Kitap ve okuma kavramlarının açılımı
- Ayrıntılar
- Kategori: Kişisel gelişim
- Gösterim: 3121
Bir ülkenin sosyal ve kültürel anlamda gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergesi; fert başına düşen kağıt tüketimi ile basılan ve okunan kitap miktarıdır. Kitap okumak, sadece insan denen varlığa has bir özelliktir. Nasıl ki, yazmak bir sanatsa, okumak da ayrı bir sanattır. Çocukluğumda duyduğum ilk kelimelerdendi kitap ve okumak.
Rahmetli babaannemin babama: Evladım komşuları mevlide okudun mu? Ya da dostlarımızdan düğüne okumadığımız kaldı mı? Aman evladım! İyi bakın da kimse unutulmasın, kırılmasın sözlerinin zihnimde bıraktığı iz, ilk günkü kadar tazeliğini muhafaza etmektedir. Zira bizim diyarda davet etmenin adı, hâlâ kullanılan şekliyle okumaktır. Okumanın nişanesi de çok anlamlı bir nesne olan kibrittir. Çünkü kibrit, ateş parçasına göre bir medeniyet terakkisidir. Aydınlığın simgesidir. Düğün dernek davetiyesidir. Daveti yapana da okuyucu deniyor.
Kitap ve okumak
İnsanlık tarihi kadar iki eskimez kavram.
Çünkü ilk insana on sayfalık bir kitap verilmiştir.
Kitap verildiğine göre okuma da öğretilmiş demektir. Aksi halde okuma bilmeyen bir insana kitap vermenin izahlı bir mantığı olamazdı herhalde.
Dünyayı idare eden liderler çok okuyan insanlardan çıkmıştır. Dünyanın meşhur mucitleri de icatlarını çok kitap okuyarak gerçekleştirdikleri bilinen bir gerçektir.
Öyleyse biz de bir kitabı okurken nelere dikkat etmeliyiz?
-Her şeyden önce elimize aldığımız bir kitabı, okumadan önce sağlıklı bir muayeneden geçirmemiz gerekir. Ön ve arka kapak kompozisyonu, kitabın adı, yazarı ve varsa arka kapaktaki açıklama gözden geçirilmelidir. Yazarı hakkında kısaca malumat edindikten sonra, öncelikle önsöz çok dikkatli bir şekilde okunmalıdır.
Çünkü, önsöz kitabın tanıtımı ve takdimidir.
-Yazar, kitabın hangi amaçla yazıldığını ve bu kitapla neyi hedeflediğini önsözünde özetle belirtir. Önsöz,
kitabın içeriğinin fotoğrafıdır da diyebiliriz.
-Kitap, anlayarak, kavrayarak ve özümseyerek büyük bir dikkatle okunmalıdır.
-Anlamadan okunan kitaptan hiçbir fayda sağlanamadığı gibi, boşuna zaman kaybına da sebep olur. Suya yazılan yazı gibi kalıcı olmaz ve zihnimizde iz bırakmaz.
-Kitaplar, okuyucuya çok değişik ve renkli dünyaları yansıtan aynaya benzerler. Yazarlar kitaplarında, bin bir zahmetle elde ettikleri tüm birikimlerini ortaya koyar ve okuyucuya hazır olarak takdim ederler. Kendi fikirlerini ve iç dünyalarını belirtirler.
Bununla okuyucuya bir mesaj da vermek isterler. Okuyucu olarak, yazarın iç dünyasına girilip satır aralarından o mesaj alınmalıdır. Okunan kitabın, dil, üslup ve muhtevası üzerinde de hassasiyetle durulmalıdır.
Anlatımdaki orijinallikler yakalanmalı, işlenen motifler belirlenmeli ve kullanılan kavramlar, atasözleri, deyişler, tekerlemeler ve espriler başkasına ifade edilebilecek düzeyde öğrenilmelidir.
Kitabın okunan bölümlerinde, bilinmeyen kelimeler sözlükten bulunarak bellenmeli, zihinde iz bırakması ve hafıza dağarcığına iyice yerleşmesi için günlük konuşmalarda kullanılmalıdır.
Bu durum; hem yeni yeni kelimeler öğrenmeyi sağlayacak, hem de okunacak her yeni kitabın daha kolay anlaşılması sonucunu doğuracaktır.
-Kitap okunurken cümle yapılarına, temel kavramların ve öğelerin sıralanışına, fikrin işlenişine dikkat edilerek deneyim kazanılmalıdır.
-İlgimizi çeken orijinal bir düşünce, tekerleme, özlü söz, beyit, deyim altı çizilip, not edilmeli ve bu notlar gerektiğinde istifade edilmek üzere özenle muhafaza edilmelidir.Zarflama sistemi ya da not defteri kullanılabilir.
-Okunan birden fazla kitap, dil ve üslup bakımından birbirleriyle mukayese edilerek değerlendirilmelidir.
-Okunan kitapta anlatılan konu ya da konuların, anlatım tarzına, işleniş planına, cümle ve paragraf yapısına da dikkat edilmelidir. Böylelikle ileride yazmak söz konusu olduğunda bir alt yapı oluşturulmalıdır.
-Kitap okumada önemli hususlardan biri de, ilgi alanımıza giren, merak ettiğimiz konuları işleyen ve çok ihtiyaç duyduğumuz hususlara temas eden kitapları seçerek okumamız gerekir. Aksi halde arz talep dengesi kurulamayıp elde edilmek istenen netice alınamaz.
-Okunacak kitabın, okuyacak kişinin seviyesine uygun olmasında da büyük fayda vardır. Zira, seviyemizin üzerinde bir kitabı okumaya kalkarsak zorlanırız. Cümleleri anlayabilmek için sık sık tekrarlar yapmak, hatta sayfa tekrarları yapmak zorunda kalabiliriz. Belki bu zorlanma, bizim kitap okuma hevesimize darbe de vurabilecektir.
-Kitabın tamamı okunduktan sonra, toplu bir değerlendirme yapılmalıdır. Ben okuduğum bu kitaptan ne anladım? Bu kitap bana ne kazandırdı? Soruları sorularak cevapları üzerinde durulmalıdır.
-Kitap, aşıkın maşuka duyduğu sevdasıyla, çöldeki bağrı yanmış insanın su içişindeki edasıyla, Arşimetin buldum buldum diye haykıran sevincindeki sedasıyla, yani o heyecan ve aşkla okunmalıdır.
-Kitap, yazarların gözlemlerini nasıl sergilediklerine ve olayları değerlendirirken nasıl ve hangi argümanları kullandıklarına dikkat edilerek okunmalıdır.
-Kitap okumak, insanı ideal sahibi yapar. İdeal ise; kültürlü bir insanın en bariz vasfıdır. Unutulmamalıdır ki, yüksek idealleri olmayanların parlak istikballeri de olmayacaktır.
Þimdi de kitap ve okuma üzerine birkaç değerlendirme sunalım.
-Cemil Meriçin ifadesine göre: Yazar düşüncesini yardım olsun diye sunmaz. Bir mükâfattır bu. Lâyık mısınız, değil misiniz? Anlamak ister. Tabiat da öyle değil mi? Altın neden toprağın derinliklerinde? Okurken araştırmaya çıkacağınız maden: Yazarın düşüncesi veya niyeti
-Her dilden lügatler bulunmalı kütüphanenizde. Okuduğunuz metinde hiçbir karanlık kelime kalmamalı.
-Bir çokları kitabı ucuz olduğu için almaz. Düşünmez ki, kitabın tek değeri, okunmasındadır. Bir değil birkaç kez okunmasında, çizilmesinde, tanınmasında. Okurken sadece ilham alırız. Kafamız dilediği gibi çalışır. Hem yalnızız, hem beraber Güzel kitaplar yazar
için, bir son, okuyucu için bir davettirler.
-Kitap çiçek, zihin arı, dış dünya kovan, aydın okumak için okur. Okuma zihni hayatı uyandırmalı, yerini almamalı onun.
-Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekasını mahveder.
-Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır.
-Dursun Gürlekin ifadesine göre de: Kitap okumak ve bu işten zevk almak, bir ruh disiplini, bir tecessüs kanatlanması ve zihni melekelerin haz deryasına dalmasıdır.
Þükriye Biçici, Okur-Yazar dergisinin Kitap ve Mekan başlıklı yazısında Kitap okuma keyfini ikiye katlamaya ne dersiniz? Sorusunu sorar ve şu cevabı verir: Kitaba ayrılan zaman özeldir Okumanın tadını artırmanın en kısa yolu, okuduğumuz kitabın atmosferine uygun mekânlar bulup, kitap okumayı bir seremoniye dönüştürmek olsa gerek
Kitap okuma alanları denince çoğumuzun aklına kütüphaneler gelir. (İronik olan şu ki, gidip zamanımızı gönlümüzce geçireceğimiz kütüphane bulmak zor değil, ama iş kapıdan içeriye girebilmekte!) Bazı okurlar ise bu özel zamanı daha özel mekânlarda geçirmek konusunda ısrarcıdır Kitap ve okuma kavramları hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini alması dilek ve temennisiyle