Ağalayarak geçirmediğim zamana ağlıyorum...

ImageEbû Zeyd anlatır: Þa'bî'ye bir şey sordum Þa'bî Rahimehullah, tâbiînin büyüklerinden, meşhûr bir âlim, büyük bir velîdir. Aslen Yemenli olan Þa'bî'nin asıl adı Âmir b. Þerâhîl'dir. Hicrî yirminci yılda Basra'da doğmuştur. Künyesi Ebû Amr olup, nisbeti Þa'bî'dir. Hemdân kabilesinin bir kolu olan Þa'b kabilesine mensup olduğu için, Þa'bî denmiştir.Bu sorum için bana çok kızdı. Cevabını söylemesi için ısrar edince, onu söylemeyeceğine yemin etti. Bunun üzerine gidip ben de kapısının önüne oturdum. Benim bu konuda ısrarlı olduğumu görünce bana dedi ki:

"Ben, sorunun cevabını söylemeyeceğime yemin ettim. Fakat sana üç şey söyleyeceğim, iyi dinle. Bunları da aklından çıkarma. Birincisi: Allahu Teâlâ'nın yarattığı bir şey hakkında, "Bunu niçin yarattı?" deme! İkincisi: Bilmediğin bir şey hakkında "Ben onu biliyorum." deme! Üçüncüsü: Dinî meselelerde kendi aklına göre, mukâyese yapma! Bakarsın, bir helâli haram, haramı da helâl yapabilirsin. Neticede ayağın sürçüp, tökezler, mahvolup gidersin."

Þa'bî der ki:
"Bilmediği sorulunca "Bilmiyorum" demek, ilmin yarısıdır. Bilmediği bir şeyde Allah için sükût edenin alacağı sevap, konuşandan az değildir. Çünkü nefse en ağır gelen şey, bilmediğini kabûl etmektir."
Þa'bî Hazretlerine biri geldi ve cariyesinin kendisi vasıtasıyla Müslüman olduğunu söyledi. Bunun üzerine Þa'bî Hazretleri ona:
"Hayatında en hayırlı gün, bugünündür." buyurdu.

Þa'bî Hazretlerine bir gün bir grup geldi ve:
"Ey Amr'ın babası! Ramazan ayından önceki ve sonraki günü oruç tutanlar hakkında ne dersin?" diye sordular. Þa'bî onlara:
"Niçin böyle yapıyorlar?" diye sorduğunda "Ramazan ayından herhangi bir günü kaçırmamak" için dediler. Bunun üzerine Þa'bî şöyle dedi:
"İsrailoğulları bu yüzden helâk oldu. Ayın başlamasından bir gün önce ve bitiminden sonra bir gün oruç eklediler. Böylece otuz iki gün oruç uttular. O asır geçtikten sonra arkadan gelenler ikişer gün eklediler ve otuz dört gün tuttular. Böylece oruçlarını elli güne kadar çıkardılar. Sizler ramazan hilâlinin doğduğunu gördüğünüzde oruç tutun ve çıktığını gördüğünüzde yiyin."

Þa'bî dedi ki:
"Yalancı ile cimriden hangisinin cehennemin daha derin kuyusuna atılacağını bilmiyorum."
Yine demiştir ki:
"Fakirin sadakaya ihtiyacından fazla kendisinin sadaka sevabına muhtaç olduğunu bilemeyen zengin, sadakasını iptal etmiş ve ecrini kaybetmiştir."
Þa'bî bir gün ağlıyordu. "Niçin ağlıyorsun?" diye soranlara "Ağlayarak geçirmediğim zamana ağlıyorum." diye cevap verdi. Ali b. Eş'as b. Siyâr, babasından şöyle nakletmiştir: Þa'bî vefat edince, Basra'ya geldim. Hasan Basrî'nin huzuruna girdim. "Yâ Ebû Saîd! Þa'bî vefat etti." dedim. Bunun üzerine:

"İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn. O ömrü uzun, ilmi çok ve İslâm'da seçkin yer sahibiydi." dedi. Sonra oradan ayrılıp yine Þa'bî'nin vefatını haber vermek için İbn Sîrîn'in yanına geldim. Bu haberi duyunca o da Hasan Basrî Hazretlerinin söylediklerini söyledi.
Þa'bî Hazretleri hicrî 104 yılında Kûfe'de vefat etmiştir.

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.