgi, derin bir şefkat, büyük bir merhamet göstermişlerdir. Sahabe de aynı yolu takip etmiştir.
Hz. Aişe (R.A)’den menkul olan bir hadisi şerifte: قدم الناس من الأعراب على رسول الله صلى الله عليه و سلم فقالوا: أتقبلون فقال:نعم. فقالوا:لكنا والله ما نقبل فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم: أملك إن كان الله نزع منكم الرحمة إن من لا يرحم ولا يرحم. “Bedevilerden birtakım ,insanlar Rasülüllah’ın yanına geldiler de:
- Siz çocukları öpermisiniz?, dediler
- Evet , cevabını verince, onlar:
- Lakin biz vAllahi öpmeyiz, dediler. Bunun üzerine peygamber efendimiz:
- “ sizden rahmeti aldıysa ben (vermeye) malik olur muyum?”
buyurdu ve ilave etti: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurdular.
Diğer önemli bir hususda çocuğuna daha Ana rahminde iken hatta daha önceki devrede, babasının sulbunde iken dahi her türlü hususta ihtiyat göstermelidir.
Hadisi şerif: de Yedikleriniz helal ve temiz olsun.Çünkü çocuklarınız yiyecekleriniz den
hasıl olur. Buyurumuştur.
Herat kadısı,beldesinin en muttaki şahsı olan kölesi Mübareke kızını nikahladığı vakit Mübarek ,kırk gün ona yakın olmayı tehir etti sebebi sorulunca “şübheli bir şey yemişse kanı temizlensinde çocuğa kötü tesir olmasın diye bu hali iltazam etmiştir.Abdullah ibni mübarek ismindeki meşhur âbid ve diğer güzel sıfatların sahibi Zat-ı Alişan işte Mübareğin mahdumudur .
Anlaşıldığı üzere çocuğu helal kazançla alde edilmiş helal lokma ile besleyib büyütmeli...
Zira haram lokmanın zürriyet ler üzerinde kötü tesiri olup fena huylara sebeb olduğu sabittir.Gaz lambasına mozot koyarsan şişeyi karartır Haram lokmada insan üzerinde sayısız fenalıklara sebeb olur .
C.Hak hem kendimizi hemde zürriyetlerimizi Habibi Edibinin yolunda yüremeyi nasib etsin...
Kaynak:Sadakat.net