Tenkit Psikolojisi

Hatalarımızın uygun şekilde bizlere ifade edilmesi ve bizim bunu kabul etmemiz, şahsî kemâlât açısından gereklidir. Birçok insanın hiç hoşlanmadığı tenkitte gaye ve ölçü ne olmalıdır, Peygamberimiz’in (sas) bu husustaki metotları nelerdir?.. Menfî tenkidi alışkanlık haline getiren kişilerin şuuraltında hangi düşünceler yatıyor olabilir, menfî tenkitçilerin toplum içindeki yeri nedir?.. Tenkidin ferdî ve içtimaî hayatta sebep olduğu hasarlar, olumsuzluklar... Tenkitte mihenk taşımız ne olmalıdır?

Her şeyi tenkit eden bir adam bir tabloyu da tenkit etmiş. Yanındaki: ‘Sen hiç bu kadar güzel bir eser meydana getirdin mi?’ deyince, adam: “Arkadaşım ben yumurtlamayı bilmem; ama bir yumurtanın sağlam veya çürük olduğunu pek âlâ anlarım.” diye cevap vermiş.

Birilerinin tenkit ettiğini, birilerinin de tenkit edildiğini sık sık görürüz. Acaba insanlar niçin tenkit eder? Tenkit etmenin arkasındaki psikolojiler nelerdir? Tenkidin faydaları var mıdır? Müspet tenkit nasıl yapılır? Tenkidin insan psikolojisine tesirleri nelerdir?

Tenkit; sözlü, yazılı veya fiilî olabilir. Lûgat mânâsıyla tenkit; herhangi bir insan, eser veya konunun, doğru-yanlış, eksik-fazla, güzel-çirkin yanlarını bulup gösterme işidir. Tenkidin ahlâkî zâviyeden iyi veya kötü olarak vasıflandırılması; kime, ne zaman, nerede, hangi dozda, hangi maksatla ve ne niyetle yapıldığına bağlıdır. Bu açıdan bakılınca tenkit, müspet tenkit (yapıcı olan, fayda sağlayan) veya menfi tenkit (yıkıcı ve zarar veren) olarak ikiye ayrılır. Tenkidin tesiri de yukarıda zikredilen hususiyetlere bağlı olarak farklılıklar gösterebilir.

Kişi niçin tenkit eder?

Ferdî ve içtimaî hayatın daha iyi hâle gelmesi için hataların fark edilip usûlünce ifade edilmesi yararlıdır. Ancak bu ifade şeklinin kişiye ve çevresine zarar vermemesi ve ifadelerin iyi niyetli olması gerekir. Bu şekilde yapılan müspet tenkitlerde yanlışı düzeltme mülâhazası vardır.

Aile ve cemiyette menfî tenkide kilitlenenler, giderek her şeyde bir olumsuzluk arama gibi bir duruma düşerler. Bu şekilde tenkidin bir alışkanlık olarak yapıldığı sık görülür.

Yıkıcı tenkidin gerisinde hissî ve nefsî mülâhazalar yatabilir. Rekabet ve kıskançlık da, kişiyi sürekli tenkide sürükler. Bu durumda tenkide mevzu olan hususu düzeltme ve çözme gayesi veya iyi niyet olmadığı için, iki taraf da bundan zarar görür. Kısacası ‘üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek’ niyeti ile konuşmamak gerekir. Değerlendirmelerde samimi olmak, hissî ve nefsî mülâhazaları terk etmek, çoğunlukla yıkıcı tenkit yapmamıza engel olsa da, bu tenkidin yerini, zamanını, dozunu ve üslûbunu ayarlayamadığımız takdirde, yıkıcı tenkitlerle karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Yıkıcı tenkit içtimaî bir hastalık haline gelebilir. Meselâ medyada ‘hatırı sayılır’ kişilerin bile, duygularına yenik düşerek yaptıkları yıkıcı tenkit şaşırtıcıdır. Tv’deki birçok tartışma programındaki tenkidin gerisinde, iyi niyetli bir yaklaşım yerine daha çok karşıdaki kişiye maddî- mânevî zarar verme gayesi vardır. Karşıdaki kişi ne söylerse söylesin, tek taraflı değerlendirme ve sonrasında tenkit yapılmaktadır. İçtimaî hayatı derinden yaralayan bu üslûbun yeni yetişen nesillere sirayet etmeden değiştirilmesi gerekir.

Batı kaynaklı “kişisel gelişim”de ferdiyetçiliğin bir kurtuluş gibi görüldüğü günümüzde, şahsiyet ve benlik aşırı yüceltilmiştir. Bu durumda, ‘var olmak için yok etme’ veya en başarılı olmak adına diğerleri geçilmeye çalışılıyor, diğer insanlar yıkıcı bir üslûpla tenkit ediliyor ve şahsî çıkarlar korunuyor. Benlik ve enaniyetin, menfî tenkidi artırdığı görülmektedir.

Dr. Hasan AYDINLI

Sızıntı Dergisi

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.